Bir ameliyathanede, bir film setinde! 'Muayeneye gelip replikleri söyleyen hastalarım var'
Çocukluğunda pilot olma hayali kuran ancak doktorluğu da isteyerek seçip işini severek yapan Prof. Dr. Okan Özkunt, lise yıllarında tanıştığı oyunculukla beyaz perdede de başarılarından söz ettiriyor. Son olarak 'Kolpaçino 4' filminde oynayan Özkunt, muayene esnasında filmden replikler söyleyen hastaları olduğunu dile getirerek yaşadıklarını anlattı.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Okan Özkunt Kıbrıs’ta dünyaya geldi. Tıp fakültesini bitirdikten sonra İstanbul'da ortopedi ve tramvatoloji ihtisasını tamamladı. Şimdi de yine İstanbul Ataköy'deki özel bir hastanede görev yapan Prof. Dr. Okan Özkunt, oyunculukla lise yıllarında tanıştı. Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nda oyunculuk eğitimi aldıktan sonra İzmir ve İstanbul’da Tuncel Kurtiz, Özdemir Nutku, Kubilay Penbeklioğlu, Hilmi Özçelik gibi önemli isimlerle çalıştı. 2000 senesinden bu yana profesyonel olarak yazar, yönetmen ve oyuncu olarak 10'dan fazla farklı oyun sahneye koydu. İlk uzun metraj film senaryosu 'Yalnızlık Paylaşılmaz'ı 2016 yılında yazdı. Ardından birçok uzun ve kısa metraj film senaryosu daha kaleme aldı. Neredeyse 7 senedir 'sevgili abim ve mentörüm' dediği Şafak Sezer birlikte çalışıyor. İkili, beraber yazdıkları 'Kasa' filmden sonra birçok projede beraber çalıştı. Son olarak Kolpaçino 4’te rol alan Özkunt'un ayrıca senaryosunu yazdığı ve oynadığı 'Öt Bakalım' filmi de Kamil Çetin tarafından çekilerek Asuman Dabak, Murat Akkoyunlu, Serkan Şengül gibi değerli oyuncularla hayat buldu. Bütün bunların dışında 20 seneyi aşkındır gitarist olarak pek çok grupla çalan Özkunt, "Müzik, oyunculukla beraber en büyük tutkum" diyor.
'LİSEDE PELTEK, ŞİŞMAN VE DALGA GEÇİLEN BİR ÇOCUKTUM'
Hem hekimliği hem de senaristlik ve oyunculuğu bir arada yapmanın kolay olmadığını ancak çok zevkli olduğunu dile getiren Okan Özkunt, “Bütün bu meslekler iyi bir planlama, çalışma disiplini ama her şeyden öte bir tutku gerektiriyor. O yüzden de yaptığım her şeyi elimden geldiğince en iyi biçimde yapmaya çalışıyorum. İş konusunda çok disiplinliyim ve birçok insana göre daha az uyuyorum. Her konuda merakımı canlı tutup bol bol okuyorum, bu da beni mental olarak çok besliyor” şeklinde konuştu.
"Lisede peltek, şişman ve arkadaşları tarafından çok dalga geçilen bir çocuktum. Belki de kendini kabul ettirebilmek için oyunculuk bana bir fırsat sundu" diyen Özkunt, “Lisede tiyatro yönetmenliğimizi yapan rahmetli Semih Hoca'm sağ olsun, bana çok güvendi. Oyunculuk için yönlendirdi, motive etti. Onu hâlâ çok güzel hislerle anıyorum. Yazmak ise tamamen birikimle alakalı bir durum, çok zamandır yaratım dünyasının içinde olup, çok okuyup bilgi edinince kısacası heybeniz dolunca kendinizi ifade etmek istiyorsunuz. Yazmanın bunun için en güzel yol olduğunu düşünüyorum” diyerek şunları ekledi:
"Hastalarımla iletişimim hep iyi olmuştur. Oynadığım oyunlara gelenler oldu. Son olarak Kolpaçino 4’te beni sinemada izleyen hastalarımdan mesaj atanlar, şaşıranlar, sevinenler oldu. Bazen de poliklinikte filmden replikler söyleyen, beni tebrik edenler var. Hep pozitif, güzel tepkiler aldım.”
'DOKTORLUK DA OYUNCULUK DA İLETİŞİM İŞİ'
Hem doktorluğun hem de oyunculuğun kökeninde iletişimi barındırdığına dikkat çeken Özkunt, “Oyunculuk ve doktorluk karşı tarafı iyi anlayabilmeniz, kendinizi iyi ifade edebilmenizin gerektiği işler. Oyunculuk sayesinde insan ilişkilerim hep çok güçlü oldu, hastalarımla her zaman organik ve iyi bir bağ kurdum. Doktorluk da bana iş disiplini, sabır ve birçok insanı tanıyabilme imkânı verdiğinden alt metnim her zaman çok güçlü oldu. Bu özelliklerden de hem oyunculukta hem de senaristlikte çok yararlandım” ifadelerini kullandı.
Bu iki işi bir arada yürütürken yaşadığı ilginç anları da paylaşan Okan Özkunt, “Pek çok anım olmuştur ancak 2 sene önce, ailesinden pek çok insanı ameliyat ettiğim için doktorluk sayesinde tanıştığım sevgili dostum Murat Akdamar sayesinde 'Öt Bakalım' filmimin yapımcıları Atilla ve Gözde Koç ile tanışmıştık. Murat, 'Okan Hoca da film çekiyor. Sizi tanıştırayım, hastaneye gidelim' dediğinde Atilla ve Gözde yol boyunca, 'Okan Hoca'nın çektiği röntgen filmleriyle ne işimiz var?' diye düşünmüşler. Buna hâlâ güleriz" dedi. Özkunt, kendisini etkileyen bir diğer anısını da anlatarak sözlerini şöyle noktaladı:
“Hastaneye dönmek zorunda olduğum için okuma provalarından erken ayrılıyordum. yönetmenimiz Kamil Çetin, 'Yazık, Okan’ın ne hastalığı var? Sürekli hastaneye gitmek için buradan ayrılıyor' diye düşünüp duruyormuş. Epey uzun bir süre sonra doktor olduğumu öğrenince çok şaşırmış. Buna da her aklımıza geldiğinde güleriz. Kısacası birçok insanın hayatına, böylesine farklı yönlerden dokunabilme fırsatım olduğu için ve her zaman beni destekleyen bir ailem olduğu için çok şanslıyım."