ÖSYM, güya, ülkemizin en ciddi kurumlarından biri. Ama öylesine büyük hatalar yapıyor ve öylesine saçma sapan kurallar koyuyor ki milyonlarca gencin hayatını karartıyor. MEB’in yaptığı da ondan farklı değil.
LGS ve YKS’de yaşanan gerçekler Osmanlı şamarı gibi bir kez daha suratımızda patladı! Neydi onlar:
- Eğitimin dibe vurduğunu bir kez daha gördük.
- Öğrencilerin kimsenin umurunda olmadığı bir kez daha anlaşıldı.
- Sınavların, adil, güvenilir ve seçici olmadığı bir kez daha anlaşıldı.
- MEB ve ÖSYM yanlışsız soru hazırlayamıyor.
- Anlı şanlı okul ve dershanelerin anlı şanlı öğretmenleri yanlış soruları göremedi! Yeni iptaller gelebilir.
- Öğrencilerden bir iki dakika içerisinde cevaplanması istenen soruları hocalar saatlerce hatta günlerce çözemiyor!
- Öğrenciye en ufak bir hatada ceza yağdıran kurumlar, söz konusu kendileri olduğunda, bu hataları yapanları, bırakın cezalandırmayı, adeta ödüllendiriyorlar...
Bu kadarı olmamalı!
Komik ya da abartılı görünse de işte sınavlarda gelinen son nokta:
“Sayın Güçlü, 21. yy’da, öğrenciler altlarını bezleyerek sınava giriyor. İnsanlık onuruna yakışmayan, bu uygulama birçok öğrenciyi başarısız ve mağdur ediyor...”
Altına kaçıran çok olmuş! Kimyası ve sınavları altüst olmuş. Bu kadar mı çocuklarımıza güvenmiyoruz!..
İşte birkaç örnek daha:
- Konya’da sınava geç kaldığı için giremeyen öğrenci, “Bu benim hayatımın sınavı” diyerek gözyaşı döktü. Mareşal Mustafa Kemal Ortaokulu’nda yapılan sınavda kural gereği, saat 10.00’da okulun kapıları kapatılarak sınava giriş sonlandırıldı. Saat 10.05’te okulun kapısına gelip, sınava girmek isteyen bir erkek öğrenci, polisten giremeyeceğini öğrenince gözyaşlarını tutamadı. Polise uzun süre yalvaran öğrenci, “Ağabey lütfen. Allah aşkına. Kaçıramam bunu. Saat daha 5 geçiyor. Ağabey bu hayatımın sınavı. 5 dakika geç kaldım. Bir şey olmaz ağabey, beni alın. Ağabey ben ne yapacağım şimdi?” dedi.
Tüm uğraşlarına karşın sınava giremeyen öğrenci, üzgün bir şekilde okuldan ayrıldı. Bir kız öğrenci de aynı şekilde sınava giremedi.
- İzmir’de Ege Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi’nde sınava girecek olan bir kız öğrenci, giriş saati olan 10.00’u 8 dakika geçe geldiği için salona alınmadı. Öfkelenen öğrenci, sınava giriş belgesini yırtıp, elindeki su şişesini atarak gözyaşlarına boğuldu ve sinir krizi geçirdi.
Eskiden böylesi adaylar için şaşkınlar sınıfı vardı. Onlar için en büyük ceza, kaybedilen zaman olurdu. Kim, böylesine hayati bir sınava isteyerek geç kalır ki!..
n Avcılar’da, genç kız kulağındaki piercing’leri çıkaramayınca YKS’ye giremedi. Binaya gelen adaylardan 4’ü de fotoğraflı, geçerli kimlikleri olmadığı için binaya alınmadı.
Durumu özetleyen bir tutanak tutup, adayın daha sonra resimli kimlik getirmesi istenemez miydi! Bu, o kadar zor muydu! Ve hani başındaki örtü, kulaktaki küpeyle değil, beyninin içindekilerle ilgilenilecekti?
- Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Gaffar Okkan Anadolu Lisesi’nde sınava sürücü belgesiyle girmek isteyen Melih Fırat (22) kapıda görevlilerin uyarısıyla karşılaştı. Görevliler, Fırat’a sınava sürücü belgesiyle alınmayacağını belirtti. Görevlilerin nüfus cüzdanının şart olduğunu söylemesi üzerine aday, ağabeyini arayarak evde bıraktığı kimliğini getirmesini istedi. Ağabeyi kimliği geç ulaştırınca aday sınava alınmadı. Aday gözyaşlarına boğulurken, ağabeyi sınav görevlilerine tepki gösterdi.
Yuh ki yuhhh!
- TYT’ye katılan 24 yaşındaki Sercan Bolat yaşamını yitirdi. Bolat’ın sınav sırasında fenalaştığı ve yere düşerek başını çarptığı öğrenildi. Acil sağlık ekiplerince Lokman Hekim Sincan Hastanesi’ne kaldırılan Bolat’ın yolda kalbi durdu. Bolat’ın 2 yıllık evli ve bir erkek çocuğunun olduğu öğrenildi.
Değdi mi be Sercan. Gençlerimize böylesi heyecanlar yaşatmak, hayatlarını altüst etmek kime, ne kazandırıyor?
Hata yapılmaz mı, hepimiz yapıyoruz. Ama faturası bu kadar ağır olmamalı!
Özetin özeti: Gençlerini böylesine kolay harcayan bir başka ülke var mı acaba? Onları çok seviyoruz ama canlarına okumaktan da hiç geri kalmıyoruz.