Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Liselere Giriş Sınavı (LGS) için başvurular yoğun bir şekilde devam ediyor.
Neden? Çünkü “İyi bir üniversitenin yolu, iyi bir liseden geçiyor! Eğer iyi bir liseye giremezseniz, iyi bir üniversiteye giremez, iyi bir meslek edinemez ve bu yüzden hayata havlu atmak zorunda kalırsınız gibi bir algı söz konusu.
Bu yüzden de hemen herkes popülaritesi en yüksek liselere girmek istiyor.
Peki, doğru olan bu mu?
Tartışılır ama çok daha önemli olan, başta öğrenciler olmak üzere, ailelerin beklentileri!
40 yıllık meslek hayatı tecrübem, iyi okul yoktur, iyi öğrenci vardır. İyi öğrenci de nerede olursa olsun, bir şekilde yoluna devam eder, zirveye tırmanır. Eğer sınavlar ve okullar bu kadar etkili olsaydı, sadece ülkemizin değil, dünyanın vitrininde sınav şampiyonları ve belli okulların mezunları olurdu. Ama vitrin öylesine renkli ki her liseden, her üniversiteden mezunlar var. Hatta eğitimini yarıda bırakıp da kendi alanlarında dünyanın en tepesine çıkanları görmek mümkün!..
Yani, eğitim, okul elbette çok önemli ama o liselere, o üniversitelere girip bitirdiğinizde, istediğiniz mesleği seçtiğinizde, hayat, size her şeyi sunmuyor. Anlayacağınız, diplomayla her şey olunmuyor. O sadece bir anahtar, hangi kapıları açacağınıza siz karar verecek ve o açılan kapıdan girdikten sonra da mücadeleye hep devam edeceksiniz. Bu yüzden tüm enerjinizi, tıpkı maratonda olduğu gibi yarışın en başında bitirmemelisiniz. Daha kat edilecek çok yol var!..

Haberin Devamı

Zor karar!

Yüz binlerce aile için şu günlerde çok zor soru şu:
LGS’ye başvuralım mı yoksa hiç gereği yok mu?
LGS’ye başvursalar kendilerini bir anda sınav stresinin göbeğinde bulacaklar, yok eğer vazgeçerlerse, ileride büyük pişmanlıklar yaşayabilirler!
Peki, doğru olan ne?..
Hedefler çok önemli.
“Nasıl bir lise, nasıl bir meslek, daha da önemlisi nasıl gelecek?” sorularının cevabını bulmadan lise seçmek, dolayısıyla sınava girip girmemeye karar vermek yanlışların en büyüğü olur...
Şu yaştaki bir öğrenci böylesi çok önemli sorulara nasıl cevap bulabilir diyenleriniz elbette olacaktır.
İşte bu noktada anne, baba ve öğretmenlere çok önemli görevler düşüyor.
Herhangi bir dayatma ya da yönlendirmede bulunmadan, öğrencinin kendisi için en doğru yol haritasını çizmelerine yardımcı olmaları gerekiyor.
Bu noktada başvuracakları en önemli referans, öğrencinin, ilgi ve yetenekleri ile hayattan beklentileri olacaktır...
Okulla arası çok da iyi olmayan ama zorunlu eğitim nedeniyle liseye devam etmek durumunda olan ve bir an önce işe atılmak isteyen bir öğrenciyi meslek liseleri dururken fen ya da Anadolu liselerine yönlendirmek ne kadar hatalıysa, hedefi belli öğrencilere, “Bir de şu seçeneği denemelisin” demek de bir o kadar yanlıştır.
Evet, herkes sınava girmek zorunda değil ama ortada öylesine çok belirsizlik var ki, “Girsem ne kaybederim ki?” diyen öğrencilere, “Hayır, girme” telkininde bulunmayı hiç kimse göze alamaz. Çünkü ileride yaşanabilecek bir mağduriyetin sorumluluğunu kimse almak istemez...
Sınavları ya tutarsa mantığı üzerine oturttuğumuz ve tercih edilebilecek okullar listesine her türden okul aldığımız için başvuru sayısı bu yıl da tahminlerin çok üzerinde olacaktır.
Velilere önerimiz, rahat olmaları. Çünkü o kadar fazla değişken var ki ne kadar başarılı olursa olsunlar, bazen istedikleri sonuca ulaşamayabilirler. Ve bu durum asla dünyanın sonu değildir!..
Özetin özeti: Hani bu sınav belasından kurtulacaktık!..