Burun ucunun düşüklüğü sinirli gösteriyor
Burun ucu düşüklüğünün her zaman problem oluşturabildiğini kaydeden KBB ve Burun Estetiği Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, burunun ucunun düşük olmasının kişinin sinirli görünmesine neden olduğunu belirtti.
Yüz görüntümüzde, etrafa verdiğimiz enerjiyi en çok bozacak noktalardan birisi de burun ucunun düşüklüğüdür. Burun ucu düşüklüğü, hem nefes alma bozukluğu, hem de estetik olarak engeller oluşturuyor. İşlevsel açıdan burundan nefes almaya büyük ölçüde engel olurken; estetik açıdan kişiye sinirli, yorgun ve enerjisi düşük bir görünüm veriyor.
Burun ucu düşüklüğünün her zaman problem oluşturabildiğini kaydeden KBB ve Burun Estetiği Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Bu sorunu yaşayan bireyler kendilerini ‘Sadece burun ucumu parmak uçlarımla azıcık yukarı kaldırdığımda çok iyi nefes alıyorum’ şeklinde ifade ediyorlar. İlaveten bu sorunun giderilmesiyle birlikte, daha iyi soluklanmanın sunacağı bol hava ve koku gibi pek çok temel yaşamsal avantaj bulunuyor. Burun ucu düşüklüğü sorununun çözülmesi bireye, sosyal ve mesleki kariyerinde de enerjisi yüksek bir görüntü sağlıyor” dedi.
Lokal anestesi ile 45 dakika sürüyor
Burun ucu estetiği (Tipplasti) ameliyatları, lokal anestezi yapılarak en fazla 45 dakika sürdüğünden, hasta hemen sonrasında evine veya işine geri dönebiliyor. Bu yöntemde, silikon tampon ve burun sırtına atel konulmadığından dolayı oldukça konforlu bir iyileşme süreci gerçekleşiyor.
Burun ucu estetiği ameliyatını diğer burun bölgelerinde sorun olmayan hastalara uyguladıklarını anlatan KBB ve Burun Estetiği Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ameliyatı, sıklıkla lokal anestezi ile yapmak mümkün olup, çok nadiren genel anestezi uyguluyoruz. Burun ucu estetiği, genelde üstte bahsettiğimiz gibi burun ucunun kaldırılması söz konusu olmasının yanında, nadirende olsa burun ucunun indirilmesi, inceltilmesi veya kalınlaştırılması, burun deliklerindeki şekil bozukluklarının düzeltilmesi, burun kanatlarındaki kalınlığın inceltilmesi veya çökmenin giderilmesi gibi pek çok işlemleri kapsayan geniş bir kavramdır.
Ayrıca bu yöntemle, burun ucunun rafine edilmesi dediğimiz zarifleştirilmesi ve ışık vurduğunda burada martı kanadı şeklinde son derece güzel bir görüntü yakalanması mümkündür. Dahası bu ameliyatları, daha evvel burun estetiği ameliyatı olmuş, fakat istenen sonuçları burun ucunda alamayan hastalara da revizyon amaçlı olarak sıklıkla uyguluyoruz” diye konuştu.
Ödem ve morluk oluşmaz.
Burun ucu estetiğinde iyileşme süresinin, klasik septorinoplasti yöntemlerine göre daha kısa olduğunu ifade eden Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti: “Bu yöntemde, kemik dokuya müdahele edilmediğinden dolayı ödem ve morluk hiç olmaz.
Ayrıca, atel veya alçı koymak gerekmediğinden, iş ve iş gücü kaybı da hemen hemen hiç yoktur. İşlem esnasında, açık veya kapalı (burun içinden) teknik ameliyat yöntemlerinin her ikisinin de cerrahın tecrübesine ve tercihine göre avantajlı tarafları vardır.
Benim sıklıkla kullandığım yöntem, burun ucuna her türlü müdaheleyi yapabilmeye olanak sunan açık tekniktir ki, kesi yeri uygun kapatıldığında kesinlikle kesi izi kalmaz. Kapalı tekniğin ise yegane avantajı, birkaç haftada olsa burun girişinde görülen dikişlerin içeride olmasıdır. Özetle, burun ucu estetiğini düşünen hastalara, mutlaka yapılacak profil analizi ölçümleri ve bilgisayar çalışmalarıyla, doğru tedavi yöntemi doktor tarafından belirlenmelidir.
Nitekim burun ucu estetiği ameliyatları, gerçekten seçilmiş kişilerde son derece basit ve yüz güldürücü bir uygulamadır” dedi.
Burun ucuna dolgu uygulamaları da, son yıllarda oldukça popüler
Cerrahi uygulamanın yanı sıra, özellikle son yıllarda dolgu ile yapılan burun ucu estetiğinin de oldukça popüler olduğunu kaydeden Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Burun ucu estetiği amaçlı dolgu uygulamaları da, seçilmiş hastalarda kullanılan bir diğer yöntemdir. Dolgu uygulamaları, kullanılan maddeye göre değişebilmekle birlikte, 1 -3 yıl arasında etkilidir.
Avantajı ve dezavantajı da tam olarak bu noktada olup, yapılan işlemin geri dönüşü mümkündür ve bahsedilen sürelerde yeniden tekrarlanması gerekiyor. Bazende, çok küçük kusurlarda, sabırla 2-3 kez tekrardan sonra, o bölgede bir miktar yumuşak dokuda oluşabilmesi sebebiyle hastayı tekrarına gerek kalmaksızın çok daha uzun süreli de memnun edebilmektedir” şeklinde konuştu.