KKTC, şimdiye kadar çoktan bir üniversite adası olabilirdi ama hâlâ geç kalmış sayılmaz.
Yeter ki onlar ne istediğine, biz de onlardan ne beklediğimize doğru olarak karar verelim.
Büyük hayallerle kurulan üniversitelerin haksız rekabet ortamında yok olmalarını beklemek şu an için en son yapılacak iş olmalı!
KKTC, tıpkı İngiltere gibi bir eğitim adası olabilirdi ama nedense bu, ne bizim ne de onların önceliği oldu.
Türkiye olarak, eğitim konusunda ciddi yatırımlar yaptık, rol modeller yarattık ama devamını getiremedik.
Üniversitelerine hem özerksiniz dedik hem de YÖK’ün boyunduruğu altına verdik.
Bu konuda elle tutulur hiçbir politikamız olmadığı için de tıpkı mehter takımı gibi iki ileri, bir geri gidip geldik.
KKTC’ye gelince, onların da bu konuda ciddi bir dik duruşları olmadı. Hep kolaycılığa kaçtılar. Biz yaptık oldu, dediler. Tıkandıklarında, siyasetçilere sarıldılar. Üniversite sayısının abartılı noktalara gelmesine seyirci kaldılar...
KKTC üniversiteleri, geriye dönüp bakıldığında, her şeye rağmen, hem eğitim öğretim açısından hem de dünyaya açılma vizyonu konusunda, düne göre çok daha iyi durumdalar. Daha da iyi olabilirler...
KKTC medyası, eğitim konusunda çok duyarlı. Eğitimin önemine ve çok daha kaliteli olması gerektiğine herkesten fazla onlar inanıyor. KKTC halkının üniversite ve öğrencilere bakış açısı da her geçen gün çok daha iyi noktalara taşındı. Siyaset her ne kadar bizde olduğu gibi kendi derdine düşse de eğitime verilen değer hiç azalmadı ama yeni projeler de üretilmedi.
Dijital bir çağa giriyoruz. Yapay zekâ önümüzdeki yıllara damga vuracak. Yazılım, kodlama, bilişim yaşamımızın bir parçası olacak.
Ve eğer KKTC bu konuya odaklanırsa, inanılmaz projelere imza atabilir, Ada’nın gelecek yüzyılı da bugünkünden çok farklı olabilir...
KKTC üniversiteleri
Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, ODTÜ KKK, İTÜ KKTC, Akdeniz Karpaz Üniversitesi, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi, Uluslararası Final Üniversitesi, Kıbrıs Ada Kent Üniversitesi, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi, Kıbrıs İlim Üniversitesi, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Uluslararası Final Üniversitesi...
Bu üniversitelerin yanı sıra daha pek çok Türk ve yabancı üniversitenin KKTC kampüsleri bulunuyor ama YÖK’ün listesinde yer alan üniversiteler sadece bu kadar!..
Bu arada 14 üniversitenin kuruluş çalışmalarının sürdüğünü ve en az 7’sinin önümüzdeki öğretim yılında öğrenci almaya hazırlandığını da özellikle hatırlatmak isteriz!
Peki, bu üniversitelerde kaç öğrenci öğrenim görüyor?
Bu konuda hiçbir zaman sağlıklı bir rakam elde etmek mümkün olmadı. Çünkü resmi öğrencilerin yanı sıra resmi olmayan ya da kontenjan dışı alınan öğrenci iddiaları hiç eksik olmadı.
Son verilere göre, 55 bini Türkiye’den, 31 bini çok farklı ülkelerden, 13 bini de KKTC’den olmak üzere, 100 bini aşkın öğrenci var.
KKTC üniversitelerine YÖK tarafından hemen her yıl 20 bine yakın kontenjan sağlanıyor ama doluluk oranları çoğu zaman yüzde 50’nin altında kalıyor...
Neler yapılabilir?
Yükseköğretimde yeni arayışlar, sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde olanca hızıyla devam ediyor. KKTC de bu sürecin dışında kalamaz, kalmamalı da. Yani ciddi anlamda bir reforma ihtiyaçları var. Eğer yeniden yapılanmaya gitmezlerse, pek çok üniversitenin kapısına kilit vurmak zorunda kalınabilir!
Peki, bu konuda neler yapılabilir? İşte onlardan birkaçı:
- Üniversite açmak bu kadar kolay olmamalı, daha seçici davranılmalı.
- Doyuma ulaşmış alanlarda yeni bölümler açılmasına izin verilmemeli.
- Kontenjanlar şişirilmemeli ve doluluk oranlarında hedef yüzde 100 olmalı.
- Girişte taban puan, mezuniyette de yeterlilik sınavı getirilerek kalite korunmalı.
- Ticari amaçlı üniversitelerin diğer üniversitelerin imajını bozmalarına izin verilmemeli.
- Kursiyer ve öğrenciler kesin hatlarla birbirinden ayrılmalı.
- Kalite ve şeffaflık konusunda YÖDAK’ın eli güçlendirilmeli.
- Tarafsız ve bağımsız denetim kurulları kurulmalı ve desteklenmeli.
- Derslere devam ve öğrenci takibi daha ciddi boyutlarda yapılmalı.
- Uzun süre uluslararası akreditasyon almayan fakültelerin devamına izin verilmemeli.
- Öğrenci memnuniyeti ve akademik donanım en üst seviyeye çıkartılmalı.
- Yüksek Öğrenim Strateji Belgesi geleceğe göre yeniden şekillendirilmeli.
- Yeni kurulan Avrupa üniversitelerine partner olarak girilmelidir...
Özetin özeti: İsterlerse, bunu başarabilirler!..