Dudak kalınlaştırma mı, dudak şekillendirme mi?
Dudaklara dolgu uygulamasının sadece tecrübeli ve kişinin anatomisine saygılı doktorların elinde memnun edici sonuçlar vereceğine dikkat çeken Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Gündoğan, dudak şekillendirme hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.
Dudak kalınlaştırma olarak isimlendirilen işlemin başarısızlıkla sonuçlanmasının en önemli sebebi aslında dudakların kalınlaştırılamayacak olmalarıdır.
Dudaklar şekillendirilebilir ancak kalınlaştırılamazlar, sadece “büyütülebilirler”. Dudakların anatomik nüanslarına dikkat edilmeden yapılacak bir dolgu işlemi sonrasında ne yazık ki “altta bir sosis üstte bir sosis” olarak gözüken ve estetikten tamamen uzak ve hatta itici sonuç ortaya çıkmakta ve uygulamayı düşünen kişilerde çekincelere yol açmaktadır.
Yazının bu aşamasından itibaren dudak şekillendirme tabiri kullanılacaktır.
Dudak şekillendirmede başarının tek ve en önemli kriteri anatomiye saygı göstermek ve doğanın limitlerini zorlamamaktır (gerekenden fazla miktarda dolgu maddesi kullanılmaması).
Dudak şekillendirme de cerrahi yöntemler ve yağ enjeksiyonları kullanılmakla birlikte günümüzde en sık dolgu enjeksiyonu uygulanmaktadır.
Dudak şekillendirme sanıldığı kadar kolay bir işlem değildir ve uygulanacak malzemenin dudağa uygun olmasından, kullanılacak tekniğe ve uygulamayı yapan kişinin tecrübesine göre sonuç değişmektedir.
Gereken miktarda dolgu malzemesi kullanılmalı!
Güzel bir dudak elde etmenin temel koşulu o kişinin anatomisine uygun çalışılması ve sadece gereken miktarda dolgu maddesi kullanılmasıdır. Uzun vadede sorun çıkarma ihtimali yüksek olan ve hata marjı çok dar olan kalıcı dolgu maddelerinin kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. Geçici dolgu maddeleri adı üzerinde her ne kadar geçici olsalar da en azından uygulama sonrası memnuniyetsizlik halinde bu durumun hayat boyu bir pişmanlık haline gelmesinin önüne geçecektir. Benzer şekilde yıllar içinde yaş ile birlikte değişen dudak hacmi ve şekline uygun çalışılmasına izin verip dolayısı ile her yaş grubunda daha doğal sonuçların alınmasına olanak verecektir. Yirmi yaşında iken kalıcı dudak dolgusu uygulanan bir kadının 60 yaşına geldiğinde aynı dudaklara sahip olmasının ne kadar komik gözükeceğinin sanırım herkes farkındadır.
Sanılanın aksine mevcut dudaklar çoğu zaman ince değildir ancak zaman içinde dudağın görünen (kuru) kısmının içeri doğru dönmesi sonucu görünürlüğü azalır. Bir pamuklu kulak çubuğunu alıp ayna karşısında üst dudağınızı beyaz kısmından hafifçe yukarı döndürdüğünüzde ne dediğimi anlayacaksınız. Bir anda dudaklar daha hacimli ve güzel gözüktü değil mi? Peki dudağa bir madde enjekte ettik mi? Hayır. Demek ki sorun dudağın kalınlığında değil içeri dönmesinde. İşte tam bu durumda yapılacak uygulama dudağı kalınlaştırmaya yönelik değil çevirmeye yönelik bir dolgu uygulaması olmalıdır ve hemen her zaman durum bundan ibarettir.
Özellikle üst dudak şekillendirilirken dudağın mevcut anatomisine uygun çalışılması çok önemlidir. Dudakların çevrilmesi sonrası daha dolgun bir görünüm istendiği takdirde dudağa bir sosis muamelesi yapmadan sadece anatomik nüanslarının belirginleştirilmesi ile yapıldığı belli olmayan dudak şekli almak mümkün olacaktır.
Dudak dolgusu sonrası ortaya çıkan en itici görüntü ise (kalınlaştırma amaçlı dudağın kırmızı kısmı ile burun kökü arasında kalan beyaz kısmının dolgunlaştırılması sonucu ortaya çıkan) üst dudağın profilden konkav (basık) şeklinin konveks (çıkıntılı) hale gelmesidir. Hemen aklınıza bir maymun profili getirin ne demek istediğimi anlayacaksınız (insanlarda üst dudak profilden konkav iken maymunlarda konvestir).
Dudak işlemlerinde bunlara dikkat!
Dudaklara yönelik işlemlerde sık yapılan hatalardan bir tanesi de dudakların etnik karakterlerine saygı gösterilmemesidir. Kabaca bir ölçek ile içinde bulunduğumuz beyaz ırkta üst dudak 2 kalınlığında ise alt dudak 3 kalınlığındadır. Asya ve siyahi ırklarda ise bu oran bire bire yakındır yani alt ve üst dudaklar neredeyse eşit kalınlıktadır. Dolayısı ile üst dudağın aşırı büyütmesi sonrasında alt ve üst dudak hacimleri birbirine yaklaşacağından estetik olarak (bazen neden olduğunu anlamasak bir şeylerin yanlış olduğu hissi uyandırır) güzel durmayacaktır. Benzer şekilde sadece üst dudak uygulaması yapıldığında oluşacak olan oran bozukluğunun giderilmesi için hemen her zaman alt dudağa da uygulama yapılması (daha küçük bir dokunuşta olsa) gerekmektedir.
Sonuç olarak dudaklara dolgu uygulaması sadece tecrübeli ve kişinin anatomisine saygılı doktorların elinde memnun edici sonuç vermektedir. Kullanılacak miktarın anatomik sınırları aşmaması gerekmektedir. Unutmayın dolgu uygulaması yemeği yaparken tuz atmak gibidir, fazla konduğunda nasıl yemek yenmez hale gelirse aşırı dolgu kullanımı da pişmanlığa sebep olabilir. Aynı tuz örneğinden devam edecek olursak az geldi ise yemek sırasında tuz ekleyebiliriz, benzer şekilde yeterli gelmemiş miktarda dolguyu sonrasında arttırmak mümkündür ancak tersi değildir.
Op. Dr. Hakan Gündoğan