Son görevi Avrupa Hukuk Fakülteleri Birliği’nin (ELFA) Yönetim Kurulu Başkanlığı’ydı.
Birkaç toplantıda şahit oldum.
Dünyanın en iyi hukuk fakültelerinin dünyaca ünlü Avrupalı, Amerikalı, Çinli akademisyenleri arasındaki saygınlığı, inanılmazdı.
Ülkemizde de Hocaların Hocası olarak itibarı tavan yapan ender hocalarımızdan biri. Özellikle AB ilişkileri konusunda, neredeyse tüm uzmanlar ve kalburüstü hukukçular onun öğrencisi.
Bu yönlerini zaten biliyordum ama Demirel’in hafızasını hatırlatan derinliğini, kıvrak kalemini ve olaylara bakış açısındaki farkındalığını son kitabında keşfettik.
Lise yıllarından itibaren öylesine çok ülke gezmiş ve öylesine çok uluslararası görevler üstlenmiş ki anıları, 610 sayfalık, büyük boy tek cilde sığmamış! Şu sıralar “Uzunca Bir Özgeçmiş”in ikinci cildini yazıyor...
Haluk Kabaalioğlu Hoca’nın uzunca özgeçmişinde, sadece kendi yaşadıklarını değil, yakın tarihimizi ve gittiği ülkelerin derin analizlerini de görebiliyorsunuz.
Çocukluğunun geçtiği İzmir’i ve dünyaya ilk açıldığı ülkelerden biri olan İsveç’i öyle bir anlatıyor ki gidip, karış karış gezesiniz, o insanları, tek tek tanıyasınız geliyor.
Haluk Hoca ve benzeri isimleri ülke tanıtımında değerlendirmek, birikiminden yararlanmak gerekir. Ama bunu ne YÖK’ün ne de Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığını sanmıyoruz.
Daha önce kuruluşunu gerçekleştirdiği, yönettiği, sırtında taşıdığı kurumlara gelince, pek çoğu, balık hafızalı olduğu için, günü kurtarmanın ötesine geçemiyor. Ama Allah’tan öğrencileri var!..
İzmir günleri
İzmir’le ilgili öyle ayrıntılar var ki ben çocukluğumu bu kadar hatırlıyor muyum, diye hafızamı zorladım, gerisi gelmedi. İşte o ilginç paragraflardan sadece birkaçı:
- Şimdi “Konak Pier” olarak anılan eski gümrük binasının orada Balıkçı Recep vardı, oradan balık alırdık. Yazın bir iki kez de Çeşme’de Rasim Palas Oteli’ne gittiğimizi hatırlıyorum. Bizim yazlığımız yoktu, arada sırada Nuriye Teyzelerin Urla’da deniz kenarındaki yazlıklarına giderdik.
- Keresteci Recep Köknar ve eşi Nimet Hanım, Karşıyaka’daki iskeleden çıkınca, sağdan ikinci sokakta oturuyorlardı. Ayrıca Aliağa’da çok güzel bir yazlık evleri vardı. Tabii o zamanlar Petkim tesisleri, gemi bozma yerleri olmadığı için orası güzel bir köydü. Evin içi modern bir yolcu gemisinin salonu gibi deri koltuklar ve son derece modern eşyalarla dekore edilmişti. Atik isimli dev bir köpekleri vardı. Eyüp Bey Amca’mın Cadillac marka otomobili son derece etkileyiciydi.
Kadıköy-Üsküdar hattında dolmuş olarak çalıştırılan Adnan Menderes’in makam arabasından bir sonraki yılın modeli idi. Tamponunda roket veya mermi iki çıkıntı vardı.
- 6-7 Eylül Olayları olduğunda, 7 yaşında idim. Evden Şair Eşref Bulvarı’ndaki Hocazade Camii’ne yürürken caddeye atılan eşyaları şaşkınlıkla seyrettim. Yerde, bir pul defteri vardı. O zamanlar pul biriktirmek yaygın bir alışkanlık idi. Ben de bu pul defterini sokağa atılmış diye aldım, eve geldim. Babam gördü, çok kızdı, “Git o defteri nereden aldıysan oraya bırak” dedi. Koşa koşa gittim ve
oraya bıraktım.
- İzmir’de Musevi sayısı bugünkünden fazlaydı. Alsancak Pazarı’nda Tuhafiyeci Kapadona aklımda kalmış. O zamanlar Denizyolları’nın İstanbul’dan kalktıktan sonra İzmir’e gelen Ege, Marmara gibi gemileri Hayfa’ya da uğrardı. Çok sayıda Musevi vatandaşımız o gemilerle İsrail’e göç etti.
- Bir başka tanıdığımız Zühtü Civelek Amca idi. Nedense benim Aristotle Onassis’le irtibata geçmemi ister, Manisa kökenli Onassis’in o tarihlerde Güney Amerika’ya gitmek için “Dedemden 50 altın borç aldığını, ancak bunu geri ödemediğini söylerdi. Hayat mecmuasında da 1950’li yıllarda hâlâ Manisa’da yaşayan kız kardeşinin röportajları yayımlanırdı...
Parlak kariyer
15 yıl Yeditepe Hukuk Fakültesi Dekanlığı yapan Haluk Hoca, daha önce de
9 yıl Marmara Üniversitesi AB Enstitüsü kurucu müdürlüğü, 4 yıl Türkiye’nin AB nezdinde daimi temsilciliğinde hukuk müşavirliği, İKV Başkanlığı, KKTC’de bir dönem rektörlük, 4 yıl İstanbul Sanayi
Odası Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu.
Özetin özeti: Haluk Hoca ile ilgili olumsuz konuşan daha bir kişiye bile rastlamadım. Bundan daha büyük bir zenginlik olabilir mi!..