Çölleri tarla, caddeleri deniz! Dubai'de hata en başında yapılmış: 'Maliyetli diye iptal ettik'
Geçtiğimiz salı günü Dubai şiddetli sağanak yağışların etkisinde kalmış ve havalimanlarından sokaklara kadar her yer sular altında kalmıştı. Bu durum gözleri, Suudi Arabistan’ın çöllerin ortasına tarım arazisi kurarak dışa bağımlılıktan kurtulmasını sağlayan 'bulut tohumlama' sistemine çevirmişti. Oysa şehir kurulurken yapılan hayati bir hata, herkesçe gözden kaçırıldı.
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - İklim değişikliği pek çok devletin gündemine ve meclisine taşıdığı bir sorun. Dünyanın pek çok noktasında ise bilinçli olarak değiştirilen ya da kendiliğinden yaşanan iklim değişiklikleri var. Çöllerini tarım arazisine çevirmek için bulut tohumlama çalışması yapan Suudi Arabistan’dan, cadde ve sokakları kaldırmayacağı kadar yağış alan Dubai’ye pek çok noktada alışılmadık manzaralar dünya gündemine oturdu. Beklenmedik hava olaylarının ya da hiç yağış almayacak çöllere düşen yağışın sebebi, sadece yüzde 10’unda tarım yapılabilen Arabistan çöllerinde 'bulut tohumlama'yla yağmur yağdırmaya bağlansa da gözden kaçan bir detay daha var: Yetersiz altyapı sistemleri. İşte beklenmedik yağmurların ve çiçekler açan çöllerin perde arkası.
ÇÖLLERİ NASIL TARIM ARAZİSİNE ÇEVİRDİLER?
Türkiye yıllık ortalama 573.4 mm yağış alıyor. Bu oranlar ülkemizi tarım arazileri bakımından zengin hale getiriyor olsa da her ülke topraklarında tarım yapabilecek kadar şanslı değil. Türkiye’den 3 kat daha büyük olmasına rağmen 4 kat daha az yağış alan Suudi Arabistan topraklarına düşen yağışın yıllık ortalaması 150 mm’nin de altında. Bu da topraklarının sadece yüzde 7’sinde tarım yapılabilen Suudi Arabistan’ı tarım ürünleri konusunda dışa bağımlı hale getiriyor. Ülke topraklarının tarıma elverişsiz ve daha çok çöl olması ise yeni çözümler üretilmesi gerektiğini her geçen gün daha da net şekilde ortaya koyuyor. Bu nedenle Suudi Arabistan ‘bulut tohumlama’ olarak bilinen bir sistemle çöllerini tarım yapılabilecek hale getiren bir sistem kullanıyor. Ancak her ne olursa olsun tarım imkânları yükselirken, 'bulut tohumlama' yüzünden yaşandığını öne sürülen yağış ne yazık ki Arap topraklarının kaldırabileceğinden çok daha fazlaydı. Yani şehirler inşa edilirken drenaj sistemleri ve altyapı aşırı yağışı kaldırabilecek şekilde tasarlanmamıştı.
Bulut tohumlama, yağış miktarını artırmak için bulutlara kimyasal maddeler serpilmesiyle yapılan bir hava modifikasyonu yöntemi olarak tanımlanıyor. Bir bulutu tohumlamak için üzerine mikroskobik partiküller püskürtülüyor. ABD, Çin ve Avustralya dahil olmak üzere birçok ülke bu tekniği kullanıyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve bazı ABD eyaletlerinde bulut tohumlama için uçaklar tercih ediliyor. Bazı ülkelerde ise yerden tohumlama roketleri ya da drone'lar kullanılıyor. 1960’larda 400 kilometrekarelik tarım arazisine sahip olan Suudi Arabistan’ın o dönemki arazilerinin toplam büyüklüğü ise Yalova topraklarının yarısı kadardı. Bugünlerde Suudi Arabistan’ın toplamda 35 bin kilometrekarelik tarım arazisi var. Bu da Hollanda’nın yüzölçümünden daha büyük bir alana denk geliyor.
