İstanbul’da, YTÜ’de, dün, “Yarının Eğitim Zirvesi” adı altında ilginç bir sunum vardı. Konuşmacıların çoğu G. Koreliydi. Kore eğitim sistemini daha önce gidip yerinde incelediğim için, ilgimi çekti ama ancak yarım gün dayanabildim... Çünkü bardağın sadece dolu tarafı gösteriliyor ve soru sorulmasına fırsat verilmiyordu. Yani anlatılanlarla, sempozyumun işleyişi taban tabana zıttı. Peki, ilginç saptamalar yok muydu? Fazlasıyla vardı. Keşke biraz da interaktif olsaydı, sağladığı yarar daha fazla olabilirdi.
Bakan Selçuk da bekleniyordu, hatta programda konuşması da gözüküyordu ama belli ki daha önemli işleri vardı ki gelemedi! Açılış şovunu Korelileri temsilen bir robot, bizi temsilen de kum ressamı Veysel yaptı. Robot Sanbot’un mesajı ilginçti: “Siz insanlar, bizden daha yaratıcı olabilirsiniz ama biz robotlar da sizden daha çalışkanız.”
Rüya okullar
Koreliler son yıllarda eğitimde sürekli yeni arayışlar içindeler. Mutlu Eğitim Projesi onlardan biriydi. Rüya okullar da bir yenisi. Okul yok, öğretmen yok, müfredat yok, öğrenci ne isterse onu düşünüyor, onu yapıyormuş! Ailesi ve eğitimciler de gerektiğinde onlara destek oluyormuş! Peki, hangi yaş kuşağı? Bunu, ne onlar anlatabildi ne de biz sorabildik. Peki ya sonuçlar? Henüz üç yıl olmuş!
Bu tür projelerin başarısı ya da başarısızlığı ancak 30 yıl sonra belli olur ki tabii eğer kalıcı olursa. İşte Koreli devlet adamları ve eğitimcilerinin konuşmalarından bazı satır başları:
- Dünyanın 11. ekonomisine sahibiz, PISA’da ilk üçteyiz, ilk 500’de 12 üniversitemiz var.
- İstanbul’a ayak bastığımda kendi evime gelmiş gibi hissettim. Arada 6 bin kilometre olsa da ortak bir tarihimiz var.
- Benim eyaletimde 31 kent, 450 okul, 450 bin öğrenci, 23 bin öğretmen var. Okulları yenileyip inovatif okullar yaptık, müfredatı devlet belirliyor ve yasalarla sınırlıydı, onu esnettik, öğrencilerin hayallerini gerçekleştirecekleri rüya okullar açtık.
- Öğretmenin görevi, çocuğu motive etmek ve ona öğrenme ortamı sunup kendi kendilerine öğrenmelerini sağlamaktır.
- Rüya okullar normal okullardan çok farklı. Müfredat, okul, ders, teneffüs, öğretmen yok. Öğrenciler kendi programlarını kendileri yapıp kendileri yönetiyor.
- Geleceğin eğitimi, zorlukları tespit edip, çocukların bunları aşmasını sağlamaya yönelik olmalı.
- Rüya okullar 2015’te 209’du, şu an 1140 okula ulaştık, 2019’da 2 bine çıkacak. Öğrenciler her şeyi kendi kendine yapıyor. Okulların hepsi farklı. Örneğin, Finans, Drama, Sinema, Müzik okulları var.
- Öğrencinin öncü olduğu bireysel müfredat programları çok önemli. Yeni öğrenme mekânlarına ihtiyacımız var ve öğretmenin rolü kesinlikle değişmeli.
Harvard’dan iyiyiz!
- Türk askeri Kore’de bizim için sadece savaşmadı, çocuklarımız için okullar da kurdu.
- Kore, eğitimi merkeze koyan bir ülke, aileler çocuklarını mutlaka okutur.
- Üniversitelerde akademik mükemmeliyeti ve ulaşılabilirliği sağladık, liselerde ise sınavları kaldırdık.
- Harvard ve Seul üniversiteleri araştırmaya aynı parayı harcamış ve sonuçlar aynı ve bazen Harvard’ı geçiyoruz. Sizin üniversiteleriniz de bu hale gelebilir!
- Bizim hikâyemiz başarı ve başarısızlıklarla herkese yol gösterici olabilir. Kore mucizesini Almanya ve Japonya’da da görebilirisiniz, bizim farkımız çok kısa sürede yapmamız.
- Kore mucizesinin temelinde eğitim var.
- İhracata yöneldik. Çok şey ürettik ve hep ihraç ettik!..
Acıbadem Okulları’nın öncülüğünde gerçekleşen sempozyumda, konuşmacılardan biri, “Kore bunu başardıysa, biz daha fazlasını başarabiliriz” diye salona tekrar ettirmeye kalktıysa da çıt çıkmadı.
Özetin özeti: Kore eğitiminin de bizim gibi ciddi sıkıntıları var. Tek farkımız, onlar bunun farkında ve sürekli arayış içindeler, biz ise hâlâ sorunları tespitle zaman kaybediyoruz.