David LaChapelle Sergi Açılışı ve Konferansı
David LaChapelle İstanbul'da... Geçtiğimiz hafta İstanbul Paul Kasmin Gallery’nin açılışı kapsamında, dünyaca ünlü moda ve reklam fotoğrafçısı David LaChapelle’in “Documents of Desire & Disaster” sergisi Türkiye’ye geldi.
David LaChapelle İstanbul'da...
Geçtiğimiz hafta İstanbul Paul Kasmin Gallery’nin açılışı kapsamında, dünyaca ünlü moda ve reklam fotoğrafçısı David LaChapelle’in “Documents of Desire & Disaster” sergisi Türkiye’ye geldi.
Sanatseverlerin ve LaChapelle’i ve işlerini merak eden ünlü isimlerin katılımıyla renklenen serginin açılışına ilgi oldukça yoğundu.
Sergi açılışının ertesi günü LaChapelle Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü’nün hazırladığı “Postmodern Pop Fotoğraf Üzerine Konuşmalar” adlı konferansa konuk oldu. LaChapelle’in yeni ve eski çalışmalarının üzerinden anlatımlar yaptığı konferansta sanatçının deneyimlerine tanık olduk.
İşte bu konferanstan not defterimize düşürdüklerimiz…
1963 Amerika doğumlu sanatçı fotoğraf yaşantısına annesi Helga’nın fotoğraflarını çekerek başlamış.
Sanatın içinde var olmanın kişinin kendisini ifade etmesinde en önemli rol olduğuna inanan LaChapelle, sanat eserini oluşturabilmek için kişinin sürekli olarak kendisine sorular sorması gerektiğine inanıyor.
1980 yılında Andy Warhol ile tanıştıktan sonra fotoğraf çalışmalarına hız veren sanatçı, böylelikle sanat dünyası içinde kendine yer edindi. Çevresindeki insanlardan farklı olarak din, dil ve renk kullanımları ile ilgili fikirlerini fotoğraf sanatına yansıtarak tepkiler alan sanatçı, düşünmekten ve kendisine belirlemiş olduğu çıtayı yükseltmekten asla vazgeçmedi.
Sanatın yaşadığımız karanlık çağda renkleri ile insanları daha iyi bir noktaya getireceğinden emin olan ve kişinin içindeki sanatçıyı ortaya çıkarabilmesi için sürekli olarak kendisini sınamasından yana olan LaChapelle, hayatı boyunca bir adım daha ileri gidebilmek için kendisine sorduğu soruları bizimle paylaştı.
‘Aklımdaki düşünceleri etrafımdaki insanlara nasıl yansıtabilirim ve beni anlamalarını nasıl sağlayabilirim?’ şeklinde kendisine soran LaChapelle, bu noktada fotoğraflarında kullandığı temaların klişe olmamasına dikkat ederek, abartılı renkler ve modeller kullanmayı, asi görüntüler çekerek aklındakileri yansıtmada başarılı olduğunu anlattı.
Özellikle bir fotoğraf sanatçısı olarak, spekülatif hiçbir yansımanın kişileri etkilememesi gerektiğine inanan ve karşımızdaki insanların fikirlerinin yapmak istediklerimizin önüne geçmemesini savunan LaChapelle, ‘Sanatçı olarak herkesten farklı düşüncelerimizi ortaya koymalı, herkesten fazla kendimizi ve yapmak istediklerimizi düşünmeliyiz’ diyor.
LaChapelle konuşmasında ‘Çağlar boyunca ilham aldığımız sanatçıların etkileri hala devam ederken, kendimizi bulma ve ispatlama çağında elimizdeki tüm imkanları kullabilmeli, çok okumalı, yazmalı, gezmeli, tarih, sanat, moda ve reklam kaynaklı olgulardan haberdar olmalıyız’ şeklinde vurguladı.
