Burhan Altıntop'un 'Çiko'su lanetliymiş! Başka versiyonları da var, girdiği evi küle çeviriyor
Bir dönemin fenomen dizisi Avrupa Yakası'nın sevilen karakteri Burhan Altıntop'un yakın arkadaşı 'Çiko', aslında İtalyan ressam Bruno Amadio'nun 'Ağlayan Çocuk' portresi. Ressamın eseri ilk ortaya çıktığı yıllarda çok sevilmiş ancak sonrasında bunun lanetli olduğu düşünülmüş ve bakın beraberinde ressamın bile aklına gelmeyecek hangi olaylar yaşanmış.
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - 9 Kasım 1911 yılında İtalya'nın Venedik kentinde bir çocuk dünyaya geldi. Bruno Amadio adlı bu çocuk büyüdüğünde çok ünlü bir ressam olacak ve şöhretini çizdiği 'ağlayan çocuklar' portreleriyle yakalayacaktı. 1950 yılında Bruno Amadio tarafından çizilen bir resim diğer tüm eserlerinin önüne geçti ve dünya genelinde büyük bir sansasyona neden oldu. 1980'li yıllarda Türkiye'ye giriş yapan bu eser dünyanın geri kalanında gösterilen tavrın aksine kucaklandı, dahası bu esere 'Çiko' adı verildi. Bir döneme damga vuran 'Avrupa Yakası' dizisinde Burhan Altıntop karakterinin gözdesi olan 'Çiko'nun gerçek hikâyesi, daha doğrusu halkın söylemiyle laneti ise oldukça dikkat çekici.
ÜLKE GENELİNDE YANGINLAR BAŞLADI
Gerçek ismi Bruno Amadio olan ressamın takma ismi Giovanni Bragolin'di. Ressamın en popüler eserlerinden biri ise 'Ağlayan Çocuk' (Crying Boy) tablosuydu. Eser, 1950'lerde İtalyan ressam Bruno Amadio tarafından yapılmış ve 'Giovanni Bragolin' mahlasıyla resmedilmişti. Eser başlarda çok büyük bir ilgi gördü ve resmi gören herkes büyük bir hayranlıkla ustasına övgüler yağdırdı. İnsanların bu eseri beğenmesi Amadio için teşvik edici olmuştu ve 'ağlayan çocuk' tablosunun çeşitli versiyonlarını yapmaya başlamıştı. 'Ağlayan Çocuk' portresinin orijinalinde çocuk kumral ve ela gözlüydü ancak ressamın diğer eserlerinde ağlayan çocuklar zaman zaman sarışın renkli gözlü ya da esmer zaman zaman da kız ya da erkek olarak resmedilmişti. Amadio'nun eserlerinin replikası dünya çapında milyonlarca sattı. 1950'li yıllarda tablo hem popüler oldu hem de çok sevildi, ta ki İngiltere'nin çeşitli yerlerinde yangınlar başlayana kadar.
1950'de resmedilen bu eser, ortaya çıktığı ilk yıldan itibaren tüm dünyayı dolaşmaya başladı ve resmin yüzlerce farklı versiyonu üretildi.
İtalya'da resmedilmiş bir eserin İngiltere'deki bir yangına nasıl sebep olduğuna anlam verememiş olabilirsiniz. Ancak buradaki gizli ayrıntı şuydu; tüm dünyaya yayılan ağlayan çocuk tabloları İngiltere'ye de ulaşmıştı ve tablonun bulunduğu evlerde esrarengiz olaylar meydana geliyor, en iyi ihtimalle evler yanıyordu.
PORTRENİN LANETİ HER YERİ SARDI
Amadio'nun üzgün, gözü yaşlı ve yalnız çocuklardan oluşan 'ağlayan çocuklar' adlı tabloları resmedildikten yaklaşık 30 yıl sonra 1980'li yıllarda İngiltere'de lanetli oldukları şeklinde bir şehir efsanesinin tam da ana merkezine yerleşti.
