Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki ilk 500’ün içinde iki üniversite değil, sayıyı çok daha artırmamız lazım. Ben hocalarımdan özelikle istirham ediyorum. Biraz daha gayretle bu ilk 500’ün içine çok sayıda üniversitelerimizle girelim ve adımızı farklı şekilde yazdıralım” çağrısı yaptı.
Merak ettim? Niye ilk 100 değil de 500?
Ekonomide 20 ve daha pek çok konuda ilk 10 hedefimiz varken, en iyi üniversiteler sıralamasında niye ilk 500?
Üniversitelerimize ve hocalarımıza inanmadığından mı?
Kesinlikle sanmıyorum.
Gençlerimize güvenmediği için mi?
Mümkün değil.
Üniversite altyapımız mı eksik?
Tam tersine, fazlamız var eksiğimiz yok?
Peki, o zaman neyimiz eksik?
Hemen her şeyin en iyisini, en büyüğünü, en güçlüsünü isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı üniversiteler konusunda bu kadar temkinli olmaya zorlayan ne?

Haberin Devamı

Ha gayret!..

Erdoğan, önceki gün, Beştepe’de düzenlenen Yükseköğretim 2018-2019 Akademik Yıl Açılış Töreni’nde özetle şunları söyledi:
“Türkiye yükseköğrenim sistemi bugün gerçekten çok ileri bir seviyede bulunuyor. Ülkemizde faaliyet gösteren 205 yükseköğrenim kurumumuzda 7 milyon 611 bin öğrencimiz bulunuyor. Almanya’daki üniversitelerde 3 milyon öğrenci var. Bizde ise hamdolsun, 8 milyona yakın. Keyfiyet-kemiyet (nitelik-nicelik) noktasında bir sıkıntımız var. Dünyadaki ilk 500’ün içine iki üniversite değil, bu üniversitelerin sayısını çok daha artırmamız lazım. Onun için ben hocalarımdan özelikle bunu istirham ediyorum. Biraz daha gayret. Biraz daha gayretle inşallah bizler bu ilk 500’ün içine çok sayıda üniversitelerimizle girelim ve adımızı oraya da çok daha farklı bir şekilde yazdıralım...”

Kalite, kalite, kalite!

“Eğitim-öğretim konusunda pek çok meseleyi çözdük. Bundan sonra kaliteye odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Cumhur- başkanlığı Hükümet Sistemi’ni kurarken iki başlığa özel önem vererek bu alanları doğrudan şahsıma bağlı özel ofisler arasına aldık. Biri Dijital Dönüşüm, diğeri de İnsan Kaynakları Ofisi” diyen Erdoğan bakın gerekçelerini de hangi sözlerle açıkladı:

Haberin Devamı

- Türkiye her alanda çağı yakalamak ve ötesine geçmek istiyorsa, önce dijital dönüşümünü tamamlamak zorundadır.
- Teknolojide geri kalan bir ülkenin bilimde ve sanayide hedeflerine ulaşması mümkün değildir.
- Ülkemizin sahip olduğu verileri ve ürettiği bilgileri topraklarımız gibi hassasiyetle korumazsak geleceğimize güvenle bakamayız.
- Üniversite mezunlarının istihdamını takip ederek üniversite ve bölüm bazında başarı düzeyini ölçmeyi planlıyoruz.
- Temeli ne kadar sağlam atarsak üzerindeki binanın o derece sağlam olacağı açıktır.
- Eğitim-öğretim hayatında ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ bilinciyle yetişen hiç kimse ne içeride ne dışarıda ülkesinin aleyhinde faaliyetlere kalkışmayacaktır.
- Üniversitelerimizin ve akademisyenlerimizin atalete düştüğü yerde toplumumuzun büyük atılımlara girmesini beklemek beyhudedir.

Özerklik, kararlılık, takip

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yukarıdaki sözlerinin altına hangimiz imzamızı atmayız?
Hepsi de evrensel değerler!
Peki o zaman üniversitelerimiz nasıl şaha kalkar, nasıl ilk 500 için değil de ilk 100 için yarışır hale gelirler?..
İşte yine bu noktada evrensel değerlere yönelmek gerekiyor! Birinci öncelik özerklik! O olmazsa olmaz. İkincisi liyakat ve motivasyon, üçüncüsü planlama, takip ve kararlılık, dördüncüsü de olabileceğine inanmaktır!
Peki, bunlardan ne kadarı bizde var?..
Özetin özeti: Önemli olan sayılar ve büyüklükler değil, evrensel değerler çerçevesinde gelinen noktadır!..