MEB’in başlattığı “Bir Milyon Öğret-men Bir Milyon Fikir Projesi”ne, 81 ilden toplam 31 bin civarında yeni öneri gelmiş.
Bunlardan sadece 4 bin kadarı, tam da MEB’in ihtiyacı olan çok somut ve kapsamlı projelermiş!..
Eğitimde gelinen son noktayı analiz etmek için bazen bir proje, bir cümle yetiyor da artıyor.
Gelin, çok basit bir analiz yapalım:
- Bakanlık bir milyon öğretmenden bir milyon proje bekliyor ama sadece 31 bin geri dönüş olmuş ve bunlardan da sadece 4 bini dişe dokunurmuş!
- Bir milyon proje beklentisi olan MEB, geri dönüşün bu kadar az olmasından, bırakın rahatsız olmayı, çok memnunmuş!
- Dişe dokunur 4 bin proje, keşke açıklansa da herkes görse ama daha önemlisi, bakalım kaçı, ne zaman hayata geçecek?
* Projelerin gönderilmesinde, seçilmesinde, uygulamasında teşvik unsuru var mı, bilmiyoruz. Olsa herhalde açıklanırdı...
Ve iki satırlık bir yorum:
İlle de proje bazlı eğitim diyoruz ama bir milyon artı yarım milyon emekli öğretmenimizden sadece 4 bini, dişe dokunur proje üretebilmiş.
Neden 4 bin?
Öğretmenlerimiz proje hazırlamayı mı bilmiyor yoksa MEB’e tepki olsun diye mi proje göndermedi?
Bu sorunun cevabı çok önemli.
Bilmiyorlarsa durum vahim, arada kırgınlık varsa, o çok daha vahim!..
Umarım, Ankara’da bu sorunun cevabını merak eden birileri çıkar da gerekçelerini araştırır.
Öğretmenler ne diyor?
Benzer bir tweet atıp, öğretmenlerimizden cevap bekledim.
Çok ilginç geri dönüşler oldu.
İşte onlardan bazıları:
- “İstenilen fikirlerin dikkate alınmayacağını herkes biliyor. Tıpkı yıllardır yaptığımız zümre toplantılarının, eğitim şûralarının dikkate alınmadığı gibi.
n Eski müdürlerimden biri ‘Hocam, bir proje yap da yurt dışı görelim’ dediği gün bıraktım o işleri.
- Şahsım adına söylüyorum, bilerek ve isteyerek proje yazmadım. Yoksa TÜBİTAK ve AB projelerine projeler yazmış insanım. Fakat MEB sözleşmeli sistemini devam ettirdikçe ve üstüne ücretli ataması gibi saçma sapan işler yaptıkça, kendi bakanlığıma daha çok tepki göstereceğim.
- Proje üretmeyi bilmiyor değiliz, kendi alanımla ilgili 3 projem var ama hayata geçirme imkânı bulamıyorum. Ücretli olduğumuz için ne bir beklenti ne de bir destek var. Ayrıca mülakatta puanım düşürüldüğü için MEB’e kırgınım.
- Öğretmenler yoruldu artık. Sürekli fikirleri alınıp yine de tersi işler yapıldıkça vazgeçme eşiğine geldik. İşin aslı içimden gelmedi göndermek.
- Hocam zaten kampanyanın hedefi sakat. 1 milyon proje mi olur gözünüzü seveyim. Kim okuyacak, kim değerlendirecek? Velev ki oldu kim seçecek, kim uygulayacak? Biraz gerçekçi ve tutarlı olalım.
- Ayın 16’sında hesap bakiyesi, eksiye düşen öğretmen, proje mi düşünür?
- Bu bir anket çalışmasıydı. Mevcut uygulamalarla ilgili öğretmen görüşleri alındı, kendi görüşleri soruldu. 4 bin proje gelmesi ne demek anlamadım. 4 bin görüş bildirimi denebilir belki!
- Müdürlerin çoğu yurt dışına gidebilmek, kendi yerlerini sağlamlaştırmak ve dahi daha üst düzey pozisyonlara gelebilmek, isimlerinden söz edilmesini sağlamak amacıyla öğretmenlere proje yaptırıyor.
- Ay sonunu nasıl getireceğimi düşünmekten ve müfredatı yetiştirmekten başka bir şeye zaman ayıramıyorum.
- Bilim, teknoloji, robotik kodlama diyen Sayın Milli Eğitim Bakanımız, Robotik kodlamanın temeli olan Teknoloji ve Tasarım dersine, 20 bin kadrodan sadece 59 kontenjan verdi!
- Gönderilen projeleri kimsenin takmayacağını bildikleri için göndermemiş olabilirler.
- Daha önce ders kitaplarıyla ilgili defalarca görüş bildirdik, dikkate bile alınmadı.
- Samimiyetlerine inanmıyoruz. Mış gibi yaparak günü kurtarmaktan başka amaçları yok.
- Proje istenmedi. Birtakım sorulara cevap vermeleri istendi. Mesela acil çözülmesini istediğiniz 3 tane sorun yazınız gibi. Tabii korkudan çoğumuz cevap bile yazamadık...”
Bakalım, MEB bu konuda ne diyecek?...
Özetin özeti: Ordu inanmazsa, zafer zor kazanılır!..