Her yıl, birkaç günlü- ğüne Haymana’ya gidip, hem memleket hasreti gideriyorum hem de yakın tarihimize yönelik müthiş bir sempozyuma tanıklık ediyorum.
Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü ile Haymana Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi ve Haymana Sempozyumu’nda yine müthiş anekdotlar vardı.
Örneğin, neden Ankara başkent seçildi, Latin harflerine neden geçildi, savaşın tam ortasında neden Milli Eğitim Şûrası toplandı, İstanbul’da çok daha büyüğü varken neden Ankara’da yeni bir üniversite kuruldu, Haymana’da pazar kurulma günleri neden değişti, Atatürk, Karlovy Vary’nin bir benzeri olan kaplıca kentinin, neden çok sevdiği Haymana’da değil de Yalova Termal’de kurulmasını istedi, İstanbul-Ankara tren yolu ne zaman inşa edildi, Lozan’daki şifreler nasıl kırılmaz hale getirildi?..
Sakarya Meydan Savaşı’nın en önemli ayağının Haymana Meydan Savaşı ya da Haymana Muharebesi olduğuna bir Haymanalı olarak biz bile bu sempozyumlar sayesinde ancak 90 yıl sonra her yönüyle farkına varabildik.
Sakarya Meydan Savaşı nasıl ki bir yıl sonraki Büyük Zafer’in başlangıcıysa, Haymana Meydan Muharebesi de Sakarya Meydan Savaşı’nın son kalesidir.
Haymana düşseydi, ortada ne başkent Ankara ve Mustafa Kemal kalacak ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne giden süreç yaşanacaktı.
Tümüyle belgelere dayanan son sempozyumda şunu gördüm ki Yunanlıları Anadolu içlerine sürükleyen zihniyetin arkasında Türkleri Anadolu’dan tümüyle atma fikri vardı!..
Yunanlılar aç gözlülük ya da enayilik etmeyip, Ege Denizi’ni bir iç deniz haline getirmekle yetinselerdi, işimiz çok daha zor olabilirdi...
İşte bu noktada Mustafa Kemal’in zekâsı devreye giriyor.
Örneğin, Eskişehir ve Kütahya hezimetlerinden sonra, İnönü başta olmak üzere bütün komuta kademesi ve Meclis’in önemli bir bölümü “Bu iş bitti” derken, o bu hezimetleri bile kazanılacak Büyük Zafer’in bir parçası olarak görüp, daha da geri çekilerek, karargâhı İzmir’de bulunan Yunan ordusunu lojistik destekten mahrum bırakarak zafere nasıl ulaşacağının hayallerini kurdu.
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” sözlerinin Haymana’da söylediğini bizler bile ancak 90 yıl sonra öğrenebildik.
Cumhurbaşkanı kutladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda şu ifadeleri kullandı: “Sakarya Zaferi, istiklal mücadelemizin seyrini değiştirmiş, askeri ve siyasi sonuçlarıyla aziz milletimiz için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Şanlı ordumuz Sakarya Zaferi’yle bağımsızlığımıza yönelik önemli bir engeli geride bırakmış, nihai zafere giden yolu açmıştır. ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır’ anlayışıyla çok geniş bir alana yayılan bu savaş, aziz milletimiz için bir kader muharebesi olmuş, elde edilen büyük başarı aziz milletimize güç ve umut katmıştır. Sakarya Zaferi, uluslararası alanda Meclisimizin itibarını yükseltmiş ve istiklal mücadelemiz esnasında elde edilen en parlak başarılardan biri olarak tarihteki yerini almıştır. Sakarya Zaferi’nin yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını rahmet ve şükranla anıyor, vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum.”
Özetin özeti: Tarihimizi daha iyi öğretelim...