Genç bir nüfusa sahibiz ve en büyük zenginlikleri-mizden biri de bu. Dahası, onlar bizim geleceğimiz ve en büyük güvencemiz.
Yapılan ve yapılacak yatırımları, fazlasıyla hak ediyorlar.
Cumhuriyet tarihi boyunca da kendilerine güvenenleri hiç mahcup etmediler.
Mustafa Kemal’in ülkenin geleceğini onlara emanet etmesi de bu yüzden.
15-20 yıl sonrası Türkiye’nin her açıdan bugünkünden çok daha mükemmel olacağına inananlardan birisi olarak, referans kaynağım, hep, gençlerimiz ve onların mücadeleleri olmuştur.
Asyalı, Avrupalı ve Amerikalı gençlerden çok daha idealist, çok daha iddialı, çok daha girişken ve yaratıcılar. Yeter ki onlara doğru hedef koyalım, önlerini açalım ve sırtlarını sıvazlayalım.
Gerisi kendiliğinden gelecektir.
CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, son günlerde bunalımlar ve intiharlara varan genç işsizliği konusunda “Pembe tablo değil gerçekçi çözüm politikalarının hayata geçirilmesi” amacıyla bir Meclis Araştırma Önergesi verdi.
Önergede çarpıcı tespitler var.
TÜİK’in nüfus projeksiyonlarına göre 2035 yılında genç nüfus fırsat penceresinin kapanacağı uyarısını yapan Özdemir, “Genç nüfustaki artış ve genç nüfusa yönelik stratejik ve sürdürülebilir istihdam politikalarının hayata geçirilememiş olması nedeniyle genç işsizliği hızla artmaktadır. Siyaset kurumunun öncelikli gündem konusu 13 milyon gencimizin iş talebi olmalıdır” diyor.
Doğru hem de çok doğru bir tespit.
Dahası, sadece iktidarıyla muhalefetiyle değil, medyası, işvereni, sivil toplum örgütleriyle de tüm ülkenin öncelikli gündem maddesi işsizlik olmalı. Çünkü hemen her evde bir işsiz var ve ateş düştüğü yeri yakıyor!..
Kadınlar, kadınlar, kadınlar!
Genç nüfusun katma değer yaratması konusunda, önlerine yeni ve farklı fırsat alanları yaratılması gerektiğine vurgu yapan Sibel Özdemir, “TÜİK’in 2018 verilerine göre 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yüzde 20.3’ü işsiz iken, bu oran 2019 yılında yüzde 26.1 gibi devasa bir seviyeye yükselmiştir. OECD ülkelerinde genç işsizlik oranı yüzde 10.9 iken Türkiye’de bu oran yüzde 26 ile OECD ülkelerinin 2 katını aşmaktadır. Her dört gençten biri ekonomik ve eğitim hayatının dışında kalmıştır. TÜİK’e göre ne eğitim öğretimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 24.8 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 17.6; kadınlarda ise yüzde 32.2’dir. Avrupa Birliği’nin (AB) resmi istatistik kurumu Eurostat’ın Nisan 2019’da yayımlanan ‘Çalışmayan, eğitim ve öğrenim görmeyen (20-34 yaş arası) gençler (NEET)’ araştırmasında ise 28 AB ülkesinin ortalaması yüzde 16.5 iken bu oran Türkiye’de yüzde 33.2’dir. Burada asıl çarpıcı olan, çalışmayan, eğitim ve öğrenim görmeyen genç kadın oranının AB ülkelerinde yüzde 21 iken ülkemizde yüzde 51 gibi çok çarpıcı bir seviyede olmasıdır. Ülkemizde her iki genç kadından biri ekonomik yaşam ve eğitim sisteminin dışında kaldığını göstermektedir” uyarısında bulundu.
Üniversiteli işsizler
Üniversite mezunu gençlerin sayısında hızlı bir artış yaşandığı savunulan önergede, “Ekonomik ve sosyal yaşamın dışına itilen gençler arasında diplomalı ve vasıflı işsiz sayısı artmaktadır. İşsiz üniversite mezunlarının oranı 2014 yılında yüzde 10.6 iken 2018 yılında yüzde 12.4’e yükselmiştir. 2018 verileri derlendiğinde mühendis diploması olan 91 bin, mimar diploması olan 40 bin gencimize iş imkânı sunulamamaktadır. Sosyal hizmet bölümü mezunlarının yüzde 24’üne, gazetecilik bölümü mezunlarının yüzde 23.8’ine ve sanat mezunlarının yüzde 17.8’ine istihdam alanı açılamamaktadır” denildi.
Gençlik üzerinden politika yapmak, hataların en büyüğü olur. Bu yüzden olaya, bir milli mesele olarak bakıp, herkes taşın altına elini koymalıdır.
Genç işsizliğinin nedenlerinin araştırılması, somut çözüm önerilerinin ve sosyal politikaların ortaya konulması ve gerekli önlemlerin hızla hayata geçirilmesi için TBMM’de grubu olsun, olmasın tüm partilerin ve tüm kurumların elinden geleni yapacağına eminiz.
Özetin özeti: Gençlerimiz her şeyin çok daha fazlasını hak ediyor ve onlara destek olmak hepimizin boynunun borcudur!..