Şapka düştü, kel göründü.
PISA’da olduğu gibi LGS ve YKS’de de dibe vurduk.
Sınavlardaki başarı ortalamaları tam bir felaket.
MEB, YÖK ve ÖSYM’ye artık birileri hesap sormalı.
Lime lime dökülen bu sistemin sorumluları bir şekilde hesap vermeli ama çok daha önemlisi, sistemin revizyonu gelecek yıla ertelenerek, kayıp kuşaklar yaratılmamalı!..
MEB ve ÖSYM, bu yıl, adaylara ve velilere, hiç eziyet çektirmeden, sınav sonuçlarını çok erken saatlerde açıkladı.
Kendilerini tebrik ediyoruz, demek ki eziyet çektirilmeden de sınav sonuçları açıklanabiliyormuş!
LGS şoku
LGS adayları ve aileleri adeta şokta. Hâlâ kendilerine gelebilmiş değiller.
Öylesine çarpıklıklar var ki yüzlerce örnek verebiliriz.
İşte bu yüzden MEB’in sınav sonuçlarını yeniden değerlendirmeye almasında sonsuz yarar var.
Tabii ki yeni mağduriyetler yaratmadan.
Örneğin, herhangi bir yeri kazanmış öğrencileri açıkta bırakmadan!..
Dünkü YKS sonuçları, meslek lisesi ve imam hatiplerin neden boş kaldığının cevabıydı.
Her iki okul türü de üniversiteye girişte, en başarısız liseler arasında yer alıyorsa, öğrenciler, veliler bu okulları niye seçsin?
Bir kez daha gördük ki pedagojik olarak değil de, ideolojik olarak alınan hiçbir karar eğitimde kalıcı olmuyor.
YKS’de hayal kırıklığı
Üniversite sınav sonuçlarına baktığımızda Türkiye ortalamaları yerlerde sürünüyor.
Fen ve Matematik başta olmak üzere adeta tüm derslerde başarısızlık diz boyu.
Türkçe’de bile Türkiye ortalaması yüzde 50’nin altında.
İsterseniz gelin önce bir ortalamalara göz atalım:
İlk rakamlar soru sayısı, ikincisi ise Türkiye ortalaması:
Türkçe: 40, 16.179
Sosyal Bilimler: 40, 6.003
Temel Matematik: 40, 5.642
Fen Bilimleri: 20, 2.828
Temel Yeterlilik Sınavı TYT’de durum böyle de Alan Yeterlilik Sınavı AYT’de durum farklı mı?
Daha da beter!.
Türk Dili Edebiyatı: 24, 4.743
Tarih-1: 10, 1.617
Coğrafya-1: 6, 2.271
Tarih-2: 11, 1.465
Coğrafya-2: 11, 2.856
Felsefe Grubu: 12, 2.017
Ek Felsefe Soruları: 6, 2.098
Matematik: 40, 3.923
Fizik: 14, 0.467
Kimya: 14, 1.109
Biyoloji: 13, 1.669
Almanca: 80, 31
Arapça:80, 11
Fransızca: 80, 29
İngilizce: 80, 24
Rusça: 80, 27
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi, özellikle Fen ve Matematik’te başarı yerlerde sürünüyor.
Adaylar, bazı testlerde, soruların yüzde 10’unu bile yapabilmiş değiller.
Bu sınavlar, eğer bir sıralama sınavı değil de başarı sınavı olsaydı, belli ki kazananların yüzde 80’i de muhtemelen barajı aşamayacaktı.
Böyle bir tablo için MEB ne düşünüyor, çok merak ediyorum...
Sıfır çekenler?
Peki, kaç aday sıfır çekti, kaç aday TYT ve AYT’de 180 barajını aşamadı?
ÖSYM eskiden bu rakamları açıklardı, belli ki durum çok vahim, bu yüzden baraj altı kalan, yani tercih yapamayacak durumda olanlar ve sıfır çeken adaylar açıklanmadı. Ama açıklanan istatistiklerin satır aralarında bunları da yakalamanız mümkün!..
Bu yıl TYT’ye 2 milyon 260 bin 273 aday girdi.
Peki, ne kadarı 180 barajını aştı?
Sadece ve sadece bir milyon 299 bin 378 kişi.
150 barajını aşan aday sayısı ise bir milyon 749 bin 144.
Yani özellikle 180 barajında çok hem de çok fire var!..
AYT’de de durum farklı değil!
Bir milyon 299 bin 378 adayın girdiği AYT’de ise 180 barajını aşıp 4 yıllık fakülteleri tercih etme şansı doğan aday sayıları ise şöyle:
Sözel: 912.284
Sayısal: 434.358
Eşit Ağırlık: 745.485
Yabancı Dil: 66.898
Tüm bu analizlere bakıldığında, özellikle Sayısal puan türünde, sınava başvuran adaylardan dörtte birinin Sayısal’da, barajın altında kaldığını görüyoruz.
Özellikle Fen ve Matematik’te başarı yerlerde sürünüyor.
Bu konuda, en ufak bir komplekse kapılmadan sağlıklı bir değerlendirme yapılması gerekiyor.
Sorular mı çok zordu, yoksa liselerdeki eğitim mi dibe vurmuş durumda?
MEB, YÖK ve ÖSYM kafa kafaya verip, bu sorunun cevabını bulmak zorunda.
Sınav zaten adil değildi, bir de güvenirliğine, ayırt ediciliğine ve ölçme becerisine gölge düşmemeli...
En başarılı liseler?
Önceki yıllarda olduğu gibi, en başarılı liseler, yine fen liseleri, öğrenci sayısı az butik liseler, yabancı kolejler ve gözde Anadolu liseleri. Çünkü sınav onlara göre yapılıyor ve onlarınki de göreceli bir başarı! Sistem, kesinlikle kökten değişmeli. Çünkü kandırmacanın ötesine geçmediği ortada...
Özetin özeti: Çocuklarımızı giderek artan bir şekilde eğitimden soğutuyoruz ki buna da hiç kimsenin hakkı olmamalı!..