Dünya hızla değişiyor. Buna paralel olarak, elbette ki yaşam biçimimiz ve meslekler de değişecek.
Peki, geleceğin meslekleri ve hiç değişmeyenler hangileri olacak?
Dijital yaşamla birlikte, sanal dünyaya hitap eden mesleklerin öne çıkacağı kesin!
Örneğin Yazılım Mühendisliği, Yapay Zekâ Uzmanlığı, Veri Analistliği, İnternet ve Ağ Teknolojileri Güvenliği, Bilgi Teknolojileri Yönetimi, Dijital Tasarım, Dijital Yayıncılık, Bulut Sistemleri Uzmanlığı, Sosyal Medya Uzmanlığı, Blockhain Uzmanlığı, Drone Pilotluğu, Robot Uzmanlığı...
Ama her şey öylesine hızlı değişiyor ki bugün geleceğin meslekleri olarak isimlendirdiğimiz yukarıdaki mesleklerin pek çoğu üç beş yıl sonra demode meslekler arasına girebilir!
Son 50 yıldaki teknolojik gelişme, son 5 bin yıldan daha fazla. Yine aynı şekilde, 20 yıldaki gelişmeler de son 100 yılın toplamından daha çok!..
Hiç değişmeyecek?
Peki, insanoğlu var olduğu sürece hiç değişmeyecek meslekler hangileri? Tanıdık bazı meslekler bugün de, yarın da, yüz yıl sonra da hep olacak.
Örneğin, Doktorluk, Diş Hekimliği, Hemşirelik, Mimarlık, Mühendislik, Diyetisyenlik, Ürün Tasarımı, Öğretmenlik, Turizm ve Seyahat Uzmanlığı, Psikiyatristlik, İş Güvenliği Uzmanlığı, Avukatlık, Yargıçlık, Tesisatçılık, Din Adamlığı!
Yaşam koşulları ne kadar değişse de temel ihtiyaçlar sanki hiç değişmeyecek!..
Şekil değiştirerek ya da gelişerek vazgeçilmezler arasına girenler de tabii ki olacak. İşte onlardan örnekler:
Genetik Mühendisliği, Ekoloji Uzmanlığı, GDO’lu Ürünler Uzmanlığı, Finans Analistliği, Mekatronik, Üretim Mühendisliği, Nanoteknoloji, Kompozit Ürünler Uzmanlığı, İç Mimarlık...
Çok hızlı değişen bir dünya, akıl almaz gelişmeleri ve değişen meslekleri de beraberinde getirecek.
Bu hıza ayak uyduranlar yola devam edecek, uyduramayanlar ise ya yok olup gidecek ya da sıradanlığa razı olacaklar.
Bizler için belki geç oldu ama özellikle çocuk ve torunlarımız için, geleceği düşünmek zorundayız...
Peki, bu konuda, değişimin lokomotifi kim ya da hangi kurumlar olacak?
Elbette devlet ama özellikle de MEB, YÖK, TÜBİTAK, ÖSYM gibi geleceğimize yön veren kurumlar söz konusu.
Peki, onlar buna hazır mı?
İşte asıl sorun, sanki burada!
Günü kurtarmaya çalışmaktan, bir türlü geleceğe odaklanamıyorlar!..
Yarın neden önemli?
İnsanoğlunun dünyaya hakim olduğundan bu yana öylesine çok medeniyet geldi geçti ki bugün pek çoğunun adını hatırlayan bile yok!
Muhtemelen, birkaç yüz yıl sonra dünya dengeleri yine altüst olacak.
Peki, son 5 bin yıllık tarihe, kalıcı medeniyetler gözüyle baktığımızda, bizim gibi iz bırakan ya da bugüne gelenler hangileri?
Çok yok!
Çinliler, Hintliler, Moğollar, Japonlar, İngilizler, Araplar, İranlılar, Ruslar, İspanyollar, Yunanlılar, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar, Avusturyalılar, Museviler ve Amerika ile birlikte bu kervana katılan ve bir elin parmaklarını geçmeyecek, birbirinin devamı olan üç beş ulus daha, hepsi o kadar.
Özetin özeti: Dünden bugüne ayakta kalan medeniyetlere baktığımızda, ortak özellikleri, değişime, yeniliklere ve gelişime açık olmaları!..
