Çocuk sahibi olmak isteyen anne adayları dikkat!
Op. Dr. Zeki Salar, kadınların basit test ve incelemelerle erken menopoz riski taşıyıp taşımadıklarını, bebek sahibi olmakta güçlükle karşılaşıp karşılaşmayacaklarını öğrenebileceklerini belirtti.
Hisar Intercontinental Hospital Tüp Bebek Merkezi Sorumlu Hekimi Op. Dr. Zeki Salar, kadınların basit test ve incelemelerle erken menopoz riski taşıyıp taşımadıklarını, bebek sahibi olmakta güçlükle karşılaşıp karşılaşmayacaklarını öğrenebileceklerini belirtti.
Son yıllarda bebek sahibi olamayan çift sayısının giderek artış gösterdiğini dile getiren Op. Dr. Salar, "Birtakım çevresel ve genetik nedenlerle hem erkekte hem de kadında infertilite (bebek sahibi olamama) sorunu gündemde daha çok yer ediniyor. Günümüzde artık kadınlar, basit test ve incelemelerle erken menopoz riski taşıyıp taşımadıklarını, bebek sahibi olmakta güçlükle karşılaşıp karşılaşmayacaklarını öğrenebiliyorlar. Dahası iş işten geçmeden bir takım önlemler alarak küçük sorunlar, büyük problemlere dönüşmeden çözümler üretilebiliyor" dedi.
ERKEK YAŞAM BOYU KADIN BELİRLİ SAYIDA ÜREME HÜCRESİ ÜRETİYOR
Birçok yönden benzerlik gösteren kadın ve erkek vücudu üreme hücresi üretme konusunda farklılık gösterdiğini erkeklerde yaşam boyunca üreme hücresi olan sperm üretimi devam etse de kadınların bu kadar şanslı olmadığını belirten Salar, "Her şey daha dünyaya gelmeden, anne karnında küçük bir kız bebekken başlıyor. Kız bebeğin yumurtalıklarına belli sayıda yumurta bırakılır. Bu sayı her kız çocuğunda farklılık gösterir. Günümüz bilgileri dahilinde bu sayının doğumdan sonra artmadığını söyleyebiliriz. Dünyaya geldikten sonra sağlıklı bir şekilde büyüyen kız bebek, ergenlik döneminde adetlerin başlamasıyla genç kız olarak yaşamına devam eder ve her adet döneminde yumurtalıklarındaki yumurta sayısı bir miktar azalır. Kimileri daha şanslı olarak çok sayıda yumurtayla dünyaya gelse de kimileri o kadar şanslı değil. Yeterli sayıda yumurtaya sahip birey, gebe kalma güçlüğü, erken menopoz gibi sorunlar yaşamazken daha az sayıda yumurtaya sahip olanların yumurta sayısı 20-30’lu yaşlarda azalmaya başlar. Bu yumurtaların azalması ile bebek sahibi olmak güçleşir. Yumurtaların tamamen tükenmesi ise menopozun başladığını haber verir" dedi.
GENETİK VE DIŞ ETKENLER
Anne ya da yakın akrabalarda erken menopoz varsa, menopoz konusunda uyanık ve bilinçli olmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Hisar Intercontinental Hospital Tüp Bebek Merkezi Sorumlu Hekimi Op. Dr. Zeki Salar, "Geçmişte erken yaşlarda yapılan evlilikler nedeniyle anne adayında erken menopoz riski olsa da; kadınlar 30’lu yaşlarına gelmeden birkaç çocuk dünyaya getirmiş olduğu için bu problem çok fazla dikkat çekmiyordu. Ancak; eğitim, iş ve toplum standartlarının değişmesiyle evlilik 30’lu yaşlarda yapılmaya başlandı. Bu da yumurta sayısında azalmanın, bebek sahibi olmaya olan olumsuz etkisini artıran bir durumdur. Genetik nedenlerin dışında; küresel ısınma, radyasyon, cep telefonları, kimyasallar, doğal olmayan besinler, çevre ve hava kirliliği, hem kadında hem erkekte üreme hücrelerini ciddi olarak olumsuz etkilemektedir. 50 yıl önce dünya genelinde erkeklerde 100 milyon olarak saptanan sperm sayısı, 20 yıl önce 20 milyona, son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalara göre geçtiğimiz 2-3 yıl içinde 15 milyonlara kadar düşüş göstermiştir. İnfertilite ile ilgilenen hekimler olarak yumurta ve sperm sayısında azalma sorunu yaşayan çiftlerle her geçen gün biraz daha fazla karşılaşıyoruz. Bu da önümüzdeki yıllarda yumurta ve sperm sayısında ciddi azalmaların olacağını gösteren bir işaret olarak değerlendirilmelidir" dedi.
