Başlıktaki sözler Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a ait.
Dün ders başı hazırlığı yapan 1 milyon öğretmene seslendiği konuşmasında dile getirdi.
Öğretmenleri yücelten daha pek çok benzer cümlesi var.
Şimdi, hemen, “Lafa bakılmaz, ayinesi iştir kişinin” diyen çok olacaktır.
Ama yine de gelin önce onlara bir göz atalım:
Doğru eğitim!
- Gökyüzündeki bulutlar değişir, açılır, kararır. Aslolan gökyüzü olmaktır, bulut olmak değildir. Bulutlar ya da şartlar ne olursa olsun öğretmen çocuğun hakkını sorgusuz ve peşin veren kişidir. Şartlar kötü olsa bile, çocuğun hakkı pazarlık konusu bile olamaz.
- Çocuğun hayatına dokunmak, onunla her gün göz göze gelmek, onun hayatında çocuk diliyle söylersek ‘kocaman’ yer sahibi olmak, bazen anneden ve babadan dahi önemli bir yer tutmak, umut dolu çocuk dünyasının kaptanı ve kahramanı olmak. Öğretmenlik dediğimiz, tam da böyle bir şey. Öğrenmeyi “hükmedici bir öğretmen” olarak değil, “kolaylaştırıcı bir rehber” olarak yapmayı tercih etmek.
- Bir öğretmen, öğrencisi için ya toprak olur ya bahçıvan. Topraksa çocuğun yetişmesi için her türlü koşulu hazırlar ve kucağında hayat bahşeder. Hayatın hediyesi ve emanetine sessizce hayranlık duyar. Bahçıvansa sürekli budamayı düşünür. Şurası olmadı, burası olacak der. Budayamazsa uzman bulur, budattırır. Ek dersti, etüttü, takviyeydi, budar. Toprak her misafire hürmet eder. Bahçıvansa ayrık otu arar durur.
- Doğru eğitimi büyük binalar değil, büyük insanlar verir.
- Çocukların gelişimi öğretmenin gelişimine doğrudan bağlıdır. Çocukları ancak ve ancak kendimize yatırım yaparak zengin kılabiliriz. Öğrenciler, ilk nazarda öğretmenlerin kalbiyle ilgilenir, beyniyle değil. O yüzden deneyimli öğretmenler bütün çocukların gözüne gözleri ve gülümsemeleri değmeden derse başlamaz.
- 1970’lerden beri eğitim sistemimizin istikametinde bir değişiklik, bir kayıp var. Dünyanın 4’üncü büyük kırılmasına şahit olacağımız bir döneme giriyoruz. Bu, bizim için günlük operasyonlarla gerçekleş- tirilecek bir dönüşüm değil, çok daha büyük değişiklik, ekosistemin tümüyle değiştirilmesinin gerektiği bir durum.
Ömür boyu eğitim
- Öğrenci sayımız hemen hemen 150 ülkenin nüfusundan daha fazla. Bu, hakkını verdiğimizde büyük bir nimet, hakkını veremediğimizde ise büyük bir külfetin habercisi.
- Öğretmenler olarak en büyük yanılgımız, Peyami Safa’nın deyişiyle, üniversite bittiğinde eğitimimizin bittiğini sanmamız olacaktır. Diplomamız değil, daha sonra öğrendikleriniz ve yaptıklarımızdır ruhumuzdaki ateşimizi büyüten. O nedenle, iyi bir öğretmen hiçbir zaman mezun olmaz, hep öğrenci kalır.
- Siz bizim hikâyemizin baş kahramanlarısınız. Sizin bize desteğiniz olmadığı müddetçe başarmamız imkânsız. Sizden tek ricam, birlikte, yeniliklere açık çalışmalar yürütmeniz.
- Öğretmen Ziya Selçuk olarak yanınızdayım. Birlikte başaracağız. Eğer bu çorbada bizim de tuzumuz bulunsun istiyorsak, birbirimize destek olalım. Hiçbir mazeret, hiçbir ideolojik görüş farklılığı çocuğun hakkını ihmal etmemize engel olamaz.
- Eğer biz büyük bir aileysek, 1 milyon öğretmenimiz var diye övünüyorsak, onların seslerine kulak vermemiz lazım. “1 milyon öğretmen 1 milyon fikir” projesi olacak...
Değer vermek!
Öğretmene değer vermek çok önemli. Ama bu sözde kalmamalı. Yoksa, çok daha incitici oluyor...
Ziya Hoca, geldiğinden bu yana öğretmenlere yönelik önemli mesajlar veriyor.
Samimiyetinden de zerre kadar kuşkumuz yok!
Sıra, şimdi, söylediklerinin içini doldurmakta.
Örneğin, parçalanmış öğretmen ailelerini birleştirerek, adil bir kadro dağılımı yaparak, öğretmenin verdiği nota saygı duyulmasını sağlayarak, ek atama için Maliye’den kadro alarak, aynı okulda, aynı derse giren öğretmenler arasındaki statü farkını kaldırarak, öğretime başlama ödeneğini makul bir düzeye çıkararak ve en önemlisi de sadece kendisinin değil, bürokrasinin de onlara saygı duymalarını sağlayarak işe başlayabilir...
Özetin özeti: Ben gördüğüme inanırım...