İnsan ne için çalışır, niye mücadele eder?
Kişiden kişiye değişen, yüzlerce hedef vardır.
Ama en sonunda gelinen nokta, sağlık, huzur ve keyiftir.
Pazar günü bile hayattan keyif alamıyorsak, ne zaman alacağız?
İşte bu yüzden, her şeyi bir anlığına ya da bir günlüğüne bir kenara bırakın ve günün tadını çıkarmaya çalışın!
Çünkü yarın yine çok zor bir hafta sizi bekliyor!..
Önce siz!
Pek çok konuda olduğu gibi, huzuru ve keyfi de başkalarında arıyor, başkalarından bekliyoruz.
Bize tepside sunulsun istiyoruz.
Gelmeyince, var olan keyfimiz de kaçıyor.
Daha da önemlisi, huzuru, mutluluğu ya da keyfi hep çok uzaklarda arıyoruz.
Hep başkalarının, keyfimizi kaçırdığına inanıyoruz.
Ama bu konuda herkes kadar, bizim de suçumuz var.
Kalıcı bir huzur için ne yapıyoruz?
Kaçıranlara dur deyip, huzur için mücadele verenlere destek çıkıyor muyuz?
Başkalarından beklediklerimizi, istediklerimizi, kendimiz yapıyor, kınadıklarımızdan uzak durabiliyor muyuz?..
Huzura giden yol, aslında sizden, bizden geçiyor!
Tek tek hepimiz mutlu olmadan, bu konuda mücadele vermeden, yol kat etmemiz mümkün değil!
Hemen her şeyimizi taşeronlara havale ediyoruz, hiç olmazsa, huzurumuza kendimiz sahip çıkalım...
Zor ama mümkün!
Huzurun olması için elbette önce evde, işte, okulda, mahallede, kentte, ülkede, dünyada huzurun olması gerekir.
Ortadoğu kaynarken, ülkedeki huzurun kaçmaması mümkün mü?
İşsizliğin hüküm sürdüğü bir ortamda, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız işsizken, her an işten atılma riski varken, siz ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz ki?
Ekonomik krizin ayak sesleri duyulurken, işsizlik sıralamasının en tepesinde üniversite mezunları yer alırken ve buna rağmen üniversite önündeki yığılma, rekor üzerine rekor kırarken, kapanan fabrika sayısı açılanın çok üzerindeyken, terörün her türlüsü canımızı fazlasıyla acıtmışken, eğitim sistemimiz, fırtınada rotasını kaybeden gemi gibi oradan oraya savrulurken nasıl mutlu olabiliriz ki!..
Nasreddin Hoca, bugünün Türkiye’sine baksa, hepimizi tek tek dinlese, acaba ne derdi?
Hepiniz de haklı mısınız derdi yoksa hepiniz de haksızsınız mı?..
Bugünü de aramayalım
Huzur konusunda, umarız, bugünleri de aramayız!
Bu konuda hep başkalarına kızmak yerine, kendimiz ne yapıyoruz ona bakmalıyız!
Mademki belli konularda anlaşamıyoruz, o zaman, ortak noktalarda buluşmak zorundayız!
Ki bunların en başında, ülkemizin huzuru, güvenliği, halkımızın refahı ve çocuklarımızın yarınları geliyor.
Demokrasi, hak, hukuk, adalet, siyaset hep bunun için değil mi?..
Peki o zaman hâlâ neyi bekliyoruz ki!
Özetin özeti: Eğer herhangi bir konuda birinden saygı bekliyorsak, bunu önce biz ona gösterelim, öğretelim, içselleştirelim. Muhtemeldir ki bilmiyordur!..