Elektronik sigaralar bağımlılığın sürmesine yol açıyor!
Paket sigaraya kıyasla daha ekonomik olması nedeniyle sarma tütün şeklinde sigara kullanımında son birkaç yıl içinde dünyada ve ülkemizde ciddi artış yaşanıyor. Sarma tütünün paketli sigaraya kıyasla daha az zararlı olduğuna dair yanlış bir inancın olduğunu belirten uzmanlar, başta akciğer kanseri olmak üzere gırtlak kanseri, mide kanseri, pankreas kanseri gibi ciddi hastalıklarla birlikte felç, beyin ve kalp damarlarında sertleşme sorunlarının da ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Uzmanlar bilinenin aksine elektronik sigara kullanımının bağımlılığı sürdürdüğünü söylüyor ve bağımlılık tedavisinde psikoterapinin etkili olabildiğini ifade ediyor.
Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü; paket sigaraya kıyasla daha masum görülen sarma tütün kullanımının sağlık üzerindeki etkilerine ve sigara bağımlılığının tedavi yöntemlerine değindi.
Sarma tütünün popülerliği artıyor
Tütünün hem sigara üretiminde hem de zirai ilaçlama amacı ile kullanıldığını belirten Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, “İçeriğinde insan sağlığı için tehlike oluşturan maddeler barındırıyor. Sarma tütün şeklinde sigara kullanımında son birkaç yıl içinde dünyada ve ülkemizde ciddi artış yaşanıyor. Bu artışın en önemli sebebi sarma tütün şeklinde sigara kullanımının paket olarak satılan sigaralara göre daha ekonomik olması. Bu durum sarma sigaranın zaman içinde popülerliğini de artırdı.” dedi.
İşte sarma tütünün sağlığa zararları…
Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, ekonomik sebeplere ek olarak sarma tütün kullanımındaki artışa etki eden bazı yanlış inançların da olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bunlardan biri sarma tütünün paketli sigaraya göre daha az zararlı olduğuna dair yanlış inançtır. Her iki şekilde sigara kullanımı da insan sağlığı açısından oldukça zararlı olduğunu söyleyebiliriz. Akciğer kanseri olan hastalar ile yapılan çalışmalar, sarma sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalar sarma sigaranın akciğer kanseri, böbrek kanseri, gırtlak kanseri, yemek borusu kanseri, pankreas kanseri, mide kanseri gibi pek çok kanser türüne sebep olduğunu gösteriyor. Bunlara ek olarak beyin ve kalp damarlarında sertleşmeye, felce, kalp krizine, yüksek tansiyona, üst solunum yolu hastalıklarına, migrenin tetiklenmesine, gebelik döneminde bebeğin gelişimine olumsuz etkiye, erken doğuma ve düşüğe, hafıza zayıflığına, cilt sağlığını bozmaya neden olduğu da ortaya konulan sonuçlar arasında yer alıyor.”
Elektronik sigara bağımlılığın sürmesine yol açıyor
Elektronik sigaraların günümüzde sigarayı tamamen bırakmadan önce bireylerin attıkları bir ön adım olarak dikkat çektiğini belirten Cücü, “Fakat elektronik sigaralar hem fizyolojik bağımlılık sürmeye devam ettiği için, hem sigara içme davranışına dair ritüeller kısmen değişiklik gösterse de farklı şekilde devam ettiği için bağımlılığın iyileşmesine değil sürmesine katkı sağlıyor. Bu noktada kişilerin niyeti sigaradan kurtulmak ya da azaltmak olsa da yerine elektronik sigarayı koymak, kısa süre içinde sigaraya eskisi gibi geri dönüşlere yol açıyor. Ayrıca farklı aromalar ile tatlandırılması, pek çok alanda içiminin mümkün olması kullanımı teşvik ediyor ve artırabiliyor.” dedi.
Psikoterapi ile tedavi mümkün
Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, sigara bağımlılığının tıpkı diğer bağımlılık türleri gibi tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Her bağımlılıkta olduğu gibi sigara bağımlılığında da nüksler görülebiliyor ve kişi yeniden kullanıma dönebiliyor. Fakat bu durum kişinin asla bağımlılığından kurtulamayacağı anlamına da gelmiyor. Sigara bağımlılığı tedavisinde hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi fayda sağlıyor. Psikoterapilerde bağımlılığın doğasını anlamak, sigara ile kurduğu ilişkiyi tanımak, sigaraya atfettiği anlamları fark etmek ve yeniden değerlendirmek, sigarayı bırakmaya yönelik duyduğu endişe, korku ve üzüntü gibi duyguları fark etmek ve bu duygular ile uygun şekilde başa çıkmayı öğrenmek, tetikleyicileri ve riskli durumları fark etmek ve önlemler almak, istek ile baş etmeyi öğrenmek, motivasyonu desteklemek gibi adımlar bireysel bazda çalışılıyor ve fayda sağlayabiliyor. Psikoterapilere ek olarak doktor tarafından reçete edilen bazı ilaçlar da bırakma sürecini kolaylaştırıyor.”