Bitmeyen karın ağrıları yaşadı, 'torba' ile tanıştı! '9 yerimden kablo çıkıyordu'
Çocukluğundan beri karın ağrısı çeken ve doktor doktor gezen Ömür Kahraman, geçirdiği bağırsak rahatsızlığı sonrası takılan torba (stoma) ile yaşamak zorunda kaldı. Böylesi bir hayatın zorluklarını anlattığı kitabıyla benzer yaşam sürenlere ilham olan Kahraman, “Vücudumun 9 yerinden çıkan kablo ve onca acıyla tanışmak çok acıydı” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Tekirdağ doğumlu olan Ömür Kahraman (51) evli ve bir oğlu var. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamlayan Kahraman, iki kere yüksek lisans yapıp daha sonra da doktorasını tamamladı. 1989 yılında tercümanlıkla başladığı iş hayatına turizm ve havacılık alanlarında devam etti. İngilizce - Arapça dillerinde kokartlı turist rehberi olan Kahraman, aynı zamanda Türkiye’nin araba kiralama şirketi sahibi ilk kadını. Ömür Kahraman, Türk Hava Yolları İtalya Bari Genel Müdürü olarak emekli oldu ve şimdiye kadar 113 ülke gördü. Türkiye’nin tamamını gezen Kahraman iyi derecede İngilizce, Arapça, orta seviyede Almanca ve İtalyanca biliyor.
'TUVALETİNİZİ YAPTIKTAN SONRA BAKIN'
Ömür Kahraman’ın annesine göre bağırsak sorunu doğduğundan beri vardı. 5 yaşından itibaren karın ağrısı şikayetiyle annesi ve babası tedavi bulmak için doktor doktor gezdi. 39 yaşında iyi bir hastanede ‘soliter rektal ülser’ (rektum içinde makata yakın bölgede görülen yara) tanısıyla ilk ameliyatını oldu. "Tıpta çok ilerledik desek de maalesef hâlâ hata yapılıyor" diyen Ömür Kahraman, "İlk ameliyat kararı alındığında dört farklı doktora daha gittim. Beni ameliyat edecek doktorum da diğer dört doktor gibi defekografi (ilaç verilerek yapılan rektal görüntüleme) isteseydi belki bugün 16 ameliyat olmam gerekmezdi" ifadelerini kullandı.
Ömür Kahraman hastalığının nedenini bilmediğini dile getirirken, doğuştan ya da genetik olabileceğinin altını çizdi. Vücudunun tepkisel davranışlar vermediğinde organik tarımın sağlığımız için ne denli önemli olduğunu anladığını söyleyen Kahraman, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bu sebeple mümkün olduğunca çabuk organik tarıma geçmemiz lazım ki insanlar benim gibi sindirim sistemi hastalıkları çekmesin. Toplum sağlığımızı koruyabilmemiz için bu çok önemli. İkinci önemli mevzu ise tuvaletimizi yaptıktan sonra sifonu çekmeden önce geride ne bıraktığımıza bakmamız gerekiyor. Rengi, kıvamı, içinde kan ya da parazit olup olmadığına dikkat etmeliyiz. 3-4 gün tuvaletimizi yapmadığımızda bir doktora danışmalıyız. Doktordan utanmayalım ki sorunumuz ciddi ve sıkıntılı hale gelmeden müdahale edilebilsin. Erken tanı sindirim sistemi hastalıklarında da çok önem arz ediyor. Bütüncül tıbbın önemiyle stresten uzak yaşamanın da bizleri sindirim sistemi hastalıklarından koruyacağını da hatırlatmak isterim."
'KARNIMDA 30 SANTİMETRELİK BİR YARA VARDI'
Stoma, sindirim sistemi veya idrar yolunun vücut dışına açıldığı cerrahi bir prosedür sonucu oluşturulan bir açıklık olarak biliniyor. Ömür Kahraman da stoma operasyonu geçiren biri olarak deneyimlerini ve yaşamını anlatarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Stoma operasyonu sonrası yaşanan duygusal ve fiziksel deneyimler, günlük hayatta karşılaşılan zorluklar ve bu duruma adaptasyon gibi konuları kitabında ele alıyor. 39 yaşında 2. ameliyatından sonra stomayla tanışan Kahraman, “O günleri değil yaşamak, düşünmek bile beni çok üzer. Çünkü bırakın bilmeyi, kimsede görmeyi adını bile bilmediğim stomayla karnımda 30 santimetrelik bir yara, vücudumun 9 yerinden çıkan kablo ve onca acıyla tanışmak çok acıydı” yorumunda bulundu.
