Doğar doğmaz konuştu, kıyamet tarihi verdi! Türkiye'nin gündemini sarsan 'Sakallı Bebek'
Bayrama sayılı günler vardı. Her şey olağan akışında devam ederken, bir gazete manşeti Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Sakallı bir bebek dünyaya gelmişti, doğumundan hemen sonra da konuşmaya başlamıştı. Öyle ki konuşmaya başlamasıyla birlikte bayramın 2'nci günü kıyamet kopacağını haber vermişti. Hem bilim dünyası hem de halk şaşkındı. Ancak günler sonra ortaya çıkanlar, düşündüren gerçeği gözler önüne serdi.
Derleyen: Melike Sarıkaya / Milliyet.com.tr - 1980'lerin Türkiyesi'nde ortaya çıkan 'sakallı bebek' olayı, o dönemin en büyük sansasyonlarından biri haline gelmişti. İstanbul'da dünyaya geldiği söylenen bu sıra dışı bebek, sakallı doğmuş, doğduktan kısa bir süre konuşmuş hatta rivayetlere göre kıyameti getireceğini dahi söylemişti. Bu olağanüstü olay, o yıllarda halk arasında kulaktan kulağa yayılan söylentilerle birlikte mistik ve dini yorumlarla daha da gizemli bir hale büründü. Basında geniş yer bulan bu olay, bilim dünyası ile toplumun inançları arasında derin tartışmalara yol açtı. Kimileri olayı 'ilahi bir işaret' ya da 'kıyamet alameti' olarak yorumlarken, dönemin tıp uzmanları ise bebeğin durumunu genetik bir anomali olarak açıkladılar. Ancak ortada gerçekten bir sakallı bebeğin olup olmadığı ise tamamen meçhul olmakla birlikte, olay sadece bir tıbbi vaka olmaktan çıkarak halkın zihninde uzun yıllar konuşulacak bir efsaneye dönüştü.
'SAKALLI BEBEK PANİK YARATTI!'
1980'lerin Türkiye'sinde gazetecilik, bugün bildiğimiz dijital çağın çok uzağındaydı. İnternetin olmadığı, sosyal medyanın henüz doğmadığı bir dönemde, basılı medya halkın en önemli bilgi kaynağıydı. O yıllarda, gazeteler kamuoyunu bilgilendirmekten çok daha fazlasını yapıyor, bazıları ise sansasyonel ve asparagas haberlerle dikkat çekmeye çalışıyordu. Örneğin karnından 10 metrelik yılan çıkan kadın haberinden, Ay’da bulunan kırık çömleğe ya da ateşlendikten sonra geri dönen kurşunların üretildiği iddialarına kadar pek çok çarpıcı olay, gazetelerde geniş yer buluyordu. Hatta bilim insanlarının ölümsüzlük ilacını bulduğu gibi çarpıcı başlıklar da bu dönemin ilgi çekici haberleri arasında yer almıştı. Sakallı bebek haberi de işte bu şekilde ortaya çıktı.
O dönem asparagas haber yapma konusunda adından söz ettiren Tan gazetesi, 1 Ağustos 1987 tarihli gazetesinde "Sakallı Bebek Panik Yarattı!" manşetiyle bir haber yayınladı. Haberin içeriğine göre İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi’nde bir bebek doğmuştu ancak bu bebek sıradan bir bebek değildi. Bu bebek, habere göre sakallı bir şekilde doğmuş ve doğumundan hemen sonra konuşmaya başlamıştı. Öyle ki konuşmaya başlamasıyla birlikte bayramın 2’nci günü kıyamet kopacağını haber vermişti.
Bu haber özellikle İstanbul halkı arasında hızla yayılarak büyük bir infiale sebep oldu. İnsanlar, gazetede yazılanları gerçek sanıp büyük bir paniğe kapıldı. Sokaklar, kahvehaneler, ev sohbetleri sakallı bebek haberine odaklandı. Kimileri bebeğin kıyameti haber veren sözlerini ciddiye alarak korkuya kapılırken, kimileri ise bu gizemli olaya dair farklı hikayeler üretmeye başladı. Her gün bu efsaneye yeni detaylar ekleniyor, olayın boyutları daha da fantastik hale geliyordu. Öyle ki sakallı bebeği rüyasında gördüğünü iddia edenlerden, onunla doğrudan konuştuğunu söyleyenlere kadar türlü türlü rivayetler ortaya çıkmaya başladı. Bebeğin ailesinden olduğunu iddia edenler bile vardı. Bazıları kendisini sakallı bebeğin annesi ya da babası olarak tanıtıyor, yaşadıkları sözde mistik deneyimleri insanlarla paylaşıyorlardı. Bu durum, sadece Tan gazetesinin değil, halkın da bu tür haberlerle ne kadar ilgili olduğunu gözler önüne seriyordu.
