Hiç kimsenin dikkatini çekmese de, çok fazla dillendirilmese de, sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli sorunlarından biri iç ve dış göçlerin yarattığı sosyolojik sorunlar...
Ülkemiz, kritik jeopolitik durumu nedeniyle, hem iç göçlerden hem de dış göçlerden en fazla etkilenen ülkelerden biri...
Göç hareketliliği yüzünden altyapı yatırımları konusunda ne kadar titiz planlamalar yaparsanız yapın birkaç yıl içerisinde tüm dengeler altüst olabiliyor.
Örneğin eğitim konusunda yaşanan sancıların en önemli gerekçelerinden biri de bu...
Yabancı öğrenciler
Altyapı konusunda yaşanan sıkıntılar öyle ya da böyle bir şekilde çözülüyor ama çok daha önemli olan sosyolojik sorunlar ve bu konuya ciddi anlamda kafa yormak gerekiyor.
Hiç zaman geçirmeden, pek çok ülkede olduğu gibi bir Göç Bakanlığı kurulmalıdır. Yoksa çok ciddi sorunlar yaşayabiliriz.
Nedenlerine geçmeden önce isterseniz gelin şu satırları hep birlikte okuyalım:
“Milli Eğitim Bakanımız, yabancı öğrencinin okullaştırılması konusunda dünya rekoru kırdığımızı söylemiş.
Ben bir matematik öğretmeniyim. İkinci dönem bir ortaokulda ücretli öğretmenliğe başladım. Sınıfların yarısı yabancı öğrencilerle dolu. Büyük bir kısmı Türkçe bilmiyor. İletişim kurmak oldukça zor. Sınıfta hâkimiyet kuramıyoruz öğretmenler olarak. Dur yapma, otur, sessiz ol demekten ders işleyemiyoruz.
Akademik olarak okulların durumunun çok vahim olduğu acı gerçeğiyle yüzleşmiş oldum.
Akademik çerçevenin dışından bakacak olursak, çocuklar arasında aşırı derecede ırkçılık söz konusu.
Türk öğrenciler onlara ‘Araplar niye geldiniz, defolup gidin’ diyerek hem psikolojik şiddet hem de fiziksel şiddet uyguluyorlar.
Farklı milletlerden olan 11 yaşındaki bu çocuklar, birbirini bıçaklamakla tehdit ediyor. Dünya rekorumuz hayırlı olsun!
Kalplerinde ırkçılık, kin, nefret barındıran bir nesil geliyor!..”
Oryantasyon şart!
Okullar böyle de, sokaklar farklı mı?
Kesinlikle hayır!
Peki, bu vahim durum daha nereye kadar böyle devam edecek?
Batılı ülkelerin göçlerden kaçınmaları biraz da bu yüzden.
Biz, geleneksel konukseverliğimiz ve hoşgörümüzle onları bağrımıza bastık ama görünen o ki oturup bir kez daha düşünme zamanı geldi de geçiyor.
Göçle gelenler sadece Suriyeliler değil. Dünyanın dört bir yanından milyonlarca konuğumuz var ve sanki pek çoğu da kalıcı.
Onları okullu yapmamız ve dünya rekoru kırdık diye övünmemiz güzel ama ya sonrası?
Öğretmenimizin dile getirdiği tablo diğer okullarda ve yaşam alanlarında da farklı değil!
Bu işi ciddiye almak zorundayız. Yoksa önümüzdeki on yılları, enerjimizi ve kaynaklarımızı, göçle gelen bu sorunlara harcamamız gerekebilir...
Avrupa ve Amerika’da işsizlik konusunda yaşanan sıkıntıların faturasının yabancılara çıkarılması süreci yakında bizde de yaşanacaktır.
Eğitim konusunda zaten ciddi sorunlar var.
Şiddet sarmalı ise giderek büyüyor!..
Özetin özeti: Göçleri ve onların yarattığı sorunları ciddiye almak zorundayız!..