Dünyanın hiçbir yerinde, ilkokula başlayan her öğrenci, üniversite kapısına yığılmaz. Bizimkisi fırsat eşitliği değil, umut tacirliği!
Liseyi ya da üniversiteyi kazanma ihtimali, sıfır olan öğrencileri bile, dershanelere ve sınava yönlendirmek, onlara iyilik değil, kötülüktür…
Ayrıca, hadi diyelim ki, en az yarısı çok başarılı oldu ve tam puan aldı. İstedikleri lise ya da üniversiteye girebilecekler mi, girseler de mezun olduklarında iş bulabilecekler mi?
Hep eleştiriyorsun, akıl vermiyorsun diyenler var.
Her defasında insan gücü planlaması ve ilgi, yetenekler doğrultusunda doğru yönlendirme diyoruz ama belli ki, bunu ciddiye almıyorlar. Oysa gelişmiş tüm ülkelerdeki sihirli çözüm yolu bu! Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok!..
Bu yarış niye?
Bir velimiz çok haklı bir soru yöneltmiş. Diyor ki: “Fen liseleri hariç tüm liseler tek tip hale getirilmişken, bu sınav neden yapılıyor? Tüm bu maceranın sonunda parası olan koleje, olmayan ‘Anadolulaştırılmış’ düz liselere gitmeyecek mi?..”.
Haklı hem de çok haklı.
Anadolu liselerinin eskiden bir ağırlığı vardı. Sınıf mevcutları 32’yi geçmez, öğretmenleri seçilmiş olur, hazırlık sınıflarının yanı sıra bazı dersler yabancı dille yapılır ve tam gün eğitim gerçekleşirdi. Şimdiki Anadolu liselerinin pek çoğunda hatta yüzde 90’ından fazlasında bu özellikleri ara ki bulasın. Çoğu tabela Anadolu lisesi. Sanıldı ki, tabelası değişince okullar da değişecek!
Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) bir milyonu aşkın öğrenci girdi. Sınavla öğrenci alan okulların toplam kontenjanı 140 bin. Öğrencilerin ilgisini çeken okulların kontenjan sayısı ise 50 bini geçmez! Peki o zaman bir milyon aday niye yarıştırıldı? Doğru yönlendirme bunun neresinde?
Velimizin de dediği gibi hedef özel okullara öğrenci kazandırmak mı?
Parası olan gitsin, peki ya olmayanlar ne yapacak?
Bazı okulların yıllık öğrenim ücreti 100 bin lirayı aşmış! Yarısı kadar olanlar da var. Kaç kişi bu kadar parayı verebilir. Kaldı ki bir yıl olsa ve öyle kalsa yine iyi ama her yıl katlanarak gidiyor…
Yönlendirme şart!
Öğrenci ve aileleri için en zor olanı ne biliyor musunuz, önce büyük hayaller kurdurulup, sonra derin hayal kırıklıkları yaşatılmasıdır. Ne olur artık bundan vaz geçelim.
Sınavlara herkes değil, eskiden fen liselerine girişte olduğu gibi Türkçe, Matematik, Fen ya da Sosyal Bilgiler’den 5 üzerinden 4 alan öğrenciler girmeli. Tabi önce, adil bir ölçme değerlendirme sistemi getirilmek koşuluyla…
Söz, ölçme değerlendir-meden açılmışken, sınavsız öğrenci alan okullara girişte, hormonlu notlar için bir önlem alındı mı? Bazı okullardan herkes 5’le mezun olurken, bazılarında neredeyse hiç 5’lik öğrenci yok. Ve o öğrencilerden pek çoğu, akademik donanım açısından, diğerlerinden daha iyi. Mademki bu kadar öğrenci sınava girdi, sınav puanları da dikkate alınamaz mı?
Puan dağılımı?
Sınav sonrası, bayram tatiline denk geldiği için sınav dağılımı konusunda sağlıklı bir bilgi edinmek mümkün değil. Bayram sonrasında, ülke geneli ve özellikle İstanbul için daha sağlıklı öngörülerde bulunmak mümkün olacaktır.
Bu arada geçen yılın katsayılarıyla yapılan puan hesaplamalarına çok fazla itibar edilmemeli, çünkü fazlasıyla yanıltıcı olabilir.
Bu arada üniversite giriş sınavına hazırlanan adaylara önerimiz, birkaç gün de olsa dinlenmeleri. Tamam, sınavlara sayılı günler kaldı ama son günler ve sınavda zinde olmak çok önemli…
Özetin özeti: Milyonlarca evde bayramdan çok sınav konuşuluyor. Umarız, emekleri boşa gitmez!..