Anne-baba olmayı neden ertelememelisiniz?
Batı ülkeleri gibi Türkiye’de de çocuk sahibi olmayı 40’lı yaşlara kadar erteleme eğilimi arttı. Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç.Dr. Müberra Namlı Kalem, çocuk sahibi olmanın çok ileri yaşlara ertelenmemesi gerektiğini belirtti.
“Ne kadar sağlıklı olduğunuza bakmaksızın biyolojik saatiniz ilerledikçe yumurtalarınız ve spermlerinizin sayı ve kalitesi azalmaktadır” diyen Doç.Dr. Müberra Namlı Kalem şunları söyledi:
"Tüm toplumlarda 35 yaşından genç kadınlar ve 40 yaşından genç erkekler, daha ileri yaştakilere göre çocuk sahibi olma açısından daha yüksek şansa sahiptirler. Bu sonuç, doğal gebelikler için olduğu kadar tedavi gebelikleri ve tüp bebekler için de geçerlidir.
Erteleyenler tüp bebeğe umut bağlıyor
Çiftlerin çocuk sahibi olmayı geciktirirken tüp bebek yöntemine umut bağladıklarını fark ediyoruz. Yumurta ve spermin dölleme kabiliyeti yaş ilerledikçe azaldığı için tüp bebekte de başarı oranları ileri yaşlarda azalmaktadır. Tüp bebek yapılması gereken çiftlerin, yaş faktörü devreye girmeden, erken harekete geçmesi başarıyı artıracaktır.
Birçok çift yaş-doğurganlık ilişkisinden habersiz
Araştırmalari birçok kişinin yaşın doğurganlık üzerine olan etkisinden habersiz olduğunu gösteriyor.
35 yaşını geçen ve henüz anne olmamış her kadının doğurganlığı ile ilgili gerçek ve bilimsel bilgilere sahip olma hakkı ve ihtiyacı vardır. 30 yaşından sonra, çoğu kadın için doğurganlıkta azalma başlar. 35 yaşından sonra doğurganlığın azalması tüm kadınlar için geçerlidir, bu gerileme 40 yaşından sonra daha hızlı gerçekleşir.
40 yaş üstü kadınlarda şans azalıyor
40 yaş üzeri kadınlarda, daha az sayıda yumurta olması nedeniyle hamile kalma şansı büyük ölçüde azalır. Ayrıca, yumurtaların kalitesi zamanla azalır.
Kalitedeki azalmanın sonucu olarak normal döllenme olasılığı azalır, gebelik kaybı ve düşük yapma olasılığı artar, kromozomal bozukluk riski artar.
Erkeklerde yaş arttıkça sperm kalitesi ve üretimi azalır
Erkeklerde yaş faktörü spermin kalitesini azaltmakta ve bu da spermin yumurtaya ulaşma ve yumurtayı dölleme kabiliyetini azaltmaktadır. Aynı zamanda yaşla birlikte sperm üretimi de azalmaktadır.Spermde genetik anormallikler yaşla birlikte artar, dölleme etkisinin azalmasının yanı sıra düşük yapma olasılığı ve genetik anomalili bebek doğurma olasılığı artmaktadır.
Yaşla birlikte testosteron seviyesinin azalması yada bazı hipertansiyon ilaçlarının oluşturduğu erektil disfonksiyon veya libido kaybı nedeniyle baba olma şansı azalabilir.
İlerleyen yaş ile birlikte üreme organlarında ortaya çıkan değişiklikler de gebeliğe engel olabilir.
Örneğin yaş ile birlikte testis volümünün azalması ya da büyümüş prostat nedeni ile ejakulasyon problemleri gibi sorunlar yaşanabilir.
Doğurganlıkla ilgili bilinmesi gerekenler
• 30 yaşından daha genç kadınlarda her ay doğal yolla gebe kalma şansı %20 iken, 40 yaş itibariyle her ay gebe kalma şansı %5 e düşmektedir.
• 30 yaşından sonra yumurtaların % 12'si bebek olma potansiyeline sahiptir.
• 40 yaşına kadar 'iyi yumurtaların' sadece % 40'ı kalır.
• Düşük yapma şansı yirmili yaşlarındaki kadınlar için % 10'dan az iken 45 yaş üstü kadınlar için % 90'a kadar yükselir.
• 25-35 yaş sağlıklı bir bebek için en uygun zamandır.
Öneriler
• Yaşam planları henüz gebelik için uygun olmayan çiftlerin bir infertilite uzmanı ile görüşerek doğurganlık seviyelerinin değerlendirilmesini istemeleri doğru olacaktır.
• 35 yaşın altındaki kadınlar korunmayı bıraktıktan 1 yıl sonra gebe kalamadıysa bir infertilite uzmanı ile görüşmelidirler
• 35-39 yaş aralığındaki kadınlar korunmayı bıraktıktan 6 ay sonra gebelik gerçekleşmezse bir infertilite uzmanı ile görüşmelidirler
• 40 yaş ve üzeri kadınlar ise gebelik planlamaya başladıklarında en kısa zamanda bir uzmana başvurmalıdırlar."