Bayram kutlaması için dün bir tweet attım.
Gelen cevaplar ilginçti.
İstanbul’da kalanlar, gidenlere, ‘Aman gittiğiniz yerde kalın’ gidilen yerdekiler de, özellikle sahil
bölgele- rindekiler, ‘Aman ne olur tatil biter bitmez gidin’ diyordu.
Şaka yollu da olsa, görünen o ki, sadece İstanbul değil, İstanbullular da herkesi, bıktırmış durumda.
İşte size birkaç çarpıcı tweet:
n Sözüm İstanbul’dan gidenlere. Keşke gittikleri yerlerde kalsalar. Bizi, bize bıraksalar. Korna sesi kesildi. Trafik keşmekeşi bitti. Çocukluğumun şehri oldu...
- Kaldıkları yerdekilere yazık değil mi? Ama bence dönsünler.
- Gittikleri yerlerde falan kalmasınlar Allah korusun. Güzelim sahil kasabalarımızı mahvettiler!
- Aman kalmasınlar lütfen dönsünler. Trafikte 34’ler can sıkıyor. Ege, bu kalabalığa alışık değil.
- Bayram boyunca ev sahipliği yaparız ama sonra herkes evine lütfen!..
İstanbul’a ziyaret için gelenler, bir an önce işini bitirip kaçmanın yolunu arıyor, İstanbulluların gittikleri her yerde ise yaşam altüst oluyor.
Ev ve arsa fiyatları uçuyor, yaşam pahalılaşıyor, curcunanın her türlüsü olağan hale geliyor.
Özellikle sahil kentlerinde, İstanbullulara adeta çekirge sürüsü olarak bakılıyor.
Abartı var mı?
Yok desek yalan olur ama sanki gerçek yönü daha bir ağır basıyor…
Dünyanın en güzel coğrafyasını, medeniyetlerin başkentini ve en önemlisi de İstanbul’u İstanbul
yapan değerleri, hızla tüketiyoruz.
Peki, bu hangimizin umurunda!
Güzelim İstanbul, tarih boyunca zaten hiç gün görmemiş.
Böyle gelmiş, böyle gidiyor…
Moskova örneği
Elektrik Mühendisi S.K., yemeyi, içmeyi, gezmeyi seviyor.
Bir ayağı Rusya’da, diğeri dünyanın dört bir yanında.
Oradan örnekler vermiş:
- Yeşil alan Moskova’da yüzde 23.
- Herhangi bir arsa alan, buraya konut yapılacaksa, bu alanın sadece yüzde 35’lik kısmına konut yapabiliyor. Kalan yüzde 65 mutlaka yeşil alan olacak.
- Moskova’da 7 yıldır görevde olan Belediye Başkanı Kent Plancısı Sergey Sobyanin nasıl çalışıyor, Moskova’da Putin’in emri ile 4 yıl önce başlayan Kentsel Dönüşüm nasıl yapılıyor, biliyor musunuz?
- Mos- kova’nın göbeğindeki Çeremuşki semtinde Nikita Hruşçov Dönemi yapılarında yaşayan 6 bin aileye belediye 2 yıl içinde yeni konforlu ve daha yüksek konutları yaptı ve 6 bin aileye dağıtıldı.
- Tüm dairelere elektrikli ocak-fırın da belediyenin hediyesi. (Not: Rusya’da 2004’ten bu yana konutlara doğal gaz verilmiyor. Yasak)
- Yabancı sanatçı eşimle aynı zamanda 40 yıldır yeme içme uzmanlarıyız. Türkiye’de St. Petersburg hakkında ilk ve tek kitabı biz yayınladık.
- 20 yıllık bir Rus bayan aile dostumuz da bizimle ortak bir Türk Lokantası açalım teklifini getirdi.
- İki yıl önce Kanada’nın en büyük kenti Toronto’da yaşayan bir Türk işadamı (ünlü bir isim, Türkiye’den ayrıldı) ortaklık önerisi yapmıştık, kabul etti.
- Dünyaca ünlü bir müzik sanatçısı (yabancı) Miami ve Los Angeles’ta Türk Lokantası açalım teklifini getirdi. Eşim bu sanatçının 11 yıldır dünya menajeri…
S.K. ve eşi, restoran açmak ya da yaşamak için niye İstanbul’u düşünmüyor?
Ne biz soralım ne de o anlatsın. Çünkü o da İstanbul’un ve İstanbulluların bugünkü halini pek içine sindiremeyenlerden...
Adaylar kim?
Önümüzde yerel seçim var.
Bakalım İstanbul için kimler aday olacak?
Çok daha önemlisi, İstanbul için ne projeler üretecekler?
İstanbulluya gelince, hangimiz İstanbulluyuz, hangimiz değiliz?
35 yıl önce, gazeteciliğin başkenti İstanbul, bu işi yapacaksan oraya gitmelisin dediklerinde, Ankara’ya veda etmek, İstanbul’a alışmak hiç kolay olmadı. Şu an için olsaydı, eminim ki çok daha zor olurdu.
Nüfus o zamanlar bir milyondu, şimdi 20 milyondan bahsediliyor. O zaman 19 ilçe vardı şimdi 50’ye yakın. Eşim ve çocuklar İstanbul doğumlu, ben ise eş durumundan İstanbulluyum.
Ve ben bile eski İstanbul’u arıyorsam gerisini siz düşünün…
Özetin özeti: Okullarda deli saçması sınavlardan önce keşke öncelikle yaşadığımız toprakların önemi anlatılsa, belki o zaman, kıymetini anlar, gereken değeri veririz...