'AİLEMİN ENDİŞESİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GİTMİYOR'
Bu tür uzun süreli ve hayati risk taşıyan hastalık dönemlerinde ailenin ister istemez birbirine daha çok kenetlendiğine dikkat çeken Ömür Kahraman, “Biz zaten birbirine bağlı ve sevgi dolu bir aileydik. Bana Rabbim böyle bir dert verdi ama beni koşulsuz sevip sayan sarmalayan, beni yanlarından gözlerinden hiç esirgemeyen çok kıymetli bir ailem vardı. Her defasından yeninden ameliyat kararı verildiğinde ve ameliyathaneye gönderirken annemin gözyaşları, babamın, kardeşimin, oğlumun endişe ile dua edişleri hiç gözümün önünden gitmez” açıklamasında bulundu.
‘ÖNCESİNDE NE ADINI DUYDUM NE DE GÖRDÜM’
"Kendimden çok onlara yaşattığım bu derin hüzün için üzülürdüm" şeklinde konuşan Ömür Kahraman, “Annenin, babanın hastalığına evlat biraz dayanabiliyor ama hayat dolu çocuğunuzu en verimli zamanında uzun süren ameliyatlara göndermek ve iyileşecek umuduyla bebekler gibi bakmak tam her şey iyi gidiyor derken tekrar ameliyat olacağını öğrenmek gerçekten ebeveynim için bir yıkımdı. Benim hastalığımın arasında doğan bana çok benzeyen Elif adında bir 11 yaşında yeğenim daha küçücükken gözümün içine bakar. 'Hala yine mi karnın ağrıyor, yine mi ameliyat olacaksın' diye sorardı. İçim acırdı ufacık elleriyle beni sevip teselli etmesine. Çok şükür o dönemler geride kaldı. Allah inşallah bir daha yaşatmaz. Şimdi rol model olup hayatlara dokunma zamanı” açıklamasında bulundu.
‘İTALYA’DA TORBAYLA SALINARAK YÜRÜDÜĞÜNÜ GÖRDÜM’
Kendisine stoma açıldığında ne olduğunu ve nasıl yaşaması gerektiğini, temizliğini, bakımını hiç bilmediğini söyleyen Ömür Kahraman, “Öncesinde ne adını duymuş ne de kimsede görmüştüm. Doktorumdan kimseye belli etmeden bana stomayla yaşamayı anlatan bir kitap tavsiye etmesini istediğimde bana 2 adet bilimsel makale gönderdi. Bu konuda yazılmış kitap yoktu ve tıp terminolojisini bilmediğim için makaleleri de anlayamamıştım” diyerek şöyle devam etti:
“O dönem İtalya’da yaşıyordum ve plajda birkaç adım önümde yürüyen, çok güzel bir hanıma gözüm takıldı. Vücudu hoş, saçları parlak ve bikinisi çok yakışmıştı. Kadın birden bana doğru dönünce, o an hayatımın en büyük şokunu yaşadım. Kadının karnında torba vardı ve salına salına yürümesine mani değildi. Gözümün önünden kendi yaşadığım dönem film şeridi gibi geçti. Etrafıma bakındım. Öyle ya bu anormal durumda herkes kadına bakıyor olmalıydı. Oysa kadınla benim dışımda kimse ilgilenmiyordu. Kendi stomalı günlerimi düşündüm ve ben o kadın gibi rahat olamadım ama başkaları belki benim sayemde rahat yaşayabilir diyerek eve geldim. Sevgili Mira Ordu’yu İzmir depreminde tanımış ve sosyal medyadan takibe almıştım. '1.5 yaşında çocukların da stoma ile yaşadığını biliyor musunuz?' diye stomalı bir bebek hikayesini paylaşmış. O gün 'Allah'ım sen bana bir işaret gönderiyorsun, ben de bir şey yapmalıyım' diyerek uyudum. Sabah 5’te uyanıp kendi deneyimlerimden yola çıkarak 'Torbayla Yaşamak' kitabımı yazmaya başladım.”
