Çocuk Göz Sağlığı ve Şaşılık Sempozyumu
Sempozyumda Amerikalı ve Türk göz hekimleri, göz hastalıklarında en yeni tedavi yöntemlerini paylaştı.
Dünyagöz Hastaneler Grubu ve Amerika’nın göz ve çocuk sağlığı konusunda önde gelen hastane ve üniversiteleri Wills Eye Hospital, Ohio State Üniversitesi ve St. Louis Washington Üniversitesi Çocuk Hastanesi işbirliğiyle düzenlenen ”Çocuk Göz Sağlığı ve Şaşılık Sempozyumu’nda”, çocuk ve yetişkin göz hastalıkları ve tedavi yollarına yönelik en yeni bilgiler paylaşıldı.
Dünyagöz Vakfı’nın katkılarıyla Etiler Dünyagöz Hastanesi’nde düzenlenen sempozyumun ikinci günündeki ”Halk Bilgilendirme Semineri”nde, Amerikalı doktorlar göz hastalıklarının tedavisinde geliştirilen yöntemler hakkında bilgi verdi.
Amerika’daki Akron Çocuk Hastanesi uzmanlarından Prof. Dr. Richard W. Hertle, Nistagmus (göz titremesi) ile ilgili yapılan son araştırmada, bazı göz damlalarının alternatif bir tedavi yolu olduğunu söyledi.
Hertle, glokom için kullanılan göz damlası ile Nistagmusun tedavisinde ameliyata gerek kalmadan bazı vakalarda olumlu sonuca ulaşıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Doğuştan olmayan yani kafa travması, ilaç zehirlenmeleri sebebiyle sonradan gelişen Nistagmusu günümüzde ameliyat gibi tedavilerle zaten iyileştirebiliyoruz. Ancak bazı vakalarda ameliyata gerek kalmadan, glokom için kullanılan göz damlalarıyla da Nistagmusu azaltmanın mümkün olduğunu fark ettik. Ayrıca Nistagmus’ta ağızdan uygulanan tedaviler de kullanıyoruz. Damla ile tedaviye oldukça iyi cevaplar aldık. Bu bizim için çok heyecan vericiydi. Bu nedenle daha başka yeni damla formları üzerinde çalışıyoruz. Bu formüllerin daha da etkili olacağını düşünüyorum ve yakın bir gelecekte damla tedavisi cerrahi tedaviden daha ön sıralarda tercih edilecektir.”
-”Gen tedavileri ve kök hücre, göz hastalıklarına çare olacak”-
Wills Eye Hospital Pediatrik Oftalmoloji ve Oküler Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alex V. Levin de dünyadaki gen tedavileri ve kök hücre çalışmaları hakkında bilgiler vererek, gen bilimindeki hızlı ilerleme sayesinde bazı körlük türlerinin dahi yakın gelecekte çaresinin bulunabileceğini belirtti.
Levin, ”Bilim insanları, henüz hangi göz hastalığına hangi genin neden olduğunu keşfetmeye çalışıyor. Bu çalışmaların takibinde hastalıklara neden olan hatalı genlerin yerine yenisinin konulması ile bazı göz hastalıkları tedavi edilebilecektir” dedi.
Sempozyumda, ”Gözyaşı sistemi hastalıklarında burun görüntüleme” başlıklı bir sunum yapan St. Louis Washington Üniversitesi Çocuk Hastanesi Oftalmoloji ve Pediatrik Bölümü’nden Prof. Dr. Gregg Lueder de göz yaşı kanalı kapalı olan bebeklerin büyük bir bölümünün burnunda apse olduğunu söyledi.
Apsenin tedavi edilmemesi halinde başta solunum rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu vurgulayan Lueder, burun içindeki apsenin kana karışması halinde bebek ve çocuklarda ölüme neden olabileceğine dikkati çekti. Lueder, burun içi kist ve apselerin en iyi tedavisinin burun içinde yapılan cerrahi operasyon olduğunu söyledi.
-”Kansızlık göz kaymasına neden olabiliyor”-
AA muhabirine açıklama yapan Dünyagöz Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Elvan Yalçın, dünyada ilk kez kendilerinin yaptığı bir ön araştırmada kansızlığın çocukların gözlerinde içe kaymaya neden olabileceğini ortaya koyduklarını söyledi.
Gözlerinde içe kayma sorunu olan çocuklar üzerinde yapılan araştırmada, içe kayması olan çocukların kan değerlerinin normal çocuklara göre düşük olduğunu ifade eden Yalçın, araştırmanın detaylarını şöyle anlattı:
”Dünyada ilk kez Türkiye’de bizim oluşturduğumuz bir araştırma grubunda gerçekleştirdiğimiz bu çalışma yaklaşık 2 yıl sürdü. Yaş ortalaması 5, 6, 7 olan toplam 149 hasta ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada içe kayması olan çocukların kan değerleri ile sağlam çocukların kan değerleri karşılaştırıldı. Bir grup çocukta yalnızca kırma kusuru vardı veya tamamen normaldi. Diğer grupta ise gözlerde ’Akomodotif ezotropya’ olarak adlandırdığımız içe kayma vardı. Aynı laboratuvar ve aynı koşullarda tüm çocuklardan kan alındı. Kan değerleri karşılaştırıldı. Kayması olan çocuklarda kan değerleri sağlam gruba göre anlamlı olarak düşük bulundu.”
Aneminin bebeklik ve çocukluk çağında büyümeyi, motor ve mental fonksiyonları olumsuz etkileyebildiğini anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:”Demir, oksijenin taşınmasını sağlar ve beyinsel fonksiyonlarda da koenzim olarak görev alır. Bu sayede sinirsel işleyişe ufak da olsa katkıda bulunur. Demir eksikliğinin, motor ve duysal çalışmanın koordinasyonsuzluğu nedeniyle oluşan içe kaymalarda rol oynayabileceğini düşündük. Ancak bunu kesin olarak söyleyebilmek için daha yüksek sayıda seriler üzerinde araştırma yapmak gereklidir. Biz yine de artık gözleri içe kayan çocuklarda basit bir test olan kan testini yaptırıyoruz ki, çocuklarımız olacakları tedaviye daha iyi cevap versin ve tedavi süreci kısalsın.”
Yarın İstanbul Grand Cevahir Otel’de devam edecek sempozyumda, ”Çocuklarda Sıra Dışı Lakmiral Sorunlar”, ”Bebeklik ve Çocukluk Nistagmusu Hakkında Bugün Neler Yapabiliriz?”, ”Konjenital Glokom ve İnfantil Glokom Aynı mı Farklı mı?”, ”Pediatrik Oftalmoloji ve Şaşılık Alanlarındaki Yaratıcılık” gibi başlıklar konuşulacak.