SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Dünyanın en büyüğü ama kanalizasyonu yok! 43 milyar liraya mâl olmuştu

Modern olanaklar ve zengin kültürel mirasın karışımı olan Dubai, özellikle 2010 yılında tamamlanan 828 metre yüksekliğindeki dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa ile tüm dikkati üzerine çekmeyi başarıyor. Ancak her şeyiyle göz alıcı olan kent, oldukça basit bir konu olarak görülen kanalizasyon noktasında sınıfta kalıyor. Peki lüks otelleri, alışveriş merkezleri ve dikkat çekici mimarisiyle adından söz ettiren şehir, dışkı problemi konusunda neden başarısız? İşte cevabı.

|

Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Birleşik Arap Emirlikleri'nin en kalabalık şehri olan dünyaca ünlü Dubai, son yıllarda ülkenin başkenti Abu Dabi'den bile daha büyük bir popülerliğe sahip. Modern olanaklar ve zengin kültürel mirasın karışımı olan, gelişmiş ve kozmopolit yaşam tarzıyla adından söz ettiren kenti her yıl dünyanın farklı yerlerinden çok sayıda kişi ziyaret ediyor. Dubai, özellikle 2010 yılında tamamlanan 828 metre yüksekliğindeki dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa ile tüm dikkati üzerine çekmeyi başarıyor. Ancak birbirinden gösterişli bina, araba ve otellerin yer aldığı bu kentin akıllara durgunluk veren bir sorunu var. Her şeyiyle göz alıcı olan Dubai, oldukça basit bir konu olarak görülen kanalizasyon noktasında sınıfta kalıyor. Peki lüks otelleri, alışveriş merkezleri ve dikkat çekici mimarisiyle adından söz ettiren şehir, dışkı problemi konusunda neden başarısız?


"Şehirdeki temel sorunun sebebini daha iyi anlayabilmek için öncelikle Dubai’nin inşa edilme sürecine bakmak gerekiyor. Kentin sahip olduğu tüm muhteşem yapıları ve işletmeleri, turistleri çekmek için hükûmet tarafından finanse ediliyor. Dünyanın dört bir yanından buraya gelen insanların ilgisini toplamak amacıyla oldukça düşük vergi politikaları uygulanıyor. Gelir veya satış vergisi olmayan şehir, bu durumu diğer gelir akışlarını artırma yoluna giderek telafi ediyor. Bu tarz bir vergi politikası belirlemesi ise yeni bir projeye girişmek istediğinde borçlanmak zorunda kalmasına neden oluyor."

Şehrin en can alıcı yapılarından biri ise 1.5 milyar dolara (yaklaşık 43 milyar lira) mâl olan 163 katlı devasa bina Burj Khalifa. Dubai, sahip olduğu özelliklerle birçok rekor kıran binayı inşa ederken de borçlanıyor. Üstelik o dönem tek gideri yalnızca bu gökdelen de olmuyor. Şehir, ayrıca Emirates filosunun yapımı ve reklam kampanyası için milyarlarca dolar harcıyor.

2018 yılında borçlarının 65 milyar dolara ulaştığı tahmin edilen Dubai’nin, Burj Khalifa ve Emirates filosunun dışında farklı projeler için de büyük paralar harcadığı görülüyor.

ASLINDA İNŞAATI KISA SÜRDÜ

Harcanan rakam, ülkedeki gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 56’sına tekabül ediyor. Diğer ülkeler ve şehirler gibi vergi ya da petrol geliri olmayan Dubai’yi büyük oranda turizm ücretleri ve yatırımlar ayakta tutuyor.

Dubai’de kaç kişinin yaşadığı ve insanların şehrin hizmetlerinden hangi oranda faydalandığı, şehrin gelir kaynağı açısından bir hayli önem taşıyor. 2008 yılında birçok devlet bankasının neredeyse çökmesine sebep olan küresel mali krizden de etkilenen kentin gelirlerini artırmaktan başka çaresi kalmıyor. Yaşanılan süreç, daha yapım aşamasında bile ilgi odağı olan Burj Khalifa'nın inşaatına büyük bir hız kazandırıyor.


İLK ETAPTA GEREKLİ OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ

Burj Khalifa'nın yapım aşamasında amaç belliydi. Yapı, dünyanın en yüksek gökdeleni olarak binlerce insanın dikkatini çekecek ve şehre gelen turist sayısının artmasını sağlayacaktı. Bu nedenle gökdelenin inşası bir an önce bitirilmek istendi ve bu esnada bir kanalizasyon sisteminin gerekli olmadığına karar verildi.

Dubai’de kanalizasyon altyapısını geliştirmek için zaman veya para harcamak şaşırtıcı bir şekilde öncelikler arasında yer almadı. Bu nedenle atıkları kamyonlarla dışarı atmak şeklinde kısa vadede kanalizasyon sistemini genişletmekten daha ucuza mal olacak bir anlayış benimsendi.

Burj Khalifa’nın ününün yayılacağı ve gökdeleni ziyaret eden insan sayısının bu kadar fazla olacağı kimsenin aklına gelmedi. Bu durum binada çok daha fazla atık birikmesine neden oldu. Gökdelenin günde 35 bin kişiyi ağırlayacağı tahmin ediliyordu. Bu da tam 7 bin kilo dışkı anlamına geliyordu.

"Burj Khalifa’nın bu atıklardan kurtulması için kamyonlar gün aşırı gelip binadan sürekli olarak dışkı pompalıyordu. Ancak bir sorun daha vardı. Şehrin kanalizasyon hatları, gerekli taşıma kapasitesine sahip değildi. Bu da kuyrukta bekleyen kamyonların, fabrikalara saatlerce insan atığı atmasına sebep oldu. Şehir genişlemeye devam ettikçe de bu durum şehir merkezindeki çok sayıda binanın kaderi hâline geldi."


SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇTI

Tek amac  nüfusunu artırmak ve dünya çapında tanınmak olan Dubai için bu problem, uzun yıllar boyunca ciddi anlamda çözülmek için çaba harcanmayan bir konu oldu. 2017 yılına gelindiğinde ise yıllardır devam eden kamyonlarla dışkı taşıma durumu, artan sağlık problemleri sebebiyle son buldu.

Sağlık problemlerinden sonra harekete geçen Dubai yönetimi, kanalizasyon sistemini büyük ölçüde iyileştirmek için tam 30 milyar dolarlık (yaklaşık 867 milyar lira) bir bütçe ayırdı.

BU SORUN EN ERKEN NE ZAMAN BİTECEK?

Hedeflenen yeni sistem, milyonlarca metreküp sulama suyu üreten atık suyun azaltılmasına da yardımcı olacak. Fakat proje şimdilerde tamamlanmış değil ve 2025’e kadar sürmesi planlanıyor.

Dubai, 2025 yılından sonra sadece birkaç yıl içinde dışkı taşıyan turuncu tankerlerinden büyük oranda kurtulmuş olacak ve sahip olduğu modern mimari tasarımlarının yanına aynı seviyede bir kanalizasyon sistemini de dahil etmeyi başaracak gibi gözüküyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.