Evde kalma sürecinde pasif içicilik arttı mı?
31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü'ne özel Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Aykaç, özellikle pandemi döneminde evde kalma sürelerinin uzamasıyla birlikte kapalı ortamlardaki pasif içiciliğin artmış olabileceğine dikkat çekerek, önemli bilgiler verdi.
Tütün ürünlerinin kullanımı, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içinde ilk sıralarda yer alıyor. Hem aktif hem de pasif içiciliği, ciddi yan etkilere yol açan tütün ürünlerinin, kardiyovasküler, solunum ve nörolojik sistem başta olmak üzere vücutta tüm sistemler üzerine olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Bu nedenle tütün tüm dünyada önemli bir ölüm ve hastalık nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Evde kalma sürecinde pasif içicilik artabilir
“Toplumsal hareket kısıtlılığıyla evde kalma süresinin uzaması hem bağımlıların tütün ürünlerinin tüketimini, hem de beraber yaşadıkları kişilerin pasif tütün dumanı maruziyetini yani pasif içiciliğini artıracaktır. Bu özellikle yetişkinlerin evde birlikte yaşayan çocukların yanında sigara içmesi kötü rol model olması ve çocukların sigara kullanılmasına özendirmesi açısından önemlidir.
Koronavirüs pandemisinde de diğer tüm zamanlarda olduğu gibi tütün ve tütün ürünlerinin insan sağlığı açısından olumsuz etkileri vardır ve bu alışkanlık terk edilmelidir. Tüm bu nedenlerle; sigarayı bırakmanın tam zamanı, hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018’de yayımladığı rapora göre dünyada 1,1 milyar kişi sigara içmektedir. Sigara kullanımına bağlı nedenlerden her yıl 7 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Türkiye’ye baktığımızda; Sağlık Bakanlığı’nın 2017 Sağlık İstatistikleri Yıllık Raporu verilerinde Türkiye’deki 15 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 29,2’si her gün düzenli olarak tütün ürünü kullanmaktadır. Özetle hala dünyada ve Türkiye’de tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı-bağımlılığı ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.
Sigara içen 5 kişiden birinde akciğer kanseri gelişiyor
Sigara dumanında bulunan 5000’den fazla kimyasal maddenin en az 70’i kanser yapıcı (polisiklikaromatik hidrokarbonlar, N-nitroz aminler, aromatik aminler, aldehidler, fenoller, volatil hidrokarbonlar, diğer organik ve inorganik bileşikler) olarak tanımlanmıştır. Sigara dumanında bulunan kanser yapıcı bileşikler, insan vücudunda hücre DNA’sı ile reaksiyona girerek genlerde değişikliğe yol açarak, kanser gelişimine neden olmaktadır. Bu yüzden sigara içen her beş kişiden birinde akciğer kanseri gelişmektedir. Günde 10 veya daha az sigara içen bireylerde dahi akciğer kanser riski 20 kat, günde 4’ten az sigara içenlerde ise hiç içmeyenlere göre 5 kat artmaktadır. Ayrıca günümüzde, kendisi tütün ürünü kullanmadığı halde, tütün dumanına pasif olarak maruz kalan erişkinlerde de akciğer kanseri riskinin arttığı görülmektedir. Bu kanser yapıcı bileşikler, bilinenin aksine puroda ve nargilede sigaradan daha fazla oranda yer almaktadır.
Aktif ve/veya pasif tütün mamülleri maruziyeti, kronik bronşit ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gelişiminin en önemli nedenidir. KOAH gelişiminin önlenmesi ve hastalığın tedavisinin en temel ve ilk basamağı tütün ürünlerinin mutlaka bırakılmasıdır.
Aktif ve/veya pasif tütün maruziyeti astım gelişimine yol açmakta, astımlı hastalarda atak sayısı ve sıklığını artırmakta ve hastalığın kontrolünü, tedavisini güçleştirmektedir.
Enfeksiyonlara yatkınlığı artıran bir risk faktörü
Tütün ve tütün ürünleri kanser, kardiyovasküler hastalık ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı ilişkili erken ölümlerin en önemli nedenidir ve solunum sistemindekiler başta olmak üzere enfeksiyonlara yatkınlığı artıran önemli bir risk faktörüdür. Bu risk faktörü aktif içicilikte olduğu gibi pasif içicilikte de önemlidir. Sigara içmek hem viral hem de bakteriyel enfeksiyonlara yatkınlığı artırmaktadır. Sigara içmek ayrıca bağışıklık sistemine ve enfeksiyonlara karşı sigara içenleri bulaşıcı hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir. Yapılan çalışmalarda akciğer enfeksiyonlarını 2 kat ve gribal enfeksiyonları 5 kat artırdığına ilişkin yayınlar vardır. Ayrıca sigara kronik bronşitin en temel nedenidir. Tütün ürünlerinin dumanına maruz kalan pasif içici konumunda kalan çocuklarda da artmış sıklıkta üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak iltihapları ve meningokok enfeksiyonu bildirilmiştir.