Dünya üzerinde var olan savaş durumunun, ayrımcılıkların, düşman kültürlerin insanlara zarar vermesinden hoşnut olmadığını belirtirken, tek bir vizyon yerine farklı kültürlerden beslenmek gerektiğine ve sanat yansımaları ile insanların vizyonunun gelişmesine, entelektüel alanlarda yapıcılık göstermelerine izin verilmesine dikkat çekti.
Bizi oldukça etkileyen fikirler sunan LaChapelle, açıkçası beklediğimizden çok daha ‘dolu’ biri olduğunu gösterdi. Sanatçı olmak ve üretmek adına yapıcı konuşmalar yaptı. Bu yolda ilerlerken türlü zorluklarla karşılaşan ve önünü göremeyen bireye, yolunda kararlı olması ve üretmeye devam etmesi için cesaretlendirecek deneyimleriyle devam etti. Aynen aktarıyoruz:
‘Rahat nefes almak, düşünmek herşeyden önemlidir. Tarihte toplumlar oluşmaya başladığından beri metaryalizme verilen önemin artması ve günümüz şartlarında artık hayatımızı yönetiyor olması, yaşam standartlarımızın düşmesine sebep olmaktadır.
Metaların ardından gittikçe herşey daha da zorlaşacak, statü ve prestij peşinde dengemizi kaybedeceğiz. Bu nedenle sanatçılar olarak maddelere verilen önemden vazgeçmemiz gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman garip karşılanıyorsak kimseyi umursamamız gerekiyor. Kendinizi düşüncelerinizle ifade etmenin en dürüst yolu sanatın kazandırdıklarını ve yeteneklerinizi kullanmaktır.
Günümüzdeki teknolojik şartlar ile sanat olgusunu bütünleştirebilmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Bu durumu ancak rahat ve metadan uzak duran beyinler yapabilir. Her olguyu birlikte ve dozunu kaçırmadan kullanabilmeyi başarmak bir erdemdir.
Kendizi ifade etmekten vazgeçerseniz yaşamanız bir boşlukta sürüp gider ve hiçbir şey olamazsınız. Kendinizi ifade etmekten kaçmayın, sanatınızı kullanın ve insanların sizi anlaması için fikirlerinizi fotoğraflarınıza yansıtın. Ben her zaman yaptığım çalışmalarda insanların ruhlarına dokunmak istedim. Bu noktada iletişim kurmak oldukça önemlidir. Ben sanat dünyasındaki çoğu ünlü ile çalışmalar yapmış olduğum için iletişim konusunda bir sıkıntı yaşamıyorum, insanlara nasıl ulaşacağımı biliyorum. Yaptığım çalışmaların ardından konuşan çok insan var, ancak ilerleyebilmek adına kulaklarımı bu konuşmaların tümüne kapatmış durumdayım.
Çevremdeki insanlardan gelen hiçbir fikrin beni yavaşlatmasına ya da düşündüklerime engel olmasına izin vermiyorum, herkesten farklı olduğumun farkındayım, işte bu benim sanatçı olduğumu gösterir. Çünkü sanatçı kimseye benzememelidir, herkesle aynı düşünmemeli, dünyaya herkesin gördüğü pencereden ve renklerle bakmamalıdır.
Çalışmalarınızı çevrenizdekilere mesaj vererek anlatmaya çalışın, anlamazlarsa daha çok mesaj ileten çalışmalar yapın, daha çok üretin, mesajlarınızı alabilecek ve sizin gibi düşünüp, anlayabilecek insanlar çok uzakta değil. Her konuyu yorumlamak, herkesten farklı hale getirmek aklınızın içinde. Göndermeler yaparak, mesajlar vererek kendinizi ifade edebilirsiniz. Siz sanatçısınız hiçbir şeyden korkmanıza ve çekinmenize gerek yok. Düşüncelerinize engel olmayın. Metalardan uzak, sakin ve rahat düşündükçe kendinizi ifade edebilmeniz mümkündür. Düşünün ve yaratıcılığınızı ortaya çıkarın.”
David LaChapelle