‘KİTABI YAZARKEN ÇOK ZORLANDIM, ÇOK AĞLADIM’
Yazarken çok zorlandığını ve çok ağladığını dile getiren Ömür Kahraman, “Unutmaya çalıştığım zorlukları tekrar hatırlamak canımı çok yaktı. Amacım hayatlara dokunmak olunca bu acıya katlandım. Benim başıma gelene kadar bilmediğim, kabullenmekte zorlandığım ve defalarca ameliyat olmak durumunda kaldığım dönemde yaşadığım olumsuzlukları, ilk defa stoma kullanacaklar yaşamasın, kendilerini yalnız hissetmesinler istedim. Çocukken olduğum apandisit ameliyatı dışında 15 ameliyata rağmen güçlü ayakta duruşumu, bu süreçte doktora yapmamı, erkek arkadaşım ile evlenmemi, işimde başarılı olup kurumsal bir şirketin 3 kadın genel müdüründen biri olabilmemi tüm içtenliğimle yazdım. İhtiyacı olan hastalara, yakınlarına umut olabilirsem, hayatlarına dokunabilirsem ne mutlu bana. Sadece hasta ve hasta yakınlarına da değil, hekimlere sağlık çalışanlarına ve hastane yönetimlerine de tavsiyelerde bulunarak hastalara karşı bakış açılarının değişmesine sebep olduğum için mutluyum, gururluyum” yorumunda bulundu.
Ömür Kahraman, sık tekrar eden ameliyatlarla artık iyileşemeyeceği hissine kapılıp hayata dair umutlarını belli etmese de kaybetmeye başlıyordu. Hayatına o sırada giren adamı çıkarmak için de çok uğraştığını anlatan Kahraman, “Sevgi hastalıklarda en güzel ilaçtır derler ya beni de iyileştirdi. Çok şanslıyım. Böyle sıkıntılı bir sürecimde oğlum Kerim, annem, babam, kardeşim, Elif’im olmasaydı hayata bu kadar kısa sürede tutunup iyileşemezdim. Onlar olmasa bu kadar mücadele etmek için kendimde güç bulamayacaktım. Sevgi en büyük şifa kaynağım oldu” şeklinde konuştu.
‘TORBA YÜZÜNDEN KOCASINDAN BOŞANMAK İSTİYORDU’
Kitabını yazdıktan sonra çokça olumlu geri dönüşler aldığına dikkat çeken Kahraman, “Bir arkadaşımın annesine bağırsak kanseri teşhisi konmuş ve ömür boyu torbayla yaşamak üzere bir ameliyat planlanmış. Ancak ameliyat olmak ve torbayla yaşamak istemediğini söylüyormuş. Arkadaşım da kitabımı görünce almış annesi kitabımı okumuş ve arkadaşıma bile haber vermeden ameliyat günü almış. Bugün torbayla yaşıyor” deyip ekledi:
“Kitabımdan sonra hekimler, bakış açımızı değiştirdi yorumunu yaptılar. Eski Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu kitabımı çok beğenmiş. 1.5 yaşındaki bir bebeğin annesi kızına doğduktan hemen sonra torba takıldığını söyleyerek 'İyi ki kitabı yazmışsınız' dedi. Gastroenterolog Özdal Ersoy kitabımı kongrelerde anlattığını ifade etti. Bir hanımefendi 6 yıldır torba kullandığını, utanıp sıkıldığını, ortaya çıkamadığını ama benim kitabımı okuduktan sonra artık utanmadan İtalya’daki kadın gibi etrafta gezeceğini söyledi. Kocasından torba nedeniyle ayrılmak isteyen bir kadın artık boşanmayacağım dedi. Öyle çok buna benzer örnek yaşadım ki 'İyi ki bu kitabı yazmışım' diyorum. Amacım hayatlara dokunmaktı. Hayatlara dokunduğumu görmek de beni son derece mutlu ediyor. Ayrıca bu kitabın telif gelirini de torbayla yaşayanlara bağışlıyorum. O da beni ayrıca mutlu ediyor."