Adil Yıldırım'dan roman müjdesi
Her zaman tavsiyeleri ve tespitleri ile karşımıza çıkan ilişki koçu ve yazar Adil Yıldırım, bu kez yeni romanı ile ses getirmeye hazırlanıyor. Adil Yıldırım, yeni romanı ''Şeytan Tüyü'' hakkında PembeNar'a konuştu.
1. Aslında karşımıza hep verdiğiniz tavsiyeler ile çıkıyorsunuz. Kitaplarınız daha çok yol gösteren bir ''danışman'' görevi görüyor aslında. Şeytan Tüyü ise bir roman. Roman yazmak size nasıl hissettiriyor?
Benim için roman yazmak kendi ruhuma yaptığım eşsiz bir yolculuk anlamına geliyor çünkü insan için yazmak en büyük terapidir, kendine ulaşmasını sağlar. Ben ortaokul yıllarımda hikaye yazarak başladım ve “Çatı Katı Maceraları” isimli hikayem o yıllarda bazı ödüller kazanmıştı. Roman yazmayı seviyorum ve 10 senedir yaptığım koçluğun yanı sıra roman yazarak zihnimin kapılarına okurlarıma açıyorum.
2. Okuyucuyu neler bekliyor?
Mert Atalay karakteri okurların her zaman karşısına çıkacak bir karakter değil çünkü bizim edebiyatımızda pek rastlanmayan bir Anti-Kahraman. Okur kendini bu adama yakın hissederken bir anda ondan nefret edebilir, hızlı duygu değişimleri yaşamaları mümkündür zaten roman çıkalı 2 ay oldu ve bu sürede gelen yorumların ortak bir dili var, şöyle diyorlar: “Okurken dehşete düştüm, böyle bir karakter ve böyle bir roman beklemiyordum...”
3. Kitapta ilginç karakterler karşımıza çıkıyor. Bu karakterleri yazarken nelerden ilham aldınız?
Geçtiğimiz Nisan ayında pandemi sırasında başka bir hikayeyi romana dönüştürmek için bir gece masaya oturduğumda Mert Atalay karakteri zihnimde kıpırdanmaya başladı ve fısıltılar şeklinde bana seslendi onu yazmamı istedi, olay zaten bu şekilde başladığı için artık yazmamak olmazdı, ona başta inanmadım ve kendi yazmak istediğim hikayeye yöneldim ancak olmadı, mutlaka beni dinlemelisin diyordu, sonrasında yazdıkça ve hikaye aktıkça ona inanmaya başladım, böyle karakterleri ve olayları bulmak pek kolay değildir...
4. Kitap biz okuyanlara gizli bir mesaj veriyor mu?
Gizli mesajlar var ve okurlar bunları yakalıyor ama öncelikle şu noktayı vurguladım: Evet her kesimde sırtlan erkekler var, ruh hastası erkekler de var ancak bunların bazıları dışarıdan bakıldığında gayet düzgün kaliteli ve zengin adamlar, peki bunlar neden hasta? Bunların aldığı aile eğitimi bu adamları neden hasta bireyler haline getiriyor? Kitabın final sahnesinde bunu işledim ve kanayan bir yaraya dokundum.
5. Kitaptaki karakter Mert Atalay ve Adil Yıldırım arasında bir benzerlik var mı?
Bir yazar ne yazarsa yazsın, roman hikaye veya deneme, mutlaka kendi ruhundan izler bırakır. Örneğin Picasso’nun her tablosunda kendi ruhu vardır hiçbir zaman sadece hayal gücü değildir dolayısıyla Mert Atalay benim ruhumdan izler taşıyor ancak tamamen değil, parçalar halinde almıştır ve kendi ruhuna katmıştır. Bazı sahneler zihnimden yazıya dökülürken ben de şaşırdım ve dehşete düştüm çünkü ait olmadığım bir dünyaya daldım.
6. Kısa sürede farklı kitaplar ile buluşturdunuz bizi. Bundan sonraki çalışmalarınız neler olacak?
2019 senesinde yayınladığım Zamanın Sessiz Ruhu isimli spiritüel bir romanım var, inanılmaz yoğun tepkiler aldı ve beğenildi. Türkiye’de spiritüel roman pek yazılmıyor ancak ben ruhsal yaşama inanan biriyim ve spiritüalizm benim yaşantımın özünü oluşturuyor, aynı zamanda Youtube kanalımda spiritüel videolar paylaşıyorum. Bu romanın devamını yazıyorum, yazmaya başladım, devamı ne zaman gelecek? diye soranlar oluyor işte o kitap üzerinde çalışıyorum çünkü hayatta tesadüfe yer yoktur ve her an önemli tanışmalar yaşıyoruz, sinyalleri alıyor musunuz? Size verilen ruhani sinyalleri almaya başladığınız zaman spiritüel bir insan olmaya başlarsınız ve hayata farklı bir gözle bakarsınız.