Gelecek öğretim yılı için kayıt telaşı çoktan başladı. Hangi okul sorusu velilerin cevabını bulmakta zorlandığı soruların başında geliyor. Özel okulların yıllık öğrenim ücretleri, ev ve araba fiyatını geçti. Yabancı dille eğitim tartışması yine gündeme geldi.
Yani, eğitim kazanı fokur fokur kaynıyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uygulamadaki aksaklıkların ortadan kaldırılacağını vurgulayarak, “Öğrencilerimizin istemediği bir okula yerleştirilmesinin de söz konusu olmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim” demiş.
Kayıt dönemi geldiğinde umarız bu sözleri karşılık bulur, herkes istediği okula girme şansı yakalar!..
Kolej ücretleri
Gelecek öğretim yılı için ücretler açıklanmaya başladı. Fiyatlar adeta el yakıyor.
Önümüzdeki yıl 100 bin lira barajını aşan ya da yaklaşan çok okul olacak!
Peki, veli ve öğrenciler, verdikleri bu astronomik paraların karşılığında aradıklarını bulabilecekler mi?
Örneğin iyi bir yabancı dil öğrenecek, istedikleri lise ya da üniversiteye girecek, spordan sanata pek çok alanda donanım sahibi olabilecekler mi?
Peki, bu ücretler daha aşağı çekilemez mi?
Örneğin, devlet, KDV oranlarını yüzde 1’e indiremez mi?
Özel okul sahipleri verdikleri bursu ve inşaat maliyetlerini diğer öğrencilerin sırtına yüklemek yerine kendi ceplerinden ödeyemez mi?..
Eğer bu konuda ciddi önlemler alınmazsa, görünen o ki ciddi krizler yaşanabilir!..
Yabancı dille eğitim!
Yabancı dille eğitim konusu 100 yıldır tartışılıyor.
Görünen o ki aynı hızla tartışılmaya devam edecek. Çünkü doğru zemin üzerinde tartışılmıyor. Yani üzüm yemekten çok bağcıyla uğraşıyoruz...
Yabancı dilde önemli olan, o dilin öğrenilmesidir, nasıl olduğu, emin olun hiç kimsenin umurunda değil.
Türkiye, bu konuda yabancı kolejler dışında çok başarılı örnekleri hayata geçirdi.
Örneğin Anadolu liseleri, örneğin TED Koleji benzeri kolejler.
Süper liseler gibi çok başarısız örnekler de oldu, Anadolu liseleri gibi çok iyi oturmuş sistemleri dejenere ettiğimiz de.
Eğitim ve özellikle de yabancı dil konusu uluorta konuşulacak ya da keyfe keder karar verilecek konular değil. İşte bu yüzden temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilmemesi gerekir.
Bu konuda düne göre daha geride olduğumuz kesin ama atılacak yeni adımlar ne getir, ne götürür bilinmez. Onun için enine boyuna tartışılmasında yarar var ama bin yıl değil!..
Kontenjanlar azalacak
Üniversitelerde önceki yıllarda yüz binlerce kontenjan açığı kalıyordu.
YÖK’ün çaresi sanki kontenjanları azaltmak yönünde. Başkan Saraç dün bu konuda önemli sinyaller verdi.
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere hemen her alanda kontenjanlarda ciddi azalmalar olabilir!..
İyi mi kötü mü?
Napolyon bir ara dünyaya geri dönmüş, nereye baksa, teknoloji baş döndürücü boyutlarda, her şey üzerine üzerine geliyor. “Çabuk kurtarın beni buradan” deyince, onu bir okula götürmüşler, “Oh be, o günden bugüne değişmeyen tek yer burası!” demiş ve rahatlamış.
Peki, böylesi bir durum iyi mi kötü mü?
Kıssadan hisse, eğitimdeki patinaj sadece bizim sorunumuz değil! Dünyanın her yerinde eğitim sancılı ve yeni arayışlar söz konusu.
Bizde de farklı arayışlar var. Bir yandan Milli Eğitim Bakanı öte yandan YÖK Başkanı, sürekli yeni projeler ortaya koyuyor ama çok daha fazlası gerek!..
Özetin özeti: Daha iyi bir eğitim için çok daha fazlası gerek!