4 Eylül 1985 tarihinde The Sun gazetesinde yer alan bir haberde İngiltere'de yanan bir evde görev yapan itfaiyecinin açıklaması haber konusu oldu. İtfaiyeci bölgede yanan evlerin içinde her şey küle dönmüşken evde asılı duran 'Ağlayan Çocuk' tablolarının hiçbir şekilde yanmadığını iddia etti. Hatta bu iddia öylesine güçlendi ki hiçbir itfaiye görevlisi bu tabloları kendi evine sokmak istemedi ve bu durum hızla yayıldı. The Sun'ın başlattığı haberlere diğer gazeteler de eklendi ve tablolar aylarca konuşuldu. Gazeteleri okuyan halk paniğe kapıldı ve evinde ağlayan çocuk portresi olan herkes tablolarını dışarı attı. Halk gazeteleri arayarak başından geçen paranormal olayları anlattı. Kimileri ağlayan çocuk portresinden geceleri ağlama sesleri geldiğini kimileri tablonun geldiği günden beri eve huzursuzluk saçtığını söylüyordu. Okuyucuların bu geri dönüşlerinden sonra yetkililer bu resimlerden kurtulma kampanyası başlattı. Dahası evinde bu tablo bulunan okuyucular gazete binalarının önüne gelerek tablolar için toplu bir ateş yaktı ve tablonun laneti kabul edildi.
Geçimini çizdiği resimleri satmakla sağlayan ressam Amadio'nun ağlayan çocuklar adlı eserlerinin yaklaşık 26 adet olduğu biliniyor.
TABLOLAR TOPLU BİR ŞEKİLDE YAKILDI
Tüm İngiltere genelinde tablonun lanetli olduğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremedi. Özellikle çeşitli bölgede çıkan yangınlara nelerin sebep olduğu bilimsel olarak kanıtlansa da kimse herhangi bir ihmal ya da hata sonucu yangınların çıktığına değil, tablonun lanetine sığındı.
Yıllar birbirini kovaladı ve ne yazık ki 'ağlayan çocuğun' lanetli olup olmadığıyla ilgili kafa karışıkları sürüp gitti, ta ki yıllar sonra Şili'de çıkan bir habere kadar. Bir organizasyon şirketinin Cadılar Bayramı için hazırladığı etkinlikle 'ağlayan çocuk' portresinin kullanıldığı görülünce bu afişi görenler Amadio'nun eserinin lanetini hatırladı ve derhal bu afişlerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Şili’nin en büyük gazetesi olan Las Ultimas Noticias (LUN), bu tablonun lanetini gündeme getirerek 'Ağlayan Çocuğun Tüyler Ürperten Dönüşü' şeklinde bir manşet attı. Manşeti gören halktan kişiler gazeteye ulaşarak resme sahip olduktan sonra başlarına gelen kötü şeylerden bahsetti. Kimileri boşanmış kimileri işinden kovulmuştu, kimileri ise İngiltere halkıyla aynı kaderi paylaşmış ve evleri yanmıştı.
BİR TEK BURHAN ALTINTOP MU SEVDİ?
Ressam tarafından tam 26 adet resmedilmiş 'Ağlayan Çocuk' tablosunu beğenen ve evlerinde baş köşeye yerleştirenler bu tablonun lanetine kitlesel bir şekilde inanmayı ve sorgulamadan o tabloları sokaklara atmayı tercih etmişti. Başlarda çok beğenilen ancak sonralarında görünce başını çeviren insanlar evlerinin yanmasını ya da başlarına gelen kötü olaylardan tabloyu sorumlu tutmayı seçi.
1950'li yıllarda resmedilmiş ancak 1980'li yıllarda Türkiye'ye giriş yapmış bu tablo Türkiye'de aynı korkuyla karşılanmadı. 2000'li yılların başında döneme damga vuran 'Avrupa Yakası' dizisinde Burhan Altıntop karakterinin salon duvarında yer alan 'Ağlayan Çocuk' portresi ve onunla yaptığı samimi konuşmalardan ve ona 'Çiko' diye seslenmesinden sonra tabloya olan merak ülke çapında arttı. Kimileri evine, ofisine kimileri dükkanına hatta minibüsüne bu tabloyu yerleştirdi. Anlaşılan 'Ağlayan Çocuk' portresine sempati duyan onu çizen Bruno Amadio ve dert ortağı olarak gören Burhan Altıntop'tan başkası değildi.
'Ağlayan Çocuk' portresine olan bu tutumu ise uzmanlar yıllar içinde dönem dönem gündeme getirdi ve medyanın toplum üzerindeki etkisinin ne derece kuvvetli olduğu bu örnekle de kanıtlanmış oldu.