Antalya’nın En Güzel Denizi- Phaselis Antik Kenti

Bu sapaktan içeri girdiğinizde ise, sizi önce çam ormanları arasında ilerleyen bir yol, hemen ardından da Phaselis Ören Yeri girişi karşılar. Sonrası ise tamamen sizin keyfinize kalmış. İster kum bir plajda denize girin, isterseniz ben kum sevmem çakıl plajda girmek isterim deyin. Ya da tarih seviyorsanız kendinizi antik kalıntıların arasına bırakın. Phaselis işte tam da böyle bir cennet.

Kent Akdeniz’e uzanan küçük bir yarımada üzerinde, MÖ 7. yüzyılda Rodoslular tarafından koloni olarak kurulmuş. Tam 19 yüzyıl boyunca, medeniyetlerce varlığını sürdürmeye devam etmiş. 13.yy da hem depremler hem de Antalya ve Alanya limanlarının işlevinin artması ile birlikte önemini kaybetmiş, tamamen terk edilmiş.

Coğrafi konumuna göre; Mısır, Suriye ve Yunanistan arasındaki su yolu üzerinden önemli bir ticari liman olduğu biliniyor. Şehrin, gerisindeki Toros dağlarının kerestesini Akdeniz limanlarına taşımak için kurulmuş bir liman kenti olduğu tahmin ediliyor.

Antik kente girdiğinizde ilk önce, tüm heybetiyle hala dimdik ayakta duran su kemerlerini göreceksiniz. Bu kemerler Phaselislilerin ileri mühendislik bilgileri ile yapılmış dönem şaheserleri. Şehrin su ihtiyacı ilk dönemlerde bu sarnıçlardan karşılanırken, bu su kemerleri sayesinde yer değiştirmiş ve tepede yer alan kaynaktan karşılanmaya başlanmış.

Bu su kemerlerinin altından geçtiğinizde biri sağınızda biri solunuzda kalacak iki liman yer alıyor. Bunlar günümüzde biri küçük ve çakıl, diğer görece daha büyük çakıl-kum karışık iki küçük koy. Korunaklı bir koy olmasından sebep, deniz her daim dalgasız. Aynı zamanda, birden derinleşmeyen bir sahil yapısına sahip olması ile de su sıcaklığı ılık. Bu iki özelliği ile özellikle çocuklu aileler için çok uygun bir yer. 

Eğer palet şnorkel yapmayı seviyorsanız, yine burası tam size göre. Denizin içerisindeki kayalık yapı sayesinde hem bolca balık göreceksiniz hem de antik kalıntılar üzerinde yüzerek, tarihe de tanıklık edeceksiniz.

Buranın bir başka faydası da, yine su kemerlerinin altında yer alan çamlık alanın her daim gölgelik olması. Yani yaz güneşinde, yanınızda şemsiye olmasa bile rahat rahat gelebilirsiniz.

 Şimdi sırtınızı denize verip ters yöne doğru yürüyün. Bu yürüdüğünüz cadde, şehrin ana caddesi ve yol boyunca sağlı sollu olarak, çoğunlukla Roma ve Bizans döneminden kalıntılar yer alıyor. Biraz ilerlediğinizde, bölgenin doğal taşı konglomeradan yapılmış küçük antik tiyatroyu göreceksiniz. Burada küçük bir fotoğraf molası hiç de fena olmaz değil mi?

Yol boyunca devam ettiğinizde ise sizi başka bir sürpriz karşılayacak. Bu yolun bitiminde, antik şehrin üçüncü limanı yer alıyor. Sürpriz dememin sebebi, bu bölgenin bir yarımada olması sayesinde birbirine zıt yönlerde iki ayrı deniz kenarına sahip olması. Ben buraya ilk kez geldiğimde bu sürprize çok şaşırmış ve hayran kalmıştım. Deniz kenarı olan bir yerde, adı gibi “denizin bir kenarı” olur değil mi? Oysa ki burada sırt sırta iki kenarı var. Ve bu üçüncü plaj ise büyük bir kumluk sahile sahip, ön taraftaki iki plajın aksine, güneş batana kadar da güneş alıyor.

Tesis imkanları

Burası bir tarihi kent olması dışında aynı zamanda bir günübirlik plaj ve piknik alanı. Birden fazla Wc-duş ve kabin mevcut.

Ören yerinde, sadece yaz sezonunda açık olan bir kafeterya var. Buradan hafif yiyecekler ve içecek alabilirsiniz.

Ben eğer kendi aracınızla geliyorsanız, yanınızda kendi kamp ve piknik malzemelerinizi getirmenizi öneririm. Bu alanda ateş ve mangal yakmak yasak. Bunlar olmadan, piknik yapmak serbest.

Çalışma saatleri

Yaz Dönemi (1 Nisan - 1 Ekim ) 08:00-18:30 ve Kış Dönemi (1 Ekim - 1 Nisan) 10:00-16:00 saatleri arasında giriş yapabilirsiniz. Kapanış saatinden bir saat önce anonslar yapılmaya başlanıyor ve kontrollerle denetleniyor.

Giriş ücreti

45 TL

Müzekart geçerli.

Girişteki gişeden müzekart temin edebilirsiniz.

Gişe Yaz / Kış Kapanış Saatleri
Yaz Dönemi: 18:00, Kış Dönemi: 15:45

Nasıl gelebilirim?

Antalya Merkez ile arası yaklaşık 40 km.dir.

Antalya-Finike Karayolu üzerinde, Antalya yönünden gelirken Çamyuva’yı geçtikten sonra, Finike yönünden gelirken Tekirova’yı geçtikten sonra yer almaktadır. Tabelaları takip ederek gelirseniz sapağı kaçırma riskiniz düşer. Tahtalı teleferik tabelasını gördükten birkaç km sonra Phaselis tabelası karşınıza çıkacak.

Kendi aracınız dışında, Antalya Tekirova otobüsleri ile karayolu üzerinde inip girişe olan 1 km.lik yolu yürüyerek de gelmeniz mümkün.

Buraya gelmişken başka nereler görülebilir?

Göynük Kanyonu

Antalya yönünden gelirken, Phaselis’ e gelmeden sadece 25 km. geride  Göynük Kanyonu bulunuyor. Kanyon içerisinde çam kokusu ile bir yürüyüş yapabilir ve güzel fotoğraflar alabilirsiniz.

Tahtalı Teleferik

Antalya yönünden gelirken, Phaselis’ e gelmeden sadece birkaç kilometre geride Tahtalı Teleferik tabelasından içeri girerek, teleferiğe binebilir ve Antalya manzarası eşliğinde Tahtalı Dağı’na çıkabilirsiniz.

Ulupınar Köyü-Şelale

Doğal kaynak suları ve tahta değirmeni ile ünlü Ulupınar’a girip, dere kenarındaki restoranlarda kahvaltı yapabilir ya da alabalık yiyebilirsiniz.

Çıralı-Yanartaş (Chimera)

Çıralı sahilinde arabanızı bırakıp, yaklaşık 1 saat yukarı tırmanarak, 3000 yıldır sönmeden yanan Chimera ateşini görebilirsiniz.

Dalgasız ve ılık denizi, mis gibi çam ormanı ve tarihi dokusu ile Phaselis, dünyada eşi benzeri olmayan bir doğa harikası. Eğer yolunuz buradan geçerse, muhakkak bu cennete uğramayı unutmayın. Bu bölge ile ilgili görsel anlatımı youtube -Cotton_mel Geziyor kanalımda “Phaselis Antik Kenti” vlogunda bulabilirsiniz.

Keyifli gezmeler

instagram.com/cotton_mel/