SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

5 saat çalışıyor, gerisi tatil! Yüzde 50 indirimi kaptı, tek sorunu karada yürümek

Dünyada pek çok insan denizi sever, yolculuk etmeyi arzular. Ancak çok azı hayatını tamamen denizlere adayarak, yıllarını gemilerde geçirir. 'Sonsuz Yolcu' lakabıyla tanınan ve 25 yılı aşkın süredir okyanusları aşarak hayatını gemilerde sürdüren sıra dışı adam, modern zamanların en ilginç yaşam tarzlarından birine sahip.

|

Derleyen: Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Küba doğumlu iş insanı Mario Salcedo, kurumsal dünyada başarılı bir finans yöneticisiyken 1990’ların sonunda radikal bir karar aldı. Yıllarca büyük şirketlerde çalıştıktan sonra, iş hayatının ona sunduğu standart düzeni geride bırakmaya karar verdi. Artık ofislerde, beton binaların içinde sıkışıp kalmak istemiyordu. Hayatını daha anlamlı ve keyifli bir şekilde geçirebilmek için kendine yeni bir rota çizdi. O da sonsuza kadar denizde olmaktı. Başlangıçta tam zamanlı bir yolcu olmayı düşünmüyordu.

‘BİNDEN FAZLA YOLCULUK GERÇEKLEŞTİRDİM’

Salcedo, Royal Caribbean'ın Voyager of the Seas gemisinde bir rezervasyon yaptırana kadar farklı hatları test ederek etrafta dolaştı. Mario, "O zamanlar dünyanın en büyük yolcu gemisiydi ve çok devrim niteliğindeydi. İlk buz pateni pisti, ilk kaya tırmanma duvarı, gemi yolculuğunu başka bir boyuta taşıyan birçok unsur vardı" diyen Salcedo, o zamandan beri başka bir gemiye ayak basmadı ve Royal Caribbean ile binden fazla yolculuk gerçekleştirdi. "45 yaşıma geldiğimde, dünya çapında seyahat ederek hayatımda yeni bir sayfa açmak istedim, vizyonum buydu" diyen Mario Salcedo, “Hava, tren veya deniz yoluyla seyahat konusunda hiçbir bilgim yoktu. Güney Florida'da yaşarken, Miami Limanı'na yanaşmış birçok gemi görmüştüm, bu yüzden bir gemi yolculuğuna başlamaya karar verdim ve asla geriye bakmadım. Hiçbir şey beni onlardan uzaklaştıramaz, çünkü bana kraliyet ailesi gibi davranılıyor" diye espri yaptı. Mario, “Kaptanların hepsi beni tanır. Bana on yıl önce ilk kez 'Süper Mario' diyen Liberty of the Seas kaptanı Charles Teige'di, bu lakap gemiden gemiye aktarılıyor. Günde yaklaşık 5 saatimi çalışarak geçiriyorum, geriye kalan zamanlarımda ise sadece eğleniyorum. Sıfır stres. Bulabildiğim en iyi yaşam tarzı” dedi.

Salcedo’nun yaşamı, sabahları denize karşı kahvesini yudumlamak, güvertede yürüyüş yapmak ve günlerini sakin bir tempoda geçirmekten ibaret. Onun için her gün farklı bir liman, farklı bir manzara demek. Ancak sürekli tatilde olmak gibi bir yanılgıya düşmemek gerek. Salcedo, seyahat ettiği gemilerde bir tür 'deniz göçebesi' olarak yaşıyor ve uzaktan çalışarak finansal analizler yaparak geçimini sağlıyor. Sürekli yolculuk halinde olmasına rağmen sıkı bir düzeni var. Sabah egzersizlerini asla ihmal etmiyor, gün içinde belirli saatlerde çalışıyor ve akşamları, gemi personeliyle vakit geçirmeyi seviyor. Geminin güvertesi onun için bir ofis, restoranları yemek odası ve kamarası da evi gibi.

YILLIK 4 MİLYON LİRA HARCIYOR

Salcedo seyahatleri için yılda ortalama 100 bin dolar (yaklaşık 4 milyon lira) civarında bir bütçe ayırıyor ve yolculuklarını kredi kartıyla ödüyor, böylece mil de kazanıyor ve bunları seyahatlerinde kullanıyor. İç kamarada rezervasyon yaptıran Mario, "Kamaramda duş almak, giyinmek ve uyumak dışında hiçbir şey yapmıyorum ve seyahatlerimi yaklaşık iki yıl öncesinden planlıyorum. Bu şekilde arka arkaya uzun süre aynı odada kalabiliyorum" diyerek ekledi:

"Genellikle benim gibi tek başına seyahat edenlerden yüzde 200 tek kişilik konaklama ek ücreti alınıyor, ancak Royal Caribbean'ın sadakat kulübündeki statüm sayesinde benden yalnızca yüzde 50 ücret alınıyor. Normal bir yolcu gibi yemek yemiyorum. Günde bir öğün atlıyorum ve akıllıca yiyorum. Çok dans ediyorum ve yürüyüş yapıyorum. Bunun dışında, liman günlerinde çoğu geziyi atlıyorum ve tüplü dalış yapmayı tercih ediyorum. Salonlarda dans etmeye gidiyorum, televizyonda basketbol veya futbol maçları izliyorum. Gemide yaptığım her şey sosyalleşme fırsatı sağlıyor.”

Bu yaşam tarzı maliyetli olsa da, Salcedo bunu uzun yıllardır sistemli bir şekilde yönetiyor. Sürekli seyahat ettiği için turizm şirketleriyle özel anlaşmalar yapabiliyor, sık seyahat eden yolculara sunulan avantajlardan yararlanıyor ve gereksiz harcamalardan kaçınıyor. Kara yaşamında giderleri olmadığı için, sadece yolculuk ve gemi içi masraflarla ilgilenmesi yeterli oluyor.

‘KARADA DÜZ ÇİZGİ ÜZERİNDE ARTIK YÜRÜYEMİYORUM’

Sosyal açıdan ise Salcedo, kara yaşamının getirdiği rutinlerden sıyrıldığı için kendini daha özgür hissediyor. Gemide geçirdiği yıllar boyunca edindiği arkadaşlar, gemi çalışanları ve diğer yolcular sayesinde sürekli bir sosyal çevresi var. Ancak uzun vadede, sabit bir eve ve aile ortamına duyulan özlemin zaman zaman zorlayıcı olabileceğini de kabul ediyor. Salcedo, her yıl karada sadece 15 gün kadar kalıyor. Bu günlerde de ya doktor ya da banka işlerini hallediyor. Miami'de bu sürelerde kalabilmek için açık tuttuğu bir evi olan Mario, evinde de bir odası adeta gemi müzesine dönüşmüş durumda. Ancak eve vardığında, açık denizlerdeki tam zamanlı gemi hayatının en önemli dezavantajını yaşıyor. "Karadaki bacaklarımı kaybettim" diyen Mario, bu yüzden yürürken çok fazla sallanıyor ve düz bir çizgide asla yürüyemiyor.

Mario Salcedo’nun hikâyesi, klasik yaşam tarzlarının dışında bir yaşamın mümkün olduğunu gösteriyor. O, konfor alanından çıkıp alışılmışın dışında bir hayat kurmayı başaranlardan biri. "Sonsuz Yolcu" olarak tanınan Salcedo, limanlara demir atsa da ruhu her zaman açık denizlerin özgürlüğüne bağlı kalacak.

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.