Gelecek için umutlu, hem de çok umutluyuz.
Neden mi?
Yaptığımız hataların artık farkındayız ve yönümüzün ne olması gerektiğini her zamankinden daha iyi biliyoruz.
Örnek mi istiyorsunuz? Alın size örnek:
“Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde Bilişim Teknolojileri öğretmeniyim.
Yıllar önce başlatılan Milli İşletim Sistemi (Pardus) gibi son yıllarda moda halini alan kodlama projelerinin de tamamen bir kandırmaca olduğunu bilen ve gören bir birey olarak, dediklerinizin ne denli doğru olduğunu bazı örneklerle ifade etmek isterim.
Bilgisayar dediğimiz cihaz aslında bir çeşit yüksek matematik işlemlerini yerine getiren elektronik bir kartlar topluluğudur.
Zaten bu sebeple de bilgisayar, 1 ve 0’lardan anlar deriz.
ÖSYM istatistiklerine baktığımızda, sayısal öğrenci sayımız hızla azalmaktadır ve matematik net sayısı neredeyse yok noktasına indirgenmiştir.
Bu durumda, iyi bir yazılımcı veya donanım tasarımcısını çıkarmak imkânsız!
Meslek liselerine gelen öğrencilerin matematik dersini hiç sevmedikleri de bir gerçektir.
Bu gençlerden Bilişim Dünyası’nda bir atılım yapmalarını beklemek ise abesle iştigaldir.
Yıllardır söylediğim, ‘Bilişim teknolojileri alanı, fen veya Anadolu liseleri bünyesinde olmalı ve buradaki sayısal öğrencilerine yönelik eğitim vermeli’ tezi ne yazık ki büyüklerimiz tarafından duyulmamaktadır.
Yıllar önce Facebook ilk çıktığı dönemlerde e-okul platformu üzerine, sohbet ve ders çalışma amaçlı bir yapı kurulsun dediğimde, bazı devlet adamlarımız ‘Devletin sayfasında küfür mü ettireceksin’ demişti.
Yıllar sonra gördük ki EBA ile aynı işi bu kez devlet yapmaya çalışıyor. Ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.
Bu eğitim-öğretim yılı başında yapılan değişiklikle, Bilişim Teknolojileri alanındaki öğrencilerin, yazınızda bahsettiğiniz gibi 10. sınıfta aldıkları direnç, kondansatör, bobin, entegre, vb. ders de müfredattan kaldırılmıştır!
Robot yarışmaları?
Bakanlığımız tarafından da düzenlenen Robot Yarışmaları birtakım şirketlerin Çin’den ithal ettikleri ürünlerini pazarlama alanına dönmüştür.
Birçok okul içindeki yazılımı bile online satış yapan bu şirketlerden temin etmektedir...
Okullarımıza verilen etkileşimli tahtaların amacına uygun kullanım oranı ise yüzde 1 bile değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın vaktiyle Ankara’da açılışını yaptığı, tablet ve etkileşimli tahtaları tanıttığı ünlü bir okulumuzda olan bitenden bahsedeyim.
Bakanlıktan gelen uzman teknik ekip, bir haftalık çalışma sonucunda sadece 1 tahtayı tam çalışır hale getirebilmiştir.
Şu anda, etkileşimli tahtaları öğrenciler kurcalayıp bozmasın diye kilit programlarla kapatıyoruz.
Ülkemizdeki en büyük şirketleri sıraladığımızda, üretim yapan şirketler bir elin parmakları kadar.
Bu şirketler de tam üretim yapmıyor. Büyük kısmı ithal geri kalan kısmı da bu ülkenin çalışkan insanının emek gücü.
En büyük şirketimiz TÜPRAŞ ve ülkemizde petrol olmadığını bilmem hatırlatmak gerekir mi?
Listeye baktığımızda GSM şirketleri dışında bilişim alanında kimseyi göremiyoruz.
Dünyada durum ise tam tersi, ilk 5’in hepsi bilişim!
FETÖ’nün bu kadar hızlı büyümesi, organize ve kamufle olması, bilişim sektöründe yetiştirdiği elemanlarıyla olmuştur.
Bizlerin itilip kakıldığı o günlerde, tüm bilgi işlem onların emrine sunulmuştur.
Bu hatanın bedelini çok ağır ödedik ve ödemeye de halen devam ediyoruz.
Artık yeni bir dünya ve yeni bir nesil var.
Devletin sayfasında küfredilmesin de başka yerde edilsin demekten, çocuklarımızı steril bir ortamda yetiştirmekten vazgeçmeliyiz.
Çünkü dünyamız çok kirli ve bu çocuklar da bu kirli dünyada doğdu ve yaşayacaklar.
Sanal dünyada ne yapılacaksa birlikte yapalım, devlet bilsin, anne babalar bilsin.
Bizler yasaklar ördükçe (Şu an MEB’in okullarda yaptığı gibi, internet var ama yasak. Hatta bazen kendi sitesi bile yasaklı!) birileri çıkıp gençlerimizi bizden alıp gidiyor...”
Özetin özeti: Zor ama başaracağız!
