Dr. Cem Hamidi: Medikal estetiğin değişen trendleri
Medikal estetik her geçen gün sağladığı kolay yöntemlerle hem sağlığımıza hem de güzelliğimize büyük katkılar sağlıyor. Birçok alanda başarılı sonuçlar veren medikal estetik uygulamalarını ve değişen trendleri Dr. Cem Hamidi ile konuştuk. İşte detaylar...
Bize kendinizden bahseder misiniz?
İzmir Atatürk Lisesi mezunuyum. Tıp Fakültesinden 8 yıl evvel mezun oldum. Mezun olur olmaz hekim olan babamın da yönlendirmesi ile medikal estetik alanında eğitim almaya başladım. Mecburi hizmet döneminde nöbetlerimi arka arkaya tutup boş kalan günlerimde Türkiye’nin neresinde eğitim varsa oraya giderdim. Eğitim olmayan zamanlarda tecrübeli doktorları kliniklerinde gözlemliyordum. Mecburi hizmet sonrası onlarca eğitimin ardından İstanbul da özel bir estetik hastanesinde çalışmaya başladım. Çok yoğun hasta bakılan bir kurum olması, yurtdışından sağlık turizmi yapan bir hastane olması nedeniyle çok çeşitli bir hasta portföyüm oldu. Bu dönemde yurtdışı eğitimlerim de başladı. Medikal estetik sayesinde eğitim almadığım ülke kalmadı diyebilirim. Rusya, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İspanya, Gürcistan vs.. 2 yılı aşkın da İstanbul Nişantaşı semtinde kendi özel kliniğimde ameliyatsız estetik alanında hasta bakıyorum.
Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Babam 30 yılı aşkın süredir akupunktur ile ilgileniyor. Açıkçası benim de bu alanda ilerlememi istiyordu. Tıp fakültesinden mezun olur olmaz gazi tıp fakültesinin akupunktur eğitimi açılmıştı oraya yazıldım. Ankara’dayken akupunktur eğitimi alan meslektaşlarımdan medikal estetik diye bir alanın varlığını öğrendim. Beni çok heyecanlandırdı. Ben bu işi yapmalıyım dedim. Bir miktar araştırma, zorlu eğitimler sonrası şu an olduğum yerdeyim.
Estetikte bir trend değişimi söz konusu mu?
Benim mesleğe başladığım zamanlar yaş ortalaması daha ileri hastalara daha az miktarlar ile işlem yapıyorduk. Örnek vermek gerekirse 48 yaşında bir hasta nazolabial çizgi(burnun yanından ağzına uzanan gülme çizgisi) şikayeti ile gelirse 1 tüp dolgu açıp yarım yarım bu çizginin içine enjekte ediyorduk. Bazı hastalar bu durumdan mutlu bazıları mutsuz oluyordu. İstediği sonucu alamadığını düşünen hastalar bu iş ameliyatsız olmaz deyip ameliyat araştırmaya başlıyorlardı. Medikal estetiğin gelişmesi, estetik anatomisinin daha iyi anlaşılması, internetin, kongrelerin, kurs ve eğitimlerin bu denli artması estetiği bambaşka bir noktaya getirdi. Öncelikle bir hastayı tedavi etmek için 48 yaşına kadar beklememek gerektiğini öğrendik.
Eğer bir hastanın 32 yaşında nazolabial çizgileri çıkmaya başladıysa hemen doğru noktalara, doğru miktarlarda yanak, elmacık desteği koymanın önemini öğrendik. Doğru hastada fazla işlem yapmaktan çekinmemeyi öğrendik. Şunu çok iyi biliyoruz. Sorunlar bekledikçe daha zor tedavi ediliyor ve daha pahalı oluyor. Mesela botoks için örnek verecek olursak botoks eskiden sadece kırışık hastalara uygulanan bir tedavi yöntemiydi. İleri yaş hastalarda derin kırışıklıkları açmadığı gibi hasta tatmini de düşük oluyordu. Şu an botoksun kırışıklık oluşmadan yapılması gereken bir tedavi olduğunu biliyoruz.
Pandemi estetiğin trendlerini değiştirdi mi?
Tabii ki değiştirdi. İki farklı hasta grubu oluşturdu. İlk grup maske kullanımdan dolayı yapılacak işlemlerin az gözükeceğini düşünen bundan dolayı işlem kısıtlamasına giden grup. Bu hasta grubuna özellikle üst yüz uygulamalarını daha sık yapar olduk. Botoks uygulamaları oldukça artış gösterdi. Özellikle göz ve çevresi açıkta kaldığı için bu bölgenin dolgu uygulamalarını daha sık anlatır olduk.
Şakak, elmacık kemiği, yanak, göz altı gibi bölgelere yaptığımız dolgu bu hasta grubunda artış gösterdi. İkinci grup dolgu sonrası şişlik ödemden, morluk gibi durumlardan korktuğu için fazla uygulama yaptıramayan hastalar. Bu hastalara rahat rahat işlem yapar olduk. Her türlü geçici yan etki maske altında kaldığı için bu grupla daha rahat çalışıyoruz. Tüm hasta gruplarında artan tek bir uygulama var. Paris ışıltısı olarak bilinen mezoterapi uygulaması. Maalesef maske kullanımı cildin nefes almasını zorlaştırıyor, sivilce artışına neden oluyor. Mezoterapi uygulamaları cildin kalitesini ve nemini düzelten uygulamalar olduğundan covid-19 döneminde sıkça bu uygulamaları yapıyoruz.
Evlerde geçirdiğimiz vakit arttıkça estetik hastalarında azalma oluyor mu?
Artış oldu demek daha doğru olur. Özellikle gün boyu zoom üzerinden toplantı yapan beyaz yakalılar daha da sık gelir oldu. Bu hasta grubuna yapılan estetiğe yurtdışında “Zoom Estetiği” deniyor. Gün boyu kendi görüntüsü görüp rahatsız olduğu yerleri tedavi ettirmek isteyen hasta sayımızda ciddi artış oldu diyebilirim.
Koronavirüs sonrası estetik sizce nasıl olacak?
İnsanlar bir uygulama yaptırırken “Etraf ne der?” diye düşünmeyecek. Z kuşağının artışı ile birlikte bunu zaten yaşamaya başlamıştık. Korona sonrası daha da yükselecektir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte daha kuvvetli, tedavi sonrası iyileşme süresi daha kısa olan cihazlar icat edilecektir. Evde cilt bakımları ciddi artış gösterdi. Çok daha kuvvetli ve uygun fiyatlı bileşenler içeren kozmetik markaları türeyecektir.