SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Çallı atölyesi

Çallı atölyesi

|

İş Bankası, Türk resim sanatının dahisi İbrahim Çallı ve öğrencilerinin doyumsuz renk koleksiyonunu gözler önüne serdi.

TÜRKİYE İş Bankası'nın bin 992 parçalık zengin resim koleksiyonundan derlenen Çallı ve Atölyesi Sergisi, Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi'nde açıldı.
İş Bankası Yönetimi Kurulu Başkanı Burhan Kocagöz ve Genel Müdürü Ünal Korukçu'nun ev sahipliğini üstlendiğini sergi, Çallı'nın akademiden ayrılışının 50. yılı nedeniyle hazırlandı.
Sergide en büyük ilgiyi, ünlü ressamın torunu Yaşar Çallı'nın 4.5 yaşındaki oğlu İbrahim Çallı topladı. Resim yapmayı çok seven küçük Çallı, büyük dedesinin tabloları önünde tüm sevimliliğiyle poz verdi. TBMM Sanat Danışmanı Yaşar Çallı, "Bu sergi, hiçbir sanatçıya nasip olmayan bir şans. Çok mutluyum" dedi.
Sergide, Çallı'nın 29 yapıtının yanı sıra, sanatçının atölyesinde öğrenim gören Nuri İyem, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Elif Naci, Nurullah Berk, Şeref Akdik'in de aralarında bulunduğu 32 sanatçının 98 tablosu yer aldı. Ankara Üniversitesi DTCF Sanat Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Kıymet Giray da, Çallı'yı tüm yönleriyle ele alan bir kitap hazırladı.
İş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu, sergiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Cumhuriyetin kurulmasını müteakip akademik zaferi sağlamak gayesiyle yüce önder Atatürk'ün kurduğu İş Bankası, ekonomik gelişmeye katkısının yanı sıra Türk kültürüne ve sanatına da gerekli ehemmiyeti vermeye çalışmıştır. İki bin esere sahip olan İş Bankası bunları sergilemekte sıkıntı çekiyor. MSÜ'nün bize yer vermesi dolayısıyla mutluyuz."
Serginin açılışına, Yaşar Çallı'nın eşi ressam Çiğdem Çallı ve oğlunun yanı sıra, sanatçının diğer torunu işadamı Mete Taki ve eşi Neslihan Taki, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Dekanı Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ve çok sayıda sanatçı katıldı.

İZMİR'e bağlı Çal kasabasında 1882'de doğan İbrahim Çallı'nın daha ilkokul yıllarında resme merak duyduğu, "İlkokuldayken, pabuçlarımı bir Rum kunduracıya pençeletirdim. Dükkanının duvarlarında `Köroğlu - Ayvaz' resimleri olmasa, delik ayakkabılarla sürterdim ya!" sözlerinden anlaşılıyor. Çal'da rüştiyeyi (ortaokul) tamamlayarak, Çallı olarak anılmaya başlanan sanatçı, İstanbul'a geldikten sonra bir süre gazete dağıttı. Ardından da arzuhalcilik ve mübaşirlik günleri geldi. Sanayi - i Nefise Mektebi'ne girerek 1906'da sanat hayatına başladı. Çalışmalarını uzun yıllar Paris'te sürdüren Çallı, mide kanaması sonucu 22 Mayıs 1960'ta öldü.

HASAN Ali Yücel, 30 Mayıs 1960'ta kaleme aldığı "Dostum Çallı" yazısında, son görüşmelerini şöyle anlatıyor:
"Onu son defa Taksim civarında görmüştüm. O şakacı Çallı, benimle uzun bir seyahate çıkacakmış gibi içli içli konuştu. Sesi, kederli bir inilti kadar ihtiyar ve bitkin, titriyordu. Ayrılırken öpüştük, aksi yönlere yürüdük. Garip iç dürtüsüyle arkama döndüm, ne göreyim, o da bana bakıyordu. Birbirimizi bir kere daha selamladık" şeklinde anlatmıştı.


© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.