Babaanne tarifiyle başladı, 50 kavanozdan 5 bine çıkardı! İlik yağından merhem yolda
Babaannesinin sofradan etmediği ilikli kemik sularıyla büyüdü. Kendinde gördüğü olumlu değişimleri fark ettikçe, çocuklarına da bu şifa kaynağını içirmeye başladı. 10 yıldan fazla bir süre evinin mutfağında ürettiği ilikli kemik suyunu marka haline getiren Nezihe Filiz Toker, şimdi de kantaronla birleştireceği ilik yağından merhem yapmaya hazırlanıyor.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Nezihe Filiz Toker, 1980 yılında İstanbul’da doğdu. Gelenekselliği her zaman ön plana çıkaran bir ailede büyüyen Nezihe Filiz Toker’e bu değeri aşılayan kişi ise babaannesiydi. Fransız dili ve edebiyatı mezunu olan genç kadın, uzun yıllar uluslararası kongre turizmi yaptı. Ağaç kaplama üretimi ve ihracatıyla ilgilendi. Bulgaristan Plovdiv’de ilk Türk simit üretimi yapan 'SimitChi' markasını kurdu. Düzce’nin lezzetli simidini Bulgaristan’da bilinen ve sevilen bir marka haline getirdi. Zirve döneminde markasını devrederek Türkiye’ye dönüş yapan Nezihe Filiz Toker, evlendi ve ilk çocuğuna hamile kaldı. Hamilelik döneminde bebeğini ve kendini daha sağlıklı beslemek için araştırmalara başladı. Özellikle ilikli kemik suyunun faydalarını okudukça bu şifa deposuna olan ilgisi daha da arttı. Hamileliğinde ve sonrasında vücudunun ihtiyacı olan besinleri ilikli kemik suyu içerek sağladı. Babaannesinin sofradan eksik etmediği ilikli kemik sularıyla büyüyen Nezihe Filiz Toker, kendinde gördüğü olumlu değişimleri fark ettikçe, çocuklarına da bu şifa kaynağını içirmeye başladı. Ancak genç kadın ilikli kemik suyunu sadece ailesine içirmekle kalmadı, hayatının her döneminde yolunun kesiştiği bu şifa kaynağını başka insanlarla da buluşturdu.
“Ata içeceğimizi babaannemin tarifiyle önce çocuklarım için yapmaya başladım. Ancak lezzetinin ve protein değerlerinin en üst derecelere çıkması için uzun yıllar çok çalıştım. Aşçılık eğitimi aldım. Sürekli daha da iyi ilikli kemik suyu çıkarmak için okudum, araştırdım ve yurt dışına sırf bu sebepten dolayı seyahatler planladım. Hem Türk hem de dünya tarihinde nasıl üretildiğini ve nasıl kullanıldığını araştırdım. Merakım, heyecanla araştırmamı ve geliştirmemi sağladı.” - Nezihe Filiz Toker
ŞİFA KAYNAĞINA DÖRT ELLE SARILDI
Her zaman doğal ve geleneksel beslenmeyi tercih eden Nezihe Filiz Toker, 10 yıldan fazla bir süre evinde yaptığı ilik kemik suyunu çocuklarına yapıyor, sevdiklerine de ikram ediyordu. Bir arkadaşı genç kadına, farklı ve güzel yaptığı kemik suyunu insanlarla paylaşmasını ve bu lezzeti değerlendirmesini tavsiye etti. Genç kadın bu fikre önce soğuk yaklaştı. Çünkü internetten insanlarla iletişime geçmek onu korkutmuştu. Sonra çocukluğundan beri mutfaklarından eksik olmayan ilikli kemik suyunun sürekli karşısına çıkmasının bir nedeni olmalı diye düşünerek şifa kaynağına dört elle sarılmaya karar verdi.
HALKBANK YILIN ÜRETEN KADIN GİRİŞİMCİSİ ÖDÜLÜ’NÜ ALDI
Nezihe Filiz Toker’in, evde üreterek geliştirdiği ilikli kemik suyu kısa zamanda büyük fark yarattı. İlk başlarda 50 kavanoz kemik suyu satan girişimci kadın, 2 yıl içinde bu rakamı 5 bin kavanoza çıkardı. Sonrasında siparişlere yetişememesi üzerine şirketleşme kararı aldı. 2019 yılında ise KOSGEP Girişimcilik desteğiyle, ilikli kemik suyu markasını kuran Nezihe Filiz Toker, evde başlayarak geliştirdiği bu ürünüyle geçtiğimiz mart ayında Halkbank Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Ödülü’ne layık görüldü.
