Çiftler hangi durumlarda infertilite tedavisine başlamalıdır?
Bir yıldan fazla süredir düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına karşın hamileliğin gerçekleşmediği çiftler tıp alanındaki gelişmeler sayesinde farklı kısırlık tedavisi seçeneklerine başvurabilirler. Prof. Dr. Göğşen Önalan’ın yaptığı açıklamalara göre üreme tıbbında devam eden ilerlemeler sayesinde, birçok çift doğurganlık sorununun üstesinden gelebiliyor ve çocuk sahibi olabiliyor.
Kısırlık Nedir? Kısırlığa Ne Sebep Olur?
Kısırlık çiftlerde duygusal sıkıntıya neden olabilen bir durumdur. Ancak bununla mücadele eden çiftlerin umudunu kaybetmesine gerek yok. Günümüzde ilaç, cerrahi prosedürler ve tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri dahil olmak üzere her zamankinden daha etkili ve güvenli seçenekler vardır.
Genellikle çiftler gebe kalmak için denemelere başladıktan sonraki bir yıl içinde hamilelik gerçekleşir. İnfertilite, bir yıl ya da daha uzun süreyle düzenli ve korunmasız cinsel ilişkide bulunulmasına karşın hamile kalamama ya da hamileliği sürdürememe halidir.
Yaşla birlikte doğurganlık azalabilir. Kadının 35 yaşından büyük olduğu çiftlerin ortalama üçte birinde doğurganlık ile ilgili sorunlar yaşanır. Erkeğin 40 yaşının üzerinde olduğu çiftler de doğurganlık konusunda zorluk çekebilirler. Erkeklerde ve kadınlarda doğurganlığı etkileyen diğer faktörler arasında sigara ve aşırı alkol kullanımı yer alır.
Doğurganlık Testi Ne Zaman Yapılır?
Prof. Dr. Göğşen Önalan sözlerine şu şekilde devam etti: “Genel olarak bir çiftin bir yıl boyunca hamile kalmaya çalışana ya da bariz bir sorunu veya gebe kalmayı engelleyen bir durumu olana kadar kısırlık için tıbbi yardım alması gerekmez. Bununla birlikte kadının yaşı doğurganlığı etkileyebileceği için 35 yaşın üzerindeki kadınlar, 6 aydan fazla bir süredir hamile kalmaya çalışıyorsa bir değerlendirme yapılmalıdır. Bir kadının tıbbi geçmişinde düzensiz adet döngüsü, düşük geçmişi, pelvik inflamatuar hastalık, endometriozis, polikistik over sendromu, uterin fibroidler veya diğer jinekolojik problemler varsa daha erken zamanda bir uzmana başvurması gerekir.”
Çözüme doğru atılan ilk adımın doğurganlık değerlendirmesi yapılması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Göğşen Önalan, tanı testi yoluyla hastalar özelinde doğru bir kişiselleştirilmiş tedavi planı oluşturulması gerektiğini belirtti. Erkeklerde kısırlık genellikle sperm üretimi ya da iletimi ile ilgili sorunlardan kaynaklanır. Semen analizi erkek üreme sistemiyle ilgili sorunları belirlemeye yardımcı olabilir. Kadınlarda hamileliğin gerçekleşebilmesi için sağlıklı ve işleyen bir üreme sistemine ihtiyaç vardır. Kadınlarda kısırlık genellikle hormon dengesizliklerinin neden olduğu yumurtlama ile ilgili sorunlardan kaynaklanır. Diğer problemler arasında tıkalı fallop tüpleri ve uterusla ilgili fiziksel sorunlar sayılabilir.
Prof. Dr. Göğşen Önalan açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Kısırlık tedavisinde yumurtlamayı indükleyen ilaçlar, intrauterin inseminasyon (IUI) ve in vitro fertilizasyon (IVF) yer alır. Uygulanacak olan tedavi sorunun nedenine bağlı olarak değişebilir. Sorun hormonal ise yumurtlamayı indüklemeye yardımcı olmak için doğurganlık ilaçları reçete edilebilir. IUI gibi diğer yöntemleriyle birlikte kullanılması da mümkündür. Tüp bebek tedavisi hem yumurtaların hem embriyoların vücut dışında işlendiği bir doğurganlık tedavisidir.”
IVF yönteminde bir ayakta tedavi prosedürüdür. Temel olarak süreç kadının yumurtalıklarından yumurtaların alınması ve laboratuvar ortamında sperm ile döllenmesi ile başlar. Döllenmiş yumurtaların veya embriyoların tüp bebek laboratuvarında 5-6 gün boyunca büyümesine ve gelişmesine izin verilir. Genel olarak, bir embriyo daha sonra vajina yoluyla hamileliği sağlamak için rahme geri aktarılır ve süreç bu şekilde tamamlanır. Doktorunuz kısırlığın nedenine bağlı olarak bir IVF varyasyonu önerebilir.