'BULUT TOHUMLAMA' TAHMİN EDİLDİĞİ DEĞİL
Önce 'bulut tohumlama' sisteminin Dubai’deki sel felaketine yol açıp açamayacağına kısaca değinmekte fayda var. Arabistan çöllerindeki tarım faaliyetlerinin doğal dengeleri nasıl etkilediği ve ülkenin bu yapay sistemleri kaldırıp kaldıramayacağı da sorular arasındaydı. Çünkü ülkeye normal şartlarda 1,5 yılda düşmesi beklenen yağış 24 saatte düşmüştü. Sıcak ve nemli havayı içine çeken ve diğer hava sistemlerinin gelmesini engelleyen ‘kapalı alçak basınç hava sistemi’ bunun ana nedeniydi. İngiltere'de Reading Üniversitesi'nde meteoroloji uzmanı ve Körfez bölgesindeki yağış modellerini inceleyen Prof. Maarten Ambaum yaşananlar için, "Dünyanın bu bölgesi uzun süre yağmursuz ve ardından da düzensiz, şiddetli yağışlarla bilinir. Ancak yine de bu çok nadir görülen bir yağıştı" diyor. Bulut tohumlama sistemleri genellikle yağmur için önemli olan rüzgar, nem ve toz koşullarının yetersiz olduğu durumlarda kullanılıyor. Ancak hava tahmincileri selden önceki hafta Körfez genelinde yüksek sel riski uyarısında bulunmuştu.
Dünya çapında uzmanlarsa bu tür yağışların artacağı yönünde uyarılarda bulunuyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak Türkiye’de de sel felaketlerinin artabileceğini Prof. Dr. Orhan Şen de daha önce belirtmişti. İngiltere'de, Imperial College London'da iklim bilimi alanında çalışmalar yapan Dr. Friederike Otto, "Bulut tohumlama, Dubai çevresindeki bulutları su bırakmaya teşvik etmiş olsa bile, atmosfer iklim değişikliği nedeniyle bulutları oluşturmak için muhtemelen daha fazla su taşıyordu" diye konuşmuştu.
DUBAİ’DEKİ SELİN KONUŞULMAYAN YÜZÜ
75 yıl sonra yağmur alan Dubai’deki selin sebepleri arasında pek çok kişi beşeri faaliyetler nedeniyle yaşanan küresel ısınma ve iklim değişikliğini gösterdi. Aslında cadde ve sokakları sular altında bırakan ve lüks araçların yüzen birer hurdaya dönüşmesine neden olan sadece bu iklim değişikliği değildi. Dubai yıllar önce çok önemli bir problemi hesaplanmadan inşa edilmişti. Bir dönem kanalizasyon sistemi bulunmamasıyla gündeme gelen dünyanın en yüksek binası Dubai’nin gözdesi Burc Halife’nin başı sadece doğal atıklarla dertte değildi. Bir zamanlar çöl olan bu yerde, maliyetin yüzde 20 daha fazla olması nedeniyle altyapı sistemlerini ve mazgalların inşası iptal edilmişti. Ne yazık ki bu hayati hata, 75 yıllık yağmursuz bir dönemden sonra 2024 Nisan’ında yaşanacakların bir felakete dönüşmesine neden oldu. Lüks yaşam ve dünyanın en yüksek gökdelenleriyle tanınan Dubai şimdilik uçakların inemediği, arabaların ilerleyemediği ve hatta yapıların da sular altında kaldığı bir yer haline geldi. Maddi zarar ise inşa edilmeyen mazgal ve altyapı sistemleriyle yarışıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) meteroloji merkezinin açıklamasına göre, tek bir günde Dubai’ye yağan yağmur Londra’ya kışın 3 ayda yağan yağmura eşitti. Bu da aynı yağmur dünyada nereye yağarsa yağsın sel yaratacağı ve dünyada bu kadar suyu kaldırabilecek bir kanalizasyon sistemi olmadığı demek. Ayrıca bulut tohumlama sistemiyle ilgili açıklamalar yapan uzmanlar, selin sebebinin insan eliyle yapılan bir müdahale olmadığını gösteriyor.