Eskiden sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı vardı.
Yeşilay en çok onlarla mücadele ederdi.
Şimdi onlara dizi ve dijital bağımlılık da eklendi.
Ama göze hiç batmayan ya da hiç dikkate alınmayan bir bağımlılık var ki çocuklarımıza, eğitim sistemine ve ülkemizin geleceğine en büyük zararı o veriyor.
Ne mi?
Sınavlar!
Her yıl 10 milyondan fazla çocuğumuz giriyor ve aileleri de onlarla birlikte perişan oluyor.
Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamıyor, dünyanın parası harcanıyor, müfredat programları altüst oluyor ama karşılığı, sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Akademik başarı deseniz yok gibi, kazandığı okuldan ya da seçtiği meslekten memnun olanı ara ki bulasınız.
Eğitim aldığı alanda çalışan, yabancı dil öğrenen, daha da önemlisi mutlu olanların oranı ve kalite yerlerde sürünüyor.
Ama buna rağmen, sınav yarışı hız keseceğine, temposu daha da artıyor!..
Kapanacaklar mı?
Dershaneden dönme çakma liseler ne olacak?
Düzenlemeye göre, bu öğretim yılının sonunda kapanmaları gerekiyor ama hiç böyle bir beklenti yok.
Tam aksine, nakillerde en çok öğrenciyi onlar alıyor!
Neden?
Çünkü sınav odaklı eğitim yapıyorlar.
Sınavda, soru sorulmayan ya da çok az soru sorulan dersler ya hiç yapılmıyor ya da geçiştiriliyor.
Ve işin garip olan tarafı, MEB olup biteni sadece seyrediyor!..
MEB’in, eğitimin ve çocuklarımızın geleceği açısından, temel liseler konusundaki tavrını, net olarak, bir an önce ortaya koyması gerekiyor.
Tamam mı, devam mı?
Yani daha önce açıklandığı gibi, temel liseler bu öğretim yılı sonunda kapanacak mı, yoksa kulaktan kulağa fısıldandığı gibi, kendilerine ek süre tanınacak mı?
Eğer devam edilecekse, koşullar ona göre ayarlanmalı. Yok, eğer tamam denilecekse, hâlâ öğrenci almalarına neden seyirci kalınıyor?
İleride mağduriyet söz konusu olursa, bunun sorumlusu sadece o eğitim kurumları olmayacaktır.
MEB’in kararsızlığı dershane konusunda da devam ediyor.
Bir yandan kapatıldı deniliyor, öte yandan farklı isimler altında yola devam ediliyor.
Öyle ya da böyle, her ne olacaksa, bir an önce açıklanmalı ki kafa karışıklıkları yaşanmasın.
Herkes önünü görüp, ona göre hayatına yön versin.
Aslında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki tavrı çok net.
Net olmayan, MEB’in uygulamaları.
Umarız, son dakikaya kadar beklenmez ve ciddi anlamda, uygulanabilir bir yol haritası ortaya konulur...
Sınav dayatması
Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrısı sınavlar.
Kime ne faydası var belli değil ama sınavlardan kurutulacağımıza, giderek daha da bağımlı hale geliyoruz!
Yabancı okullara ya da gözde Anadolu liselerine girmek için can atan ve bu konuda çok fazla emek ve para harcayan pek çok öğrenci, sınavlara daha iyi hazırlıyor ya da devamsızlık konusunda daha toleranslı diye, temel liselere nakil yaptırıyor.
Elbette bu da bir tercih ama lise demek sadece sınav demek değil.
Eğitimin ve okulların onlarca kazanımı varsa, sınav başarısı onlardan sadece biri.
Yani diğerlerinin hepsini göz ardı edip, sınav odaklı bir eğitime yönelmek hataların en büyüğü olur.
Kaldı ki üniversitelerde hemen her yıl yüz binlerce boş kontenjan kalıyor. Yani artık üniversiteye girmek, hiç ama hiç sorun değil!..
En iyi dediklerimizin ise dünyada esamesi okunmuyor!
Peki, o zaman bu çılgınca yarış niye?..
Özetin özeti: Ne olur çocuklarınız için en doğru olanı yapın!..