Koronavirüs riskini artıran en önemli faktörlerden
Aralık 2029 tarihinde etkenin tanımlanmasıyla birlikte dünya COVID-19 Pandemisi ile uğraşmaktadır. Bugüne kadar vaka sayısı 170 milyona ölümlerde 4 milyona yaklaşmıştır ve günlük vaka sayısı halen 300-400 bin arasında seyretmektedir. COVID-19 riski ve hastalığı ağırlaştıran en önemli faktörler; yaş, sigara, eşlik eden ek hastalık varlığı sayılabilir. Sigara bu nedenle hem direk hem de ek hastalık riskini artırması açısından COVID-19 için en önemli ağırlaştırıcı faktörlerden biridir.
COVID-19 hastalığında en önemli korunma yöntemi maske, mesafe, hijyen ve aşıdır. Sigara kullanımı maske kullanılmasını ortadan kaldırarak bulaşı artırmaktadır. COVID-19 etkeni SARS-CoV-2 (Severe AcuteRespiratory Syndrome-coronavirus-2) angiotensin-converting enzim reseptörlerini kullanarak hücre içine girmektedir. Sigara içenlerde bu reseptör proteinleri artmakta ve virüsün hücre içine girişi kolaylaşmaktadır.COVID-19’u ağır geçiren olgularda sigara içme oranı daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca yoğun bakıma yatış, mekanik ventilasyon, ölüm oranları da daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından da nargile, elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünleri gibi yeni tütün ürünleri de sigaraya benzer şekilde olumsuz etkilerinin olduğu vurgulanmıştır. SARS-CoV-2 testi pozitif olanlar arasında, sigara içicisi olanların sigara içicisi olmayanlara göre daha fazla semptom gösterirler. Bir başka deyişle sigara içenlerde asemptomatik COVID-19 daha az görülmektedir. COVID-19 ve tütün ürünleri ile ilgili dünyada çok fazla çalışma yapılmıştır. Sigara-COVID-19 birlikteliğinde mevcut çalışmaların verilerinden elde edilen sonuç, sigara içenlerin içmeyenlere göre şiddetli COVID-19 semptomlarına sahip olma olasılığını 1.4 kat, yoğun bakım ünitesi ve mekanik ventilasyon ihtiyacı ve ölüm olasılığını yaklaşık 2,4 kat artırdığıdır.
COVID-19 ve sigara ilişkin yapılan çalışmaların sonuçlarını özetlersek, aktif sigara kullanıcısı olanlarda:
-COVID-19 ağırlığında ve hastane başvurularında artış,
-COVID-19 mortalitesinde artış,
-COVID-19 bulgularında artış,
-COVID_19’un yoğun bakım ünitesinde edilmesinde artış,
-COVID-19 semptomlarını geliştirme riskinde artış gösterilmiştir.
Nargile ve elektronik sigara masum mu?
Elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünleri gibi yeni tütün mamulleri de geleneksel tütün ürünlerine benzer sağlık riskler taşır. Ayrıca bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek, alt solunum yolu enfeksiyonu riskini artırır. Ayrıca, elektronik sigaralar, akut akciğer hasarı ile solunum yetmezliği ve ölüme yol açabilmektedir. Bir başka zararları da patlama ve ateş alma sonucu gelişen baş-boyun yaralanmaları, ağız içi travmalar, doku nakli gerektirebilecek düzeyde yanıklar gibi sonuçları olabilmektedir.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre nargile dumanındaki zehirli maddeler insan sağlığını çok tehlikeli düzeylerde etkileyen kimyasal- zehirli maddeler (arsenik, krom, kurşun, nikel, kobalt) içermektedir. Nargiledeki arsenik, nikel, kobalt, krom ve kurşun miktarı, sigara dumanındaki miktarlara göre çok daha yüksektir.
Gençlerde e-sigara kullanımındaki artış endişe verici
Sigara ve tütün ürünlerinin kullanımının azaltılması ve ortadan kaldırılmasına yönelik hem bütün dünyada hem de ülkemizde çok büyük ve çoğu da başarılı olan çalışmalar yapılmaktadır. Ancak tütün tüketim istatistiklerine bakıldığında bu çalışmaların yeterli olmadığı söylenebilir. Ayrıca e-sigara, ısıtılmış tütün ürünleri nargile gibi ürünlerin kullanımı giderek artmaktadır. Bu ürünlerin endüstri tarafından desteklenen “zararlı değil” imajı kullanım artışını da beraberinde getirmektedir. Elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünleri de aslında birer tütün ürünüdür. Özellikle, ürünü pazarlayan endüstrinin ana hedef kitlesini oluşturan gençlerde e-sigara kullanımındaki artış endişe vericidir. Pandemi süresince halkı bilinçlendirme kampanyalarına mutlaka sigara bırakma yöntem ve stratejileri eşlik etmelidir.