Boy ile kilo orantılı mı?
Obezite çağımızın salgın hastalığı. Kilolu olmak ile obez olmak arasındaki farkı anlamak için vücut kütle endeksi (Body Mass Index = BMI) dediğimiz bir ölçüme bakıyoruz.
BMI’I hesaplamak çok kolay: Örneğin kilonuz 70 kg, boyunuz 1.70 m ise kilonuzu boyunuzun karesine bölüyorsunuz yani 70 / 1.7x1.7 = 24.2 çıkıyor. Bu hesaplamaya göre ise BMI 18- normalden az kilolu, BMI 18.5-24.9 normal kilolu, BMI 25-29.9 fazla kilolu, BMI 30 ise obez olduğunuz ortaya çıkıyor.
Bu hesaplamaya ihtiyaç duyulmasının sebebi kilonun boyla orantılı olarak değerlendirilmesinin gerekmesi. Normalden yüksek bir BMI beraberinde pek çok sağlık sorununu da getiriyor. Ancak obezite konusundaki çalışmalar ilerledikçe yağın miktarından çok nerelerde biriktiğinin daha önemli olduğu ortaya çıktı.
Karında iç organlar çevresindeki yağlanma sağlık açısından en tehlikelisi. İlginç olarak bu duruma daha çok erkeklerde rastlanıyor. Kadınlarda yağ depolanması cilt altı yağ dokusunda olurken erkeklerde daha çok karın içinde, barsakların çevresinde oluşuyor. Bunun genetik sebepleri olduğuna dair pek çok çalışma var. Yani göbek kalıtsal olabilir. Türk Kası olarak kültürümüze dahil olması da genetik geçişi destekliyor. Belirtisi karın çevresi genişliğinin artması.
Erkeklerdeki göbeklerin sanki bir şişkinlik gibi mide seviyesinden başladığını ve öne doğru çıktığını hatırlayalım. Erkeklerde 102 cm üzeri bir bel çevresi 3 çeşit hastalığa davetiye çıkarıyor. Kalp damar hastalıkları, Diyabet ve Kanser.
Bunlara ek olarak gut ve mide ülserlerinde artış da saptanmış.
Peki karın içi yağlar bu hastalıklara nasıl sebep oluyor ?
Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Prof.Dr.Ferit Demirkan karın içi yağların cilt altı yağlara göre kendiliğinden çözünüp kana karışma oranının daha fazla olduğunun saptandığını belirterek,” Yani durup dururken, ihtiyaç yokken kandaki yağ miktarı artıyor. Bu da insulin direncine, iltihaplanma dediğimiz maddelerin salınımına, damarların yağlanarak sertleşmesine neden oluyor. Karın içi yağlarda neden böyle bir durum oluştuğu bilinmiyor, vücudun içindeki sıcaklığın daha fazla olması, karın içinde yağ hücrelerinin sayıca sınırlı olması nedeni ile aşırı yüklenip sızdırmaya başlamaları, karın içindeki yağ hücrelerinde genetik olarak farklı metabolik süreçler olması ileri sürülen hipotezler arasında yer alıyor.
Peki ne yapmak lazım ?
En önemlisi olur o kadar dememek lazım. Göbeği olan bir erkek, obez bir kadına göre daha fazla risk altında olabilir. Göbekten kurtulmanın kalıcı yolunun ise diyetten çok egzersizi arttırmak olduğu gösterilmiş. Bu erkeklere estetik cerrahi olarak yardım etmek de pek mümkün değil. Çünkü mevcut yağlar liposuction veya abdominoplastinin erişebildiği bir yerde (cilt altı yağ dokusu) değil, karın içinde. Bu kişilerde belde ve karnın alt kısmında bir miktar cilt altı yağlanması olabiliyor ama bunları almak göbeğin o şişkinliğini ve çapını azaltamıyor. Dolayısı ile çare estetik değil yaşam tarzı değişikliği.
Tabii her erkekte yağlanma sadece karın içine olmuyor. Bu tip yağlanma genetik olarak erkeklerin % 30 ile % 60’ında bulunuyor. Diğerlerinde daha dengeli bir yağ dağılımı söz konusu. Liposuction ve abdominoplastiye uygun olan hastalar da bunlar. Erkek hastalarda liposuction daha çok bel göğüs ve gıdık için yapılıyor. Karın ön duvarında yağlanma varsa o da alınabiliyor atta uygun hastalarda VAZER liosuction ve yağ enjeksiyonları ile kaslı bir görünüm bile kazandırılabiliyor. Çok kilolu olup alt karnı sarkan kişilerde ise hem liposuction hem de abdominoplasti gerekebiliyor.
Sağlığımız için sadece teraziye çıkıp tartılmayalım, düzenli olarak göbek çevremizi de ölçelim” dedi.