Milyonlarca öğrenci ve veli için yaşamlarının en kritik süreci başladı.
Liselere Giriş Sınavı başvuruları 14 Nisan’a kadar devam edecek.
Peki, geçen yıldan bugüne değişen ne var?
Görünen o ki geçen yıl yaşananlardan hiç ders alınmamış!
Adil bir sınav, adil bir yerleştirme ve adil bir kayıt süreci yaşanacak mı?
Çember sisteminden vazgeçildi mi belli değil, vazgeçildiyse, bu kadar kolay gözden çıkartılması, geçen yılki sistemin ne kadar ucube olduğunu göstermez mi?
Başvuru kılavuzu incelendiğinde, hemen hemen her kentteki köklü ve iddialı pek çok okulun yine liste dışı kaldığı dikkat çekiyor.
Peki, bu okullara nasıl öğrenci alınacak?
İkamete ve not ortalamasına göre alınacağı söyleniyor! Peki, bu ne kadar adil?
Çok merak ediyorum, MEB, geçen yıldan bugüne, şişirilmiş not ve çifte ev kiralayanlara yönelik hangi önlemi aldı?
Yine herkes sınava girecekse TEOG niye kaldırıldı?..
Kayıtlar nasıl olacak?
Ortaöğretime Geçiş Yönergesi’nde “Sınavsız öğrenci alacak okullara geçişle ilgili usul ve esaslar kılavuzla belirlenecek” deniliyor.
Peki, o kılavuz ne zaman çıkacak?
Söylenen o ki başvuru kılavuzunda liste dışı kalan okullara, ikamete ve not ortalamasına göre öğrenci alınacak.
Geçen yıl, çok karmaşık bir çember sistemi vardı. Bu yıl yine o söz konusu mu, yoksa sadece adrese, nota ve devam süresine dayalı bir sistem mi uygulanacak, kesin hatlarıyla belli değil.
Bakan Selçuk, ocak ayında yaptığı açıklamada, öğrenci ve velileri rahatlatacak yeni bir kayıt sisteminin getirileceğinden söz etmişti ama hâlâ bu konuda bir detay yok! Muhtemelen, o detaylara, Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu’nda yer verilecek ama o zaman da çok geç kalınmış olunmayacak mı?
Başvuru Kılavuzu’nda keşke bu konuda daha ayrıntılı bilgilere yer verilseydi. Hâlâ da geç kalınmış sayılmaz.
En azından başvurular bitmeden ikna edici bir yerleştirme sistemi açıklanırsa, pek çok öğrenci, boş yere sınava başvurmaz ve dolayısıyla sınav işkencesinden de kurtulmuş olur.
Kaç kişi başvurur?
MEB’in öngörüsü, geçen yıl, LGS’ye 200 bin civarında öğrencinin gireceği yönündeydi ama belirsizlikler yüzünden bir milyon aday başvurdu ve sınava girdi.
Devamında da “Madem herkes sınava girmeye devam edecekti, o zaman sistem niye değişti?” tartışmaları yaşandı.
Bu yıl da benzer tartışmaların yaşanmaması için yerleştirme, kayıt ve nakil süreçlerinin en ince ayrıntısına kadar açıklanması gerekiyor.
Örneğin, bu yıl özel okullar nasıl öğrenci alacak?
Yine aynı sınava girip, farklı bir tercih, yerleştirme ve kayıt süreci mi yaşanacak? Yoksa üniversiteye girişte olduğu gibi tek sınav ve özel, devlet demeden, sınavla öğrenci alan tüm liseleri içine alan tek bir merkezi yerleştirme sistemi mi uygulanacak?
MEB, bu konuda bir bilgilendirme masası kurarak ya da Alo Sınav Hattı açarak tüm soruları anında cevaplamak zorunda, yoksa önünü göremeyen tüm öğrenciler, sınava başvurmak zorunda kalır ve sınav yarışı, hiçbir değişikliğe uğramadan aynen devam eder.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki direktifi, öğrencileri yarış atı olmaktan kurtarıp, çocukluklarını doyasıya yaşamalarına fırsat tanınması yönündeydi!..
Ziya Hoca, koltuğa oturmadan önce sınavlara karşıydı. Bakalım kaç çocuğumuzu bu sınav yarışından kurtaracak?
Eğer yine bir milyona yakın öğrenci LGS için başvuruda bulunursa, velilere ya sabır dilemekten başka çare kalmıyor!..
Sınavın içeriği
Sınavın içeriğinde çok fazla bir değişiklik yok.
Sözel bölümde Türkçe’den 20, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Yabancı Dil’den ise 10’ar olmak üzere toplam 50 soru sorulacak. Sayısal bölümde ise öğrencileri, 20 Matematik ve 20 Fen Bilimleri alanında olmak üzere toplam 40 soru bekliyor.
Sayısal için 80, Sözel bölüm için ise 75 dakika süre tanınacak.
Ha bu arada, ekinliklerin ve bireysel yeteneklerin de yerleştirmede dikkate alınacağından söz ediliyordu, bu konuda bir gelişme var mı bilmek isteriz.
Çocuklarımıza değer katan her birikimin, bir üst eğitim kurumlarına geçişte dikkate alınması, onların kazanımlarını artıracaktır. Oysa mevcut sınav sistemlerinin bırakın diğer yetenekleri geliştirmeyi, akademik anlamda da hiçbir kazanım sağlamadığı, çok net ortada!..
Özetin özeti: Kurtulalım dedikçe, sınav bataklığına daha da batıyoruz!..