35 KRİTİK YAŞ
35 yaşın kritik bir yaş olduğunu belirtan Salar, "Ailede erken menopoz, gebe kalamama öyküsü olmasa; jinekolojik yakınma görülmese dahi sağlıklı bir kadında bebek sahibi olma açısından 35 yaş önemli bir sınırdır. 35 yaş kuşağından sonra yumurta sayısında ve kalitesinde azalmalar daha sık görülmeye başlar. Bu sınırın istisnaları olmakla birlikte bebek planlayan çiftlerin planlarını 35 yaştan sonrasına fazla ertelememelerini önemle önermekteyiz" ifadelerini kullandı.
VÜCUDUN UYARILARI
"Vücudumuz mükemmel bir organizmadır. Vücudunuzun sesine kulak verirseniz bazı sorunları çok erken fark etmeniz mümkün" diyen Op Dr. Salar bu uyarıları şöyle sıraladı: "Adet düzensizlikleri yumurta sayısında azalma konusunda en önemli habercilerin başında gelir. 21 günden daha sık ya da 45 günden fazla olan gecikmelerde mutlaka hekiminize başvurun.
Adet düzensizliklerinin yanı sıra; ateş basması, terleme, hissizlik, isteksizlik, karamsarlık, genital bölgede kuruluk hissi yumurtalık yaşında sorunları işaret edebilir.
Ailede erken menopoz varsa; adet düzensizliğiniz, ateş basması, hissizlik, terleme, genital bölgede kuruluk gibi belirtiler olmasa da mutlaka gerekli testlerle yumurta sayısı ve yumurtalık yaşınızı kontrol ettirmelisiniz. Özellikle annenizde 40 yaşından önce menopoz görülmesi söz konusu olduysa yıllık kontroller ile yumurtalık yaşınızı öğrenin."
YAŞAM ŞEKLİ ÖNEMLİ
Yaşam şeklinin de önemli olduğunu belirten Salar, "Genetik nedenlerin, aile hikayesinin yanı sıra; yaşam şekli de yumurtalık yaşını etkileyen önemli bir durumdur. Dengeli beslenme, sağlıklı yaşam, egzersiz, spor, kimyasallardan uzak kalma, yumurtalık yaşına son derece olumlu yönde etkilerken; düzensiz yaşam, yetersiz uyku, aşırı kilo, kötü beslenme, sigara gibi kimyasal ve kanserojenlere maruziyet, yanlış teknikle yapılan yumurtalık ameliyatları, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri, yumurtalık yaşını olumsuz etkiler. Özellikle düzenli yapılan spor, fazla kiloları önlediği gibi düzenli adet döngüleri için de faydalıdır. Son yıllarda ülkemizde de yaygınlaşan fast food gıdalar, kan şekerini yükselten glisemik indeksi yüksek gıdalar, kolay kilo alınmasına ve adet düzeninin bozulmasına neden olabilirler. Şeker, tatlı, yağlı, hamur işi, pasta, kek, kurabiye, fast food, patates, pirinç, beyaz ekmek, aşırı meyve tüketmek yerine; et, süt, yumurta, balık, tavuk, bulgur pilavı, sebze yemeklerine öğünlerde yer verilmelidir" dedi.
YUMURTALIK YAŞI NASIL ÖĞRENİLİR
Yumurtalık yaşını nasıl öğrenilebeleceğini açıkklayan Salar, "Yumurtalık yaşının tayininde ultrason ile değerlendirme çok önemli bir yer tutar. Konusunda deneyimli jinekolog ya da tüp bebek uzmanı, yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısını ve kalitesini değerlendirebilir. Ultrasonla değerlendirmenin yanı sıra kan testleri ile de yumurtalık yaşı hakkında bilgi sahibi olunabilir. Kan testleri, adet döneminde yapılması gereken hormon testlerini ve adetten bağımsız olarak da yapılabilen bazı testleri de içerir" şeklinde konuştu.