“Kulaktan kulağa markam büyümeye ve tanınmaya başladı. Olumlu geri dönüşler en büyük ödülüm, motivasyonum oldu. Ürünlerimiz insanlara şifa oluyor. İçimde toplum yararına bir güç oluştu. İnsanların daha sağlıklı beslenmesi, geleneksel olan gıdaların sofralarımıza tekrar getirilmesi için çalışıyorum ve ilaçsız yaşamı destekliyorum. En büyük amacım, insanlara ilikli kemik suyu içme alışkanlığı kazandırarak, geleneksel olan doğal gıdalarımızın tekrar sofralarımızda yer almasını sağlamak. 20. yüzyıla kadar yiyerek yaşamışız, 21. yüzyılda yiyerek ölüyoruz. Doğru ve temiz beslenerek, bozulan genetiğimizi düzeltebilir, daha sağlıklı yaş alabiliriz. Sağlıklı nesiller ve genetiğin bozulmaması için geleneksel gıdaları sofradan eksik etmemek gerekiyor.” - Nezihe Filiz Toker
İLİKLİ KEMİK SUYUNDAN DONDURMA YAPTI
Butik üretim anlayışıyla 15 kişiye istihdam sağladığını anlatan Nezihe Filiz Toker, “Çalışanlarımın neredeyse tamımı kadınlardan oluşuyor. Gümüşova Sanayi Sitesi’nde bir üretim tesisi kurmak için inşaata başladım. 2025 yılında üretimimi Düzce'ye taşımayı ve kadın istihdamını daha da artırmayı hedefliyorum. 2022 yılının eylül ayında New York’da Birleşmiş Milletler First Lady’lerine Türk mutfağını tanıtan bir davet düzenledi. Bu davette ilikli kemik suyu ile Antep fıstıklı kolajen dondurma yaptım. Çok beğenildi ve çok ilgi gördü” dedi.
KANTARONLA BİRLEŞTİRECEĞİ MERHEM DE YOLDA
Girişimciliğiyle kadınlara örnek olan Nezihe Filiz Toker, evinin mutfağında üreterek marka haline getirdiği ilikli kemik suyundan sonra şimdi de kantaronla birleştireceği ilik yağından merhem yapmaya hazırlanıyor. Çıkardığı ilikli kemik suyu gibi ilik yağının da yüksek değerlere sahip olduğunu söyleyen Nezihe Filiz Toker, “İlik yağı yüzyıllardır kullanılan şifalı bir yağ. Bunu düşünerek patent kurumuna başvuruda bulundum. Buluşum, kantaron yağını ilik yağında infüzyon tekniğiyle çıkarmak. KOSGEB’den Ar-Ge desteği alacağım. Sözleşme aşamasında olduğum Bezmialem Üniversitesi buluşumu krem ve merhem kıvamına getirmeme danışmanlık verecek. Ayrıca devam eden başka çalışmalarım da var” açıklamasını yaptı.
‘SADECE CİLT DEĞİL, TÜM VÜCUDUMUZ İÇİN ÖNEMLİ’
Adı sıklıkla cilt sağlığıyla anılan kolajenin aslında tüm vücudumuz için olmazsa olmaz yapısal bir protein olduğuna vurgu yapan Nezihe Filiz Toker, sözlerini ise şöyle noktaladı: “İlikli kemik suyunda yüksek oranda bulunan kolajen, vücudun yapı iskelesinin hammaddesidir. Temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Cilt dışında kemik, eklem, tendon ve kaslarda da bol miktarda bulunur. Cildin orta tabakası olan ‘dermis’in yüzde 70-80’i kolajendir. Cildin güçlenmesini, elastik olmasını ve su tutma kapasitesini etkileyen önemli faktörlerin başında kolajen gelir. Yaşlandıkça kolajen üretimi azalır ve özellikle 20 yaşından sonra her yıl yaklaşık yüzde 1’i kaybedilir. Bunun sonucunda da cilt elastikiyetini yitirir; ciltte kuruma, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, ince cilt ve kırılgan tırnaklar ortaya çıkar. Kolajen yaşlanma belirtilerini hafifleterek, kişinin daha parlak, canlı bir cilde sahip olmasına ve daha genç görünmesine yardımcı olur.”