Hatta, ARAT Araştırma Kuruluşu’nun “Halk kimi konuşuyor, neyi tartışıyor ve kimi başarılı buluyor” anketine göre, 1987 Ağustos ayının en çok konuşulan konuları arasında sakallı bebek efsanesi 8. sırada yer alarak ilk 10’a girmeyi başardı. Bu sonuç, efsanenin halkın gündeminde ne kadar derin bir yer edindiğinin önemli bir göstergesi oldu.
BÖYLE BİR DOĞUM HİÇ GERÇEKLEŞMEDİ
'Sakallı Bebek' iddiasının kısa sürede ülke gündemi konuları arasında girmesinin ardından İstanbul muhabirleri derin bir araştırma içerisine girmişti ancak ülkenin herhangi bir yerinde sakallı bebeğin izine rastlanılmadı. Öyle ki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Doğum Servisi yetkilileri de bu iddia üzerine açıklamada bulunup, “Böyle bir doğum hastanemizde olmadı, bu olay kurgudur. İnanılacak bir şey değildir” dediler.
Zeynep Kâmil Hastanesi Başhekimi Vahit Gedikoğlu da mevcut iddiaya yönelik, “Böyle bir doğum mümkün değil. Böyle bir söylentinin aslı olacağını hiç zannetmiyorum” şeklinde konuştu. Bazı kişiler ise sakallı bebek hikayesinin aslında Umberto Eco’nun ünlü romanı 'Gülün Adı'nda geçem bir olaydan ilham alınarak kurgulandığını öne sürdü. Buna göre olay tamamen uydurma ve edebi bir esin kaynağına dayanıyordu. Nitekim, 14 Ağustos 1987 tarihli Milliyet gazetesinde ise yazar Melih Aşık “Sakallı Bebek İtalya Patentli” başlıklı yazısında da bu konuyu ele aldı, sakallı bebeğin aslında İtalya kökenli bir kurgudan ibaret olduğu ifade etti. Yani sakallı bebek hiçbir zaman gerçek olmadı, gerçekten öyle bir bebek doğmadı ya da kıyamet kopmadı!
Haberde yazdığına göre sakallı bebek, doğar doğmaz konuşarak bayramın ikinci günü kıyametin kopacağını haber vermişti. Birçok kişi günlük hayatına bu sözde kehanetin gölgesinde devam ediyor, ‘yaklaşan kıyamete’ karşı ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hatta olay o denli büyümüştü ki dönemin Diyanet İşleri Başkanı dahi sürece dahil olarak, “Kıyameti kimse bilemez, ancak her an hazırlıklı olmalı” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Nokta dergisinin 16 Ağustos 1987 tarihli sayısında ise sakallı bebeğin doğduğu söylenen Cerrahpaşa Hastanesi’nin bayramın ikinci gibi kıyamet yeri gibi olduğu, dolup taştığı yazıyordu. Ancak bayramın ikinci günü geldiğinde korkulan kıyamet gerçekleşmedi. Sokaklarda, kahvehanelerde konuşulan bu senaryonun aslında uydurma olduğu anlaşıldı, kısa sürede gündemin konusu değişti. 6 Aralık 1987 yılında ise Tan gazetesine Muzır Yasası'na aykırı yayın yaptığı gerekçesiyle 413 milyon liralık ceza kesildi.
10 YIL ARAYLA İKİNCİ VAKA
Sakallı bebek haberinin tamamen uydurma bir haber olduğu anlaşılmıştı. İnsanların hafızasından silinmemiş olsa da o eski korku ve endişe bitmişti. Fakat ismi dahi ürperti içeren bir gazete olan Korku gazetesi 23 Mayıs 1997'de Tan gazetesinin yıllar önceki haberiyle aynı manşeti kullanarak yeni bir sakallı bebek haberi paylaştı. Bu haberde ise hastane ismi verilmemiş olmakla birlikte, doğmuş olan sakallı bebek yine kıyamet tarihi vermişti. Yeni sakallı bebeğe göre ise kıyamet yılbaşı gecesi kopacaktı. Hatta Korku gazetesi işi bir adım daha öteye taşımış, üzerinde oynama yapılmış bebek fotoğrafı dahi kullanmışlardı. Haberde yazana göre ise bu bebek fotoğrafı, bebeğin doğduğu hastanedeki hemşire tarafından gönderilmiş. Yılbaşı gecesi geldi, geçti. Tabii ki bu haberin de asparagas olduğu anlaşıldı.