Üniversite tercih süreci yarın gece sona eriyor.
Listesini hâlâ hazırlamayan, son gün, son saatleri bekleyen yüz binler var.
Bu arada, tercih sürecini resmen tamamlayanlar da, eğer isterlerse, yarın gece saat 24.00’e kadar listelerinde değişiklik yapabilecekler.
İşte bu yüzden, hemen her yıl on binlerce aday gibi sizlerin de tercih kurbanları arasına katılmamanız için son hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.
En ufak bir bilgi hayatınızın akışını değiştirebilir, sizi büyük yanlışlardan kurtarabilir.
Çünkü bu sürecin tekrarı, düzeltmesi yok ve ÖSYM hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da çok gaddar!.
Neden önemli?
Tercih sıralaması, üniversite giriş maratonunun en önemli aşamalarından biri.
Puanınız ne kadar iyi olursa olsun, minik bir sıralama hatası, sizi hiç ummadığınız bir fakülteye yerleştirebilir.
Peki, girme şansı en yüksek tercihler hangileri?..
Üniversiteye girişte 24 tercih hakkınız bulunuyor ama hepsini kullanmak zorunda değilsiniz.
Tek tercih de yapabilirsiniz, 24 tercih hakkınızın tamamını da kullanabilirsiniz.
Ya da ek yerleştirmeyi bekliyorsanız, hiç tercih yapmayabilirsiniz.
Peki, tercihlere yerleştirmede, ilk sıralardaki tercihlere girme şansı mı çok daha yüksek yoksa en alt sıralardakilere mi?
Bu bir anlamda yapacağınız sıralamaya bağlı.
Eğer yüzdelik dilime yani puanınıza çok yakın tercihler yaptıysanız, ilk tercihlerinize girme şansınız yüksek olabilir ama ne olur ne olmaz belki puanlar düşer diye en üst sıraları, çok yüksek puanlı bölümlere ayırdıysanız, ilk beş ya da 10 tercihi boşa harcayıp, ortalarda bir yerlere girebilirsiniz.
İlk tercihinize girme şansınızla, son tercihinize girme şansınızın birbirine eşit olduğunu özellikle vurgulamak isteriz.
İşte bu yüzden, nasıl olsa, son sıralara kadar inmem diye, kazandığınızda devam etmeyeceğiniz dolgu tercihleri asla yapmamalısınız.
Yerleştirme nasıl?
Tercihlere yerleştirmede esas olan puandır ama sıralama da çok önemli.
Örneğin aynı puan türündeki bir fakülteyi, ben ilk sıraya, siz de beşinci sıraya yazarsanız, eğer sizin puanınız, benimkinden binde bir dahi yüksekse ve ilk dört tercihinizden birine yerleşmediyseniz, kazanan siz olursunuz.
Tercihlerinizi belirlerken dikkat edeceğiniz en önemli noktalardan biri de sıralamayı puan ya da yüzdelik dilimlere göre değil, istek sıranıza göre yapmanızdır.
Örneğin, en çok istediğiniz fakülte, puana göre, tercihleriniz arasında üçüncü sıradaysa ve siz ilk iki tercihinizden birine yerleştiyseniz, ben burada değil, üçüncü sıradaki tercihimde okumak istiyorum diyemiyorsunuz.
Ve mutlaka göz önünde bulundurmanız gereken diğer bir ayrıntı ise ÖSYM tarafından herhangi bir yere yerleştiril- diğinizde, gidip kayıt yaptırmasanız dahi, orta öğretim başarı puanınızın yarı yarıya düştüğüdür.
Bu da sadece bu yılın değil, gelecek yılın da risk altına girdiğini gösterir ki böyle bir maceranın içine asla düşmeyin.
Kazandığınızda, gidip kayıt yaptırmayacağınız, mezun olup, o işi yapmayacağınız fakülteleri asla listenize almayın!
Ölü tercihler?
Bu süreçte en çok duyduğunuz kavramlardan biri de ölü tercihlerdir.
Peki, ölü tercih nedir?
Yararı ya da zararları var mı?
Bir yararı olduğu söylenemez.
Eğer 24 tercih hakkınızı doldurmadıysanız fazla bir zararı da olmaz.
Örneğin, 350 puanınız varken, 400 ve üzeri puanlarda tercihler yaptıysanız, bunlar ölü tercihtir. Yani bir işinize yaramaz.
Örneğin, ilk 5 tercihiniz uçuk puanlı yerler ise bunun size bir zararı olmaz, 6. tercihiniz, puanınızın yetmesi halinde ilk tercih muamelesi görür...
Tercih sayınız 24’ü aştığında çok yüksek puanlı bölümleri liste dışı bırakarak ölü tercihlerden kurtulabilirsiniz.
Önemli bir ayrıntı da puan türleri değiştiğinde, düşük puanlı bir yerden sonra yüksek puanlı bir yer yazabilirsiniz, çünkü puan dağılımı, her puan türünde benzer paralellikler göstermeyebiliyor.
Aynı puan türünde düşük puanlı bir yerden sonra yüksek puanlı bir yer yazmak doğru değil ama farklı puan türlerinde bu mümkündür ve hiçbir zararı olmaz...
Sık yapılan hatalar?
Minik bir hata tüm hayallerinizi altüst edebilir. İşte en çok yapılan hatalar:
Kazandığınızda hiç sevinmeyeceğiniz yerlerin yazılması.
Orada yaşama şansı hiç olmayacak kentlerin yazılıp, sonra da benim ne işim var burada noktasına gelinmesi.
Çok farklı puan türlerinden rastgele tercih yapılması.
Tercih listesini doldurmak için ölü ya da istek dışı tercihlerin yapılması.
Bölümlerin aradıkları özel koşullara dikkat etmeden tercih yapılması.
Kodlama hataları.
Çift ana dal yaparım diye, tüm tercihlerini, aynı üniversiteden yapıp sonra da derin hayal kırıklıklarının yaşanması.
Vakıf üniversitelerinin burslu ya da burssuz programlarını, özel koşulları ve burs oranlarını göz önünde bulundurmadan tercih yapılması.
Okul türü, alan/kol/bölüm, yaş, cinsiyet gibi koşulların göz ardı edilmesi.
Adayların en çok istediği bölümlere göre değil de dayatmalara göre sıralama yapması.
Yeterince araştırmadan, sadece söylenenlere göre tercih yapılması.
İlle de ücretsiz ya da burslu okuyacağım diye çok daha iyi yerlerin kaçırılması.
Özetin özeti: Tercih yapan adayları ne olur özgür bırakın!..