"Annemle Biz Kanseri Yeneriz"
Meme kanserinde erken teşhis durumunda yüzde 95’e varan iyileşme sağlanabiliyor.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Demircan, risk faktörü taşımayanlar ve gençlerin bile meme kanseri tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Meme kanserinde erken teşhis durumunda yüzde 95’e varan iyileşme sağlanabiliyor" dedi.
Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekilmesi, tanı ve tedavi yollarının anlatılması amacıyla hazırlanan ve Meme Hastalıkları Federasyonu, Türk Kadınlar Birliği, Europa Donna Türkiye, Avaze Türk Müziği Topluluğu ve Novartis’in desteklediği "Annemle Biz Kanseri Yeneriz" projesi kapsamında Gaziantep’te eğitim toplantısı düzenlendi.
Demircan, toplantıda yaptığı konuşmada, kanserin kalp hastalığının ardından ikinci derecede ölüm sebebi olan önemli bir hastalık olduğunu, dünyada her yıl 11 milyon yeni kanser hastası görüldüğünü belirtti.
Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu, Türkiye’de her 12 kadından birinde meme kanseriyle karşılaşıldığını bildiren Demircan, memede rastlanan her kitlenin kanser olmadığını, büyük bölümünün "iyi huylu" kitleler olabileceğini ifade etti.
Meme kanserine 40-55 yaş arasında, menopoz sonrası dönemde daha sık rastlanılabildiğini anlatan Demircan, meme kanserinin erken evrede teşhis edilmesi durumunda yüzde 95’e varan iyileşme sağlanabildiğine dikkati çekti.
-"STRESTEN UZAK DURUN"-
Meme kanserinin yüzde 80’inin hiç bir risk faktörü olmadan çıktığını bildiren Prof. Dr. Orhan Demircan, risk faktörlerini şöyle açıkladı:"Meme kanseri için en önemli faktör kadın olmak. Her yaşta görülebilir, özellikle 40-50 yaşından sonra ivme kazanır. Gençler meme kanserinden uzak gibi görünüyorlar ama federasyona gelen hastaların yüzde 43’ü 50 yaşın altında. Genç yaşta görülen meme kanserinin ilerleme hızı da çok fazla. Ailede meme kanseri olması önemli bir risk. Doğurganlık süresi ne kadar uzunsa, sosyoekonomik düzey yükseldikçe risk artıyor. Çalışan kadınlar daha geç evlenmesi ve doğumların 30 yaş sonrasına sarkması önemli."
Kadınlara, her ay kendilerine 5 dakika ayırarak meme muayenesi yapmalarını, yılda 1-2 defa uzman hekime danışmalarını, ileri yaşlarda ise yılda en az 1 defa mamografi çektirmelerini öneren Demircan, dengeli beslenerek, fazla kilodan kaçınarak, düzenli spor yaparak, alkol ve sigara tüketimini azaltarak meme kanserinden korunulabileceğini kaydetti.
Özellikle yaşamla barışık ve huzurlu olmak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Demircan, "Stres, vücudun direncini kırıyor. Kanseri önleyen genlerin aleyhine bir durum ortaya çıkıyor. Stresten uzak durun" dedi.
-MEME KANSERİNİ YENDİ-
Meme kanseri geçiren kadınların kurduğu Europa Donna’nın Türkiye Temsilcisi Dr. Serpil Öcal da 11 yıl önce yakalandığı bu hastalıkla mücadelesini katılımcılarla paylaştı.
Kendisinin doktor olmasına rağmen meme kanseri teşhisinin biraz geciktiğini, ameliyat olduğunu, radyoterapi ve kemoterapi tedavisi gördüğünü anlatan Öcal, en ufak bir belirtide doktora başvurulmasını istedi.
Öcal, kanser olduğunu ilk öğrendiğinde neler düşündüğünü şöyle aktardı: "İlk düşündüğüm, o zaman 11 yaşında olan oğlumun büyümesini göremeyeceğim ve hayatımın eskisi gibi olmayacağıydı. O ana kadar ne kadar aptalca şeyleri kafama taktığımı düşündüm. Hayata bakış açım değişti. Ameliyat oldum. Kaderin bir cilvesini de yaşadım; beni ameliyat yapan doktor başka bir nedenle öldü. Oğlum bugün üniversiteye gidiyor. Ne bu hastalıktan gereğinden fazla korkun ne de hafife alın."
Toplantıya, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı’nın eşi Ayşe Kamçı ile İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım da katıldı.