Çılgın davranışlar 50 yaşında azar!
Aşırı makyajlı, fazlaca frapan giysili kadınlar, genç kızların peşinde koşan 50 yaşlarındaki erkekler çok da garip değil. ‘Orta yaş çılgınlığı’ denilen ruh hali!
|
EYVAH! Yaşlanıyorum
Elif Korap - 3
İnsan ne zaman büyür ya da bir başka deyişle yetişkin olur? Ne zaman yetişkin olduğumuzu bilir miyiz? Bir sabah kalkıp "Büyüdüm" deyivermek mi gerekir bunun için? Doktorların bu soruya verdikleri yanıt kesin: "Yaş göreceli bir kavram". Biz de fiziksel bir yaşlanmayı ele almadığımıza göre ki, bu tür yaşlanma orta yaşlara bile gelmeden ilk gençlik yıllarında başlıyor, kişinin hangi dönemde olgunluğa eriştiğini söyleyemeyiz.
Ancak, 50’li yaşların tam olarak olgunluk getirip getirmediği bilinmese de, tecrübe ve kararlılığı yansıttığını söylüyor doktorlar... Doğan Cüceloğlu 40’lı yaşlarla ilgili gözlemlerini aktarırken erkeklerin, ‘treni kaçırmamak kaygısıyla’ yeni ilişki arayışına girdiklerini ifade etmişti. Prof. Dr. Özcan Köknel ise, bu durumun kadınlarda 50’li yaşlarda belirginleştiğine ve kadınların bu yaşlarda şaşırtıcı kararlar alabileceğine dikkat çekiyor.
Şaşırtıcı kararlar zamanı!
Köknel bu konuda şunları söylüyor: "İnsanlar bu yaşlarda yoğun bir şekilde kendiyle hesaplaşma yaşar. Geçmişle ilgili bütün davranışlarını, eylemlerini gözden geçirir ve çoğuyla ilgili pişmanlık duyarlar. 40’ta da bu vardır ancak, o dönemde hâlâ bir şeyi değiştirme çabası hakimken, 50’lerde bu biraz daha umutsuzluğa dönüşür. Bundan sonra hayallerinin gerçekleşme şansının kalmadını düşünürler. Bu da birden kendi yaşına uymayan davranışlar gösterme gibi bir tepkiye neden olabilir. Özellikle kadınlar yaşlarına uygun olmayan giysiler giyinip, ilgi çekmeye çalışıp boyanırlar. Erkekler de andropozun da etkisiyle delikanlıymış gibi çocuk yaşta kızların peşinde koşarlar. Bu, ‘ömrümün kalanını gönlümce yaşayayım’, durumudur. Orta yaş çılgınlığını yaşama ihtimali yüksektir."
‘Kazançlarınızı düşünün’
Herkesin bu dönemi aynı şekilde geçirmeyeceğini vurgulayan Köknel, orta yaş çılgınlığını yaşamadan da 50’li yaşları geçirmenin mümkün olduğunu söylüyor. Köknel şöyle konuşuyor: "Sorunlar, akıl, bilgi, görgü süzgecinden geçirilmeli. Gerçekçi olunmalı. Aksi taktirde kaygı, korku baskın olmaya başlar. Kişiler kaybettiklerini değil, kazandıklarını düşünmeli. Bu dönem kişinin hem hala dinç olduğu hem de düşünsel anlamda üst noktalara ulaştığı bir dönem. Kişi hem yaşlı değil, hem de birikimleri çok fazla. Bundan faydalanılmalı. 50’ler en verimli yaşlar."
Gençliğin kutsal ilan edildiği bir ülkede 50’li yaşlar son mutlu günler olarak adlandırılıyor. Neredeyse 60 yaştan sonrası lanetleniyor. Birikimin en üst düzeyde olduğu bu yaşın yaşlanma endişesiyle geçirilmesinin en büyük nedeni yaklaşan 60-70 ve sonrası yaşlar. Oysa doktorlara göre 50’den sonraki yaşlar için endişelenmenin de bir anlamı yok. Çünkü ‘her yaştan alınan haz ayrı’.
‘Keyfini çıkarmayı bilin’
Kendisinin 70 yaşını geçtiğini ve bugüne kadar hem doktor, hem de bu dönemleri geçirmiş biri olarak her yaşın ayrı bir mutluluğu olduğunu gördüğünü söyleyen Köknel şunları söylüyor:
"Mutluyum. İnsan 60’ında, 70’inde mutlu olmaz diye bir şey yok. Her yaşın mutlulukları var. Kişi, bunları görmeyi başarmalı. Gençlere sorarsanız en büyük acıyı onlar çekiyor. Her insanın o yaşlarla ilgili davranışı farklıdır. Yaşla birlikte insanın duyguları yok olmuyor. 60 yaşındaki biri de heyecan duyar, âşık olur. Çok da bencil olmamak gerek. İnsan endişe etmek yerine yaşının keyfini çıkarmalı."
En büyük avantaj birikim...
Prof. Dr. Özcan Köknel, 50’li yaşların sorunları aşma konusunda da en rahat dönem olduğuna dikkat çekiyor. Köknel, "Sorunlar artsa da onları aşabilecek daha fazla birikim var. 20 yaşındaki biri aşamayabilir ama bu yaştaki kişi daha rahat aşıyor" diyor.
Bir ülkede aslında orta yaş ve sonrası için planlanan sosyal aktiviteler, onlar için bir yaşam olmamasının da bunda etkisi var.
1. Evre: Güven-Güvensizlik (Doğuştan 2 yaşına kadar)
2. Evre: Özerklik-Şüphe ve utanma (2-4 yaş)
3. Evre: Girişim-Suçluluk (4-6 yaş)
4. Evre: Çalışkanlık-Aşağılık duygusu (6-12 yaş)
5. Evre: Kimlik kazanma-Şaşkınlık (12-18 yaş)
6. Evre: Cinsel faaliyetler-Dışlanma (18-25 yaş)
7. Evre: Üretkenlik-Durgunluk (25-50 yaş)
8. Evre: Bütünleşme-Ümitsizlik (50 yaş ve yukarısı)
50’lerdeyim endişeliyim!
Erkekler
Andropoz endişesi yaşıyor
İş hayatında eski enerjisini koruyamamaktan korkuyor
Kadınların beğenmeyeceği endişesini taşımaya başlıyor
Hayalkırıklıkları yaşıyor
Kadınlar
Fiziksel çekiciliğini kaybettiğini fark ediyor
Yaşlanmaktan korkuyor
‘Yapılamayanlar’ nedeniyle düşkırıklığı yaşıyor
Geleceğe umutsuz bakıyor
50 yaş, verimliliğinizi nasıl etkiledi?
Üretkenliğimi azalttı. Son kitabımı yayımlayalı 9 yıl oldu. 50’ye geldiğimde bir kesintiye uğradım. Tabii Türkiye’nin durumu da bunu etkiledi. Yazmak ve yayımlamak istememek de etkili oldu.
En üretken döneminiz hangisiydi?
İlk kitabım 27 yaşında yayımlandı. 30 ve 40'lı yaşlar en verimli dönemimdi diyebilirim.
50 yaşına basma korkusu yaşadınız mı?
Ben 30 yaşında bir travma geçirdim. Kitabım yayımlanmasaydı belki çok kötü olurdu. O nedenle 50 yaşını fark etmeden yaşadım. Kariyerimi oturtamadım. ‘Ne yapacağım’ endişesi yaşadım.
50 yaşın avantajı nedir?
Bana çok özgürlük kazandırdı. Çocuk büyüdü. Dedikodulardan çekinmiyorum, canımın istediğini yapıyor, giyiyorum. ‘Yalnız ve genç kadın’ sıkıntısından kurtuldum. Saçımı boyamayı bıraktım.
Duygularınızda değişiklik oldu mu?
Elbette hâlâ pek çok şeye heyecan duyuyorum. Ama bundan sonra aşık olmayacağıma eminim. Çünkü erkeklerin ne olduğunu bir yazar olarak biliyorum.
Pişmanlığınız var mı?
Pişmanlık değil ama keşkelerim çok fazla. Daha çok serserilik yapmayı tercih ederdim.
20’lerde 50’li yaşlar neydi sizin için?
25 yaşındayken "50 yaşında intihar edeceğim" demiştim. 33-34 yaşında ‘Bir Deli Ağaç’ kitabımda, hayatta yapacak hiçbir şeyi kalmamış insan portresi çizerken onu 50 yaşında yapmıştım. Ama şimdi anlıyorum ki, hiç de öyle değilmiş. Hayat 40’ında başlar lafının doğru olduğunu görüyorsun çünkü hayata daha çok değer veriyorsun.
Kadınlara 30’undan sonra değer verilmediğine katılıyor musunuz?
Evet, kadın cinsel cazibesini kaybettikten sonra daha az ilgi görüyor.
BİTTİ
YAŞAM