Yapay zekâ konusundaki en kapsamlı kongrelerden biri Antalya Manavgat’ta gerçekleşiyor. Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası (TEM-SEN) ve Ankara Barosu tarafından düzenlenen kongreye, yurt içi ve yurt dışından, hemen her alandan, bu konuya kafa yoran isimler katılıyor. Sunumlar, çok önemli ama katılım yetersizdi! Konunun önemine gelince, konferans ve panel başlıkları her şeyi anlatıyor!
Asıl işi bu olanlar, bu önemli toplantıyı pas geçse de geleceğe bir şekilde hazırlanan sivil toplum örgütlerini görmek sevindirici.
İşte konu başlıklarından bazıları...
Sunum başlıkları
Eğitim, Hukuk ve Yapay Zekâ, Yapay Zekâ ve Algı Yönetimi, Multidisipliner Bakışla Yapay Zekâ, Gelecekteki Eğitim, Yapay Zekânın Hukukla İlişkisi, Rusya Federasyonu’ndaki Yapay Zekâ Teknolojilerinin Geliştirilmesi Ulusal Projesi, Yapay Zekâ, İnsanoğluna Son Dijital Darbe mi Yoksa Yeni Bir Milad mı? Yapay Zekâ ve Etik, Yapay Zekâda Fırsatlar ve Tehditler, Bilgisayar ve Matematik Eğitimi, Yapay Zekâ Yöntemiyle Siber Güvenlik, Yapay Zekânın Dünü Bugünü Yarını, GAN Derin Öğrenme Algoritması, Felsefe ve Yapay Zekâ, Eğitimin Felsefi Temelleri, Yapay Zekâ Gelişmeleri Karşısında Felsefenin Geleceği, İnsan Psikolojisi Yapay Zekâlı Dünyaya Hazır mı?, Dijital Çağda İnanç, Yapay Zekâ ve Ceza Hukuku Sorumluluğu, Yapay Zekânın Yetenek ve Olanakları, Eğitimde Yönetim ve Denetim: Sistemsel Sorunlar Üzerine Tartışma, Yapay Zekâlı Dünyada Şiir, Yaratıcılık, Yapay Zekâ Gelişmelerinde Eğitim Denetimi, Bilim Çağında Nörohukuk, Nörohukukta Suç ve Beyin İlişkisi, Yapay Zekâ Destekli Nörohukuk Sisteminde Suç ve Cezaya Yaklaşım, Afet Yönetimi ve Yapay Zekâ...
Melek mi, şeytan mı?
Yapay zekâyla şekillenen yeni bir yaşama hazırlanıyoruz.
Yapay zekâ, hemen her gün artan bir şekilde hayatımıza yön vermeye başladı ve görünen o ki etkisi daha da artacak!
Peki, yapay zekâ kimilerinin iddia ettiği gibi insanoğlunun varlığını tehdit eden son dijital darbe mi, yoksa yaşamımızda çığır açacak yeni bir milat mı?
Yapay zekâ insanlığın sonu mu olur bilemeyiz ama dijital yaşamın, gelecekte hepimizi esir alacağı kaçınılmaz bir olgu.
Yapay zekâyla donatılmış yeni nesil mobil telefonların, şimdiki yarım akıllı telefonlardan çok daha zeki olacakları düşünül-düğünde, pek çok konuda, bizim yerimize karar vereceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Niye?
Çünkü hepimiz kolayı seviyoruz!
Hangi okullara gideceğimize, ne yemek yiyeceğimize, nerede tatil yapacağımıza, hangi elbiseyle hangi aksesuarları takacağımıza, hangi mesleği seçeceğimize, hangi hastalıkların riski altında olduğumuza, hangi sosyal medya sitelerini izleyeceğimize hatta hangi doktora ya da avukata gideceğimize de onlar karar verecek.
Şu anda bile nereye, hangi yoldan gideceğimizin rotasını onlar çizmiyor mu?
Bir önceki Dünya Yapay Zekâ Kongresi’nde, insan sesini kusursuzca taklit edebilen, yargıçlara karar aşamasında, doktorlara ameliyatlarda yardım edebilen, müşterilere denedikleri bir giysinin kişiliğiyle uyumlu olup olmadığını söyleyebilen makineler sergilendi.
Çok yakında, farklı dillerde, farklı lehçelerde hatta kendi ses tonunuzda, sıfır hatayla, simültane çeviriler yapan aletler geliştirilirse, bu da hiç şaşırtıcı olmaz.
16 trilyon dolar!
Yapay zekânın dünya ekonomisine katkısının 2030 yılında 16 trilyon dolar olacağı dikkate alındığında, bu akıl almaz rekabet, kesinlikle başka çılgınlıkları hatta dijital ölümsüzlüğü beraberinde getirecektir...
Yapay zekâda ABD açık ara önde, Çin ona yetişmeye çalışıyor. Fransa ise Avrupa’nın yapay zekâ merkezi olma yolunda.
Anlayacağınız, bu konuda müthiş bir yarış var...
Peki, ülkemiz ve eğitim, insanoğlu, siyaset, yargı ve diğer sektörler buna ne kadar hazır?..
Yarın akşama kadar devam edecek olan kongrede işte bu sorulara cevap aranıyor. Müthiş anekdotlar var. Sayfalar dolusu not aldım. Yarın da uzun uzadıya onları sizlerle paylaşacağım. Çünkü bu gelişmeleri en azından kendimiz, çocuklarımız ve ülkemizin geleceği açısından ciddiye almak zorundayız. Yoksa tıpkı paranın, zamanın, politikanın, teknolojinin esiri olduğumuz gibi, yapay zekânın da kölesi haline gelebiliriz. Yaşamımız kolaylaşıyor derken, içinden çıkılmaz bir noktaya doğru sürüklenebiliriz.
Özetin özeti: Bugünkü dünya yarın çok farklı olacak! Bu kesin. Peki, biz buna ne kadar hazırız? Cevabı yarın...