Alerjinizi "dondurma"yı düşündünüz mü?
Havaların ısınmasıyla birlikte dondurma sezonu da açılıyor. Alerjik çocuklar için dondurma yemek sağlıklı mı?
Dondurma yemeye ne zaman başlanmalı? Ne sıklıkla tüketilmeli? Dondurma ısırılarak mı yoksa yalanarak mı yenmeli? Sütlü mü, meyveli mi olmalı? Çikolatalı olmasının bir sakıncası var mı? Alerjik çocukları olan annelerin sorduğu bu soruların cevabını, Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak veriyor.
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak; sevilen ve tüketilen bu gıdanın alerjik çocuklar açısından daha dikkatli tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Sağlıklı çocuklara kıyasla alerjik çocukların daha kolay solunum yolu hastalıklarına yakalandıklarına ve daha zor atlatabildiklerine vurgu yapıyor. Prof. Dr. Tabak; “Dondurma deyince akla, soğuk olması, boğazı soğutması ve boğaz enfeksiyonlarına yatkınlık sağlaması geliyor. Üst solunum yolu enfeksiyonları ile mücadele eden bağışıklık sistemi hücreleri, savunma mekanizmasını oluşturuyor. Savunma hücreleri de damarlar yolu ile kanla boğaza ulaşıyor. Soğuk, damarları büzüştürüyor. Soğukta eller morarıyor ve üşüyor. Aynı şey boğaz için de geçerli oluyor. Soğuyan boğazda kan damarları büzüşüyor ve savunma hücreleri dokulara daha az ulaşmaya başlıyor. Bir viral enfeksiyon hali varsa ve üzerine dondurma yenmişse bunun üstesinden gelmek vücut için zorlaşıyor. Çünkü büzüşen damarlar nedeniyle savunma hücreleri o dokulara yeterince ulaşamıyor” diyerek oluşan duruma açıklık getiriyor.
Dondurmayı Yalayarak Yemek Gerekiyor!
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak; çocukların bu mevsimde dondurmayı yalayarak yemelerinin, yutmadan önce ağızda eriterek yenmesinin en sağlıklı yöntem olduğunu belirtiyor. Dondurmayı yeme aralığının, çocuğun hastalanma sıklığı ile ters orantılı olduğunu söylüyor. Yoğun alerji yaşayan ve çok sık hastalanan çocuğun ise okul ve enfeksiyon dönemi bitmeden kesinlikle dondurma yememesini önemle tavsiye ediyor.
Alerjik Astımı Olan Çocuklar
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak; alerjik astımı olan çocukların % 80’in de reflü görüldüğünü, bu grubun %60’ında ise reflünün belirti göstermediğini bu duruma “sessiz reflü” denildiğini söylüyor. Bu durumun çocuklarda iştahsızlık, karın ağrısı, mide bulantısı, geğirme, hıçkırık, gece diş gıcırdatma gibi belli belirsiz yakınmalar ile reflüye işaret edebildiğine dikkat çekiyor. Kafeinin zehir yerine geçtiğini, mide asit salgısını arttırdığını ve mideyi saran kasları gevşeten bir madde olduğunu sözlerine ekliyor. Sıcak veya buzlu Çay, buzlu kahve ve kolalı içeceklerin bol kafein içerdiğini, en büyük gizli tehlikenin ise çikolatadan kaynaklandığını vurguluyor. Alerjik çocuklar için dondurma seçimi yapılırken kakaolu ve çikolatalı olmamasına özen gösterilmesi gerektiğine değiniyor.
Prof. Dr. Yonca Tabak; reflü sorunu yaşayan bir grup çocukta fark edilmeyen gizli bir süt hassasiyeti yaşanıyor olabileceğine de dikkat çekerek, süt hassasiyeti gerek alerjik mekanizmalarla gerekse gıda intoleransı mekanizmaları üzerinden sorun yaratabildiğini belirtiyor. Bu durumda dondurma tercihinin sütlüden yana değil meyveliden yana kullanılmasının yerinde olacağını vurguluyor.
Prof. Dr. Yonca Tabak; genellikle çok masum bir sütlü yaz tatlısı olarak görülen dondurmanın alerjik çocuklarda bilinçli tüketilmesi gerektiğini, her alerjik çocuğun kendi içinde özel olduğunu ve kendine özgü beslenmesinin esas alınmasının önemli olduğuna değiniyor.