Deniz, Kum, Güneşin Ötesinde Bambaşka Bir Antalya Deneyimi

Antalya şüphesiz ki, gerek doğal güzellikleri, gerekse otel yatırımları sayesinde Türkiye’nin turizm gözbebeğidir. Genellikle yaz aylarında deniz tatili yapmak için tercih edilen Antalya aslında yılın her mevsimi insanı şaşırtan bir doğaya sahip.

Hani ilkokul kitaplarında derlerdi ya kışın yukarıda kayak yapıp aynı anda aşağıda denize giren insanlar olur diye! Tam da bundan bahsediyorum. Böyle güzel bir doğaya sahip topraklar tabii ki de asırlardır birçok medeniyeti ağırlamış, her yaşantı da bu topraklarda izlerini bırakmış.

Görmeden Dönülmemesi Gereken Duraklar;

Kaleiçi

Kaleiçi semti Antalya’nın “Old Town” olarak da bilinen, günümüze kadar tarihi dokusu ustalıkla kurulmuş bir liman kentidir. Dar sokakları ve kendine özgü havasıyla, burada gezerken kendinizi oldukça iyi hissedeceksiniz.

Her yanı tarih kokan Kaleiçi semti Sit Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Bunun sebebi her kazıldığında yeni bir kalıntıya rastlanması yani taşı toprağının tarih olmasıdır. Daracık sokaklarını gezerken cumbalı evlerini izlemek bile büyük keyif verir.

Konsept otelleri, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiş olsa da, bozulmamış tarihi dokusu ile her türden kesimin ilgisini çekecek, gezmek için en az 8 saatinizi ayırmanız gereken Antalya’nın en güzel noktalarından biridir.

Hadrian Kapısı

Antalya şehir merkezinde dolaşırken karşınıza çıkar bu kapı. MS 130 yılında yapılmış olan İmparator Hadrianus’un Antalya’ya gelişi için yaptırılmıştır. Halk arasında Üç Kapılar olarak da adlandırılan bu kapı, Antalya’nın simgelerinden biridir.

Antalya Kaleiçi’ni gezerken mutlaka görülmesi gereken noktalar arasında yerini alır.

Aşağı Düden (Lara) Şelalesi

Burası Lâra Plajı yolundadır. Antalya şehir merkezinin güneydoğusunda bulunan Düden Çayı 40 metre yükseklikteki falezlerden denize dökülerek şelaleyi oluşturur ve unutamayacağınız bir manzara ortaya çıkar. Çevre düzenlemesi oldukça güzel yapılmış olan şelaleyi Düden Parkı çevreliyor ve oldukça güzel seyir teraslı kafeleri vardır. Burada oldukça dingin bir gün geçirebilirsiniz.

Side Antik Kenti

Side Antik Kenti, hayatınızda bir kere de olsa mutlaka gün batımında görülmesi gereken yerlerden birisidir. Burası, Antalya merkeze 80 km uzaklıktadır. 

Şehrin ana kapısının yanında Side Müzesi, karşısında ise Side Antik Amfi Tiyatrosu bulunmaktadır. Burada Helenistik çağdan kalma ve Roma ve Bizans döneminden kalma eserleri görebilir, tarihi hamam ve amfi tiyatronun mimarisi ile büyülenebilirsiniz. Giriş müzekart ile ücretsizdir.

Apollon - Athena Tapınağı

Side Antik Kenti kapısından girip, sahile doğru ilerlediğinizde sizi muhteşem bir manzara karşılar. Günümüzde 5 adet dikili sütun ve tarihi kalıntıları ayakta kalmış olan Apollon Tapınağı adını ışık, güzellik ve sanat tanrısı olarak bilinen Side kentinin baş tanrılarından olan Apollon’dan almıştır. Özellikle gün batımında burayı ziyaret etmenizi ve muhteşem bir atmosferde güneşi batırmanızı tavsiye ederim. Buraya giriş ücretsizdir.

Deniz kenarında oldukça şık restoranlarda güzel bir akşam yemeği yemeden dönmeyin. Bizim tercihimiz Azumare Side olmuştu.

Kurşunlu Şelalesi

Kurşunlu Şelalesi Antalya şehir merkezine 20 km uzaklıkta olan Aksu İlçesinde yer alır. İçeriye girdiğinizde Antalya’nın sıcak, kavurucu sıcaklığını unutun. Çölde vaha bulmuş gibi olacak, gördüğünüz manzaralara inanamayacaksınız. Bambaşka bir florası olan bu doğal tabiat parkına 2 saat ayırmanız yeterlidir. Giriş ücretlidir.

instagram.com/gezginaycan/

instagram.com/gozdeileseyahat/