İşsizlik aldı başını gidiyor.
İşsiz sayısı 4 milyona dayanmış.
Gençlere bir meslek kazandıra- cağımıza, onları hâlâ “sınav manyağı” yapmanın peşindeyiz.
ÖSYM sınavlarına giren aday sayısı milyonları bulmuş.
Buna bir de MEB’in yaptığı sınavları ve ailelerini eklediğinizde, sınavlarla yatıp, kalkmayan yok gibi!
MEB ise sınav odaklı eğitimi kaldırıp, üretim odaklı bir eğitim getirmek yerine hâlâ kurs peşinde.
Bu arada, fen ve sosyal bilimler, liselerde zorunlu temel ders olmaktan çıkacak ve 4. sınıflarda sınavlara hazırlık yapılacakmış!..
Tersini yapıyorlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklarımızın üzerindeki sınav yükünü hafifletin dedikçe, öğrencilerin artan bir şekilde sınav bataklığının içerisine çekilmesini, anlamak mümkün değil.
Güya sınavlar kaldırılacak, çocuklar çocukluğunu, gençler de gençliğini yaşayacaktı!
Ama tam anlamıyla bir Sınav Cumhuriyeti olduk!
Sadece, ÖSYM’nin yaptığı sınavlara bu yıl 10 milyon aday katılmış!
Harcadığımız zamana, emeğe, paraya ve hayallere yazık hem de çok yazık!
Çocuklarımızı yarış atı gibi koşturmaya ve umut tacirliğine daha nereye kadar devam edeceğiz?
İşte geldiğimiz son nokta:
“8. sınıf öğrencilerim günde 7 saat dersten sonra, okulda 3 saat kursa kalıyor! Etti 10 saat! Oradan da kimileri etütlere, kimileri de özel derse gidiyor. Daha bu çocuklar 14 yaşında. İnsanı insan yapan hobilerden, aktivitelerden bihaber hepsi. Çok üzücü...”
Bunun bir de liselerde ya da sonrasında, üniversiteye hazırlık aşaması var ki o daha da vahim.
Ama bu sınav işkencesi MEB’e yetmemiş ki yeni bir proje getiriyormuş!
Nedir bu?
Öğrenciler, lise son sınıflarda ders işlemeyecek, üniversite hazırlık için öğretmen eşliğinde soru ve test çözecekmiş!
Peki, ya ben üniversiteye gitmeyi düşünmüyorsam ne olacak?
Onu ne siz sorun ne de MEB cevaplasın!
Herkesi sınava girmeye zorlamak ya da bu şekilde bir yönlendirme yapmak ne kadar doğru?..
Zorunlu dersler
Bu arada, müfredat programını hafifletmek için liselerde fen ve sosyal bilimler zorunlu temel dersler olmaktan çıkıyormuş!
Öğrenciler okudukları lise türüne göre seçmeli dersler alacakmış!
Peki, hangi dersler zorunlu olacakmış?
Türkçe, Matematik, Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi.
Bu konuda konuşulacak çok şey var.
Temel bilimler olmadan nasıl bilim toplumu olacağız, ne olur biri bunu bize anlatsın!..
Hadi MEB’i geçtik, diğer bakanlıklar, TÜBİTAK, TÜBA gibi bilim kurulları ve üniversiteler bu konuda ne diyor?..
Çare üretim!..
Ülkemizin kurtuluşu, sınav odaklı değil, üretim tabanlı bir eğitimdir ve bunun yolu da testlerden değil, mesleki eğitimden geçiyor.
Umarız, çok geç olmadan ülke olarak bunun farkına varırız.
Yoksa MEB’in bu işi kotarmasını beklemek hayalcilik olur...
Peki, sınavlar olmayacak mı?
Elbette olacak ama bu sınavlara tüm öğrenciler değil, ileri ülkelerde olduğu gibi, akademik yeterliliği olan ve ille de üniversite okuyacağım diyenler yönlendirilmelidir.
Herkesin önünü açıyoruz demek, Sınav Cumhuriyeti’ne su taşımak ve yeni hayal kırıklıklarına yelken açmaktan başka bir şey değildir.
Özetin özeti: Umut tacirliğine ne olur artık son verelim...