Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta sonu için size üç farklı öneri sunuyoruz.
Eminim ki her üçü de sadece keyfinize keyif katmakla kalmayacak, biri düşündürecek, diğeri eğlendirecek, öteki de tatil hayalleri kurduracak...
Nilüfer Devecigil’in ömrünün üçte biri okumakla, üçte biri gezmekle, diğer üçte biri de insanları tanımaya çalışmakla geçti.
ABD’nin iyi üniversitelerinde öğrenim gördü. Mastırını da, artık ne demekse, “Ben ötesi psikoloji” üzerine yaptı.
Halen, bireysel danışmanlık, ebeveynlik ve oyun terapisi eğitimleri veriyor.
Işığın Yolu diye yeni bir kitabı çıktı.
İnsanı insanı insan yapan özellikleri, ilişkileri yani bizi sorguluyor.
Madalyonun iki yüzü!
Söze, “Şimdi bir hikâye anlatacağım” diye başlıyor ve devam ediyor:
“Ayşenur ile Michael’in hikâyesi, içinde pek çok başka hikâyeyi barındırıyor. Kıtaları, okyanusları aşan, insan olmanın ortak özelliklerinde kendini bulan bir hikâye. Belki, sizin, belki benim, belki de hiç tanımadığımız parçalarımızın, parçalarınızın hikâyesi. Bir aşk, bir ebeveynlik, bir ilişki yolculuğu. Her yolculuk, pek çok başka yolculukla kesişir. Yolun ne zaman ne getireceği bilinmez. Yolu kontrol etmeye çalışan yolcu, aynı sokaklarda gider, gelir, başka sokaklardan, başka caddelerden, yollardan haberi bile olmadan. Korkularının, geçmişin karanlık kuyularında saklı olduğunu bilmez, o korkuları yolda bırakmanın mümkün olduğunu da. Bazen yolculukta karşılaştığımız, dostlar, aşklar, bazen inançlarımız, bazen hiç bilmediklerimiz açar o kapıları. Açar ki aynı korkuları aktarıp, aynı çıkmaz sokaklarda tutsak etmeyelim, dünyaya tertemiz getirdiğimiz çocukları...” diye devam ediyor ve yine gizemli cümlelerle noktalıyor:
“Bir kere ışığı tanımaya başladı mı yolcu, o ışığın içindeki karanlıkları anlamlandırır. Karanlık ile ışığın, bir madalyonun iki yüzü gibi olduğunu anlar. Madalyonun iki yüzünün de aynı yüz olduğunu tecrübe ettiği an ise artık varılacak bir yer olmadığını, hayatın sadece bir yolculuk olduğunu kavrar...”
Romandaki kahramanların hepsi de gerçek ve sanki her bir satırı, hayatımızdan izler taşıyor. Zor gibi ama dilini ve tarzını fazlasıyla seveceksiniz...(Doğan Kitap,233 sayfa, 21 TL)
Gülmeyi özlediyseniz
Barbaros Uzuner’i ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum ama eğer gidip bir oyununu, özellikle de “Türk müsün Canım”ı izlerseniz, eminim ki bir daha hiç unutmaz ve yaptığı her şeyi, çok daha yakından takip edersiniz.
Türk müsün Canım, her şeyiyle bizi anlatıyor.
Yaşayıp da hiç üzerimize toz konduramadığımız yönlerimizi, bazen tiye alıyor bazen de Osmanlı tokadı gibi suratımıza patlatıyor.
Siyasi hicvi, ne zamandır unutmuştuk.
Bu işlerin üstadı diye bilinen abileri gibi kaçak güreşmiyor. Onların cesaret edemediği konularda, kırmadan, dökmeden, hakaret etmeden ustaca mesajlar veriyor!..
Yakında yurt dışı turnesine çıkıyormuş, kaçırmayın, izleyin!
Yarın akşam, yolunuzu Profilo’ya düşürün ve Türkiye’ye ve bize bir de Barbaros’un penceresinden bakın!
Bazen ders veren hoca gibi görünse de zerresi akılda kalmayan sabun köpüğü geyiklere bin tercih edilir.
En azından, güldürürken de düşündürüyor...
Karar sizden, Rota bizden
Yaz geliyor.
Tatile hazır mısınız?
Seyahat planları yaptınız mı?
Sakın geç kalmayın!
Son dakika tercihleri hem maceraya dönüşüyor hem de çok pahalıya mal oluyor.
Geçenlerde yazdım, çalış, çalış nereye kadar deyip, seyahat planları yaparken, niye bütün bunları sizlerle paylaşmayalım noktasına geldik ve Milliyet Rota’yı yarattık.
Eminim ki içinde hoşunuza gidecek pek çok ayrıntı bulacak ve siz de seyahat planları yapmaya başlayacaksınız.
Erken rezervasyon avantajlarından alternatif tatil ve seyahate kadar yok yok gibi.
10 sayfa yeter dedik, 20 sayfa bile yetmedi.
Meğerse tatile, seyahate, turizme, eğlenceye, mutfağa yönelik ne kadar çok ayrıntı varmış.
Seyahatin her türlüsünü, mutlu gidip, mutlu dönmek istiyorsanız ve en önemlisi de nereye, ne zaman, niye, kiminle gitmek istiyor ve ne kadara mal olur diyorsanız Pazar Milliyet’inizi şimdiden ayırtın derim...
Özetin özeti: Güzellikler ancak yaşandığında